Yaşanan şeylere rağmen karşında küstahca duran Kutay'a hâlâ inanamıyordu. Hiç istifini bozmadan duvarın üzerinde oturmaya devam eden İmran'ın yapabileceği tek şey onu görmezden gelmekti. Öyle de yapmaya çalışıyordu fakat Kutay bunu asla sinesine çekecek bir adam daha doğrusu bir insan değildi. Bu yüzden sinirlenmeye başlaması her iki taraf için kötü olacaktı."Miray ile görüşmen gerek."
Aile üyelerinden aldığı habersiz karar ile İmran'ın yanına gelmiş ve yardım istemişti. Bunu sadece kardeşi için yapmak istemişti fakat İmran'dan alacağı tepki sinirlenip, sinirlenmemek konusunda büyük belirleyicisi olacaktı.
"Ben istediğimde görüşürüm. Alakasız, başka birinin bana söylemesiyle değil."
İmran söyleyeceğini söyledikten sonra duvardan inip, buradan uzaklaşmaya çalışmıştı fakat tutulan kolu engellemiş ve bir ağaç gibi olduğu yere onu dikmişti.
İmran tüm gücüyle Kutay tarafından tutulan kolunu kendine çekmiş ve ona karşı en nefret dolu bakışlarını yollamıştı. Sokağın oldukça kalabalık olmasına rağmen dikkat çekmemelerinin sebebi, kimsenin umurunda olmayışıydı. Eğer gündüz ve başka bir yerde olsalardı, emindi ki mutlaka onlara birileri 'Durun!' diyebilirdi.
Ona yumruğunu indirmemek için kendini zor tutuyordu fakat biliyordu ki eğer istese kendini ona öldürtebilirdi. Bu yüzden sakin ve temkinli davranmaya karar vermişti. Sessizce sıktığı yumruğunu bacağının yanındaki yere sabitlemiş ve ondan gelecek bir tepkiyi beklemeye devam etmişti.
"Onu görmen gerekiyor. Hoş davranmıyor ve hayatında görüp görebileceği en iyi arkadaşın senin olduğunu düşünüyor. Saygısızlaşmaya başladı ve bunu kimden öğrendiği de belli oluyor."
"Kes şu ahmak muhabbetini. Ergenler gibi laf sokmak için geldiysen uzaklaş, uğraştırma beni."
Kutay ile neredeyse 2 Haftaya yakın bir süredir muhattap olmuyordu ve onu ilk gördüğünde oluşan onu öldürme isteğine engel olamıyordu. Onun burada olması kesinlikle umurunda olmasa bile, burada olma sebebi gayet umurundaydı. Miray'ı önemsiyor ve düşünüyordu. Belki de annesi tarafından baskı altına alınması onu üzüyor ve sinirlendiriyordu. Tahmin güçlerini daha sonra kullanmaya karar verip, şu an onu yanından postalama gereği içine doğmuştu.
"Miray için burada durduğumu biliyorsun. Onunla konuş. Bak 'Konuşur musun?' demiyorum."
Ona karşı kurulan emir cümlelerinden nefret ettiği için kendini tutmak konusunda zorlanıyordu.
"Kutay, seni bir daha uyarmayacağım. Miray'ı en az senin kadar düşünüyorum. Bilirsin ki onun kiminle arkadaşlık etmek isteyeceğine ben ya da sen ya da onun annesi karar veremez. O karar verir. Bu yüzden artık kızı rahat bırakın. O evi başınıza yıktırtmayın."
İmran laf arasında bile yapacağı tehditi rahat duramayıp yapmıştı. Laflarını asla esirgemeyen biri olarak bunun nasıl sonuçlar doğurabileceğini asla düşünmüyordu. Bu yüzden babası ona sürekli 'Deli yürek' gibi lakaplarla sesleniyordu. Cesurluğunu babasından ağır başlılığını da annesinden almıştı. Annesini asla tanımamıştı ama babasının ona olan sevgisinden dolayı dilinden asla annesi düşmezdi ve sürekli cümlelerin içerisinde bu olurdu. Annesinin nasıl biri olduğunu ve nasıl tanıştıklarını sürekli babasından dinlerdi.
Annesinden bunu duymayı oldukça çok isterdi fakat konuşamayacak kadar ölüydü. Sebep budur ki, aklından hızla bunu çıkarmış ve etrafına odaklanmaya başlamıştı.
Daha fazla siniri bozulmaması adına Kutay'ı asla umursamamayı düşünüyordu.
Dediklerini duyuyordu fakat asla dinlemiyordu. Beyninin o kelimeleri kavramasına asla izin vermeyecekti çünkü her seferinde sinir bozmayı başarabilen bir yapısı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...