İmran sessizce yatağından kalkmış ve çok da umursamadığı elini ve yüzünü yıkamak için odasının içinde bulunan banyoya girmişti.
Hızla suratına avucunda biriktirdiği suyu çarpmaya başlamıştı. Bir nevi rahatladığını hissediyorken, suratındaki su damlacıklarını silmek istememişti.
Lacivert pijama takımıyla kahvaltıya inecekti ve bunun nasıl görüneceğini de gram umursamıyordu.
Sessizce kapıyı açıp, ilk önce kafasını dışarı uzatmıştı ardından tüm bedenini çıkardığında merdivenlerden aşağı inmiş ve ortalıkta kimseyi görememişti.
Çıplak ayakları soğuk zemin üzerinde, temasını belli eden sesler çıkardığında İmran'ın aklına üst kattaki koridorun sonuna kadar gitmediği geldi ve merakına yenik düşüp indiği merdivenleri gerisin geri yukarı çıkıp, tekrar kimseyi rahatsız etmeden sessiz adımlarla ilerlemeye devam etti.
Nefesini tuttu ve Kutay ile odalarının yanyana olduğunu bildiği için onun odasının önünden daha özenli bir şekilde sessizce geçmişti.
Onun odasının önünden geçtikten sonra saniyeler içerisinde Kutay gecelikleriyle dışarı çıkmıştı.
İmran'ı her gördüğünde siniri bozuluyordu fakat buna alışması gerekecekti. Sonuç olarak İmran'da burada yaşıyordu.
İmran bıkkınlık içerisinde gelen kapı sesine kulak vermiş ve aynı zamanda vücudunu o tarafa çevirmişti."Dolaşma, ses çıkarıyorsun."
Ciddi olamazdı. Oysaki İmran oldukça sessiz adımlarla ilerliyordu. Kulağı hassas bir malzemeden yapılmış olmalıydı.
"Ses mi çıkarıyorum? Ayağımda ayakkabı bile yok!"
Kutay sinirlendiği için kapıyı İmran'ın suratına kapattı ve uyumaya devam etmeye çalışmıştı fakat Kutay uyandıktan sonra asla uyuyamazdı.
Bu yüzden yatağının içerisinde kısa süreli kendince hareket edip ,ardından pikeyi öfkeyle yere fırlatmıştı.İmran ise Miray'ın olduğu odaya doğru yürümeye devam ediyor ve Miray'ı uyandırmak için odasına girmeye hazırlanıyorken, Kutay'ın onun kolundan sıkıca kavramasıyla kısa bir süre sersemliyordu.
"Çekil şuradan. Onu da erkenden uyandıracaksın." Kutay'ın söylemesini çok umursamadan fısıltı halinde konuşmaya devam etmişti.
"Amacım zaten o. Uyandıracaktım, çekilirsen!"
İmâ ile Kutay elini İmran'ın kolundan çekmiş, kapıyı tıklamadan Miray'ın odasına dalıvermişti. Kutay onu şaşkınlık içinde izliyorken, peşinden odaya girememişti. Kız kardeşinin müsait olmama ihtimalini de düşünüyordu.
İmran ise Kutay'a inatmış gibi kapıyı kapatmıştı.
Miray ise oldukça dağınık bir şekilde uyumaya devam ediyordu.Genç kadın bunu neden yaptığına anlam veremiyordu. Sadece yapmak istiyordu ve yapacaktı da..
"Miray!" Bağırmasının eşliğiyle Miray oldukça şiddetli bir şekilde irkilmiş ve ardından kendini ayakta bulmuştu.
"Abla, bunu neden yapıyorsun?"
"Bana abla demeyi kes!" dedikten sonra İmran, onu yatağına geri göndermişti.
Miray bundan oldukça memnun bir şekilde kendini yatağının kollarına bırakmış ve kendisini şefkatli bir anne gibi sarmalamasına izin vermişti.İmran pes edip, sıkıntıyla baş başa kalacağı bir sabah geçirmek üzere Miray'ın odasından çıkmıştı.
Adımlarını kapıyı usulca aralayıp sıralamaya devam ediyorken, kendini mutfakta buluvermişti.
Oldukça acıkmıştı. Buzdolabını açıp midesinin sevebileceği bir kaç atıştırmalık bulduktan sonra onları buzdolabının önünde yemeye devam ediyordu.İmran'ın fark edemediği bir güç ile beraber o, dolap ve kapağı arasında sıkışıp kalmıştı. Üzerine dolabın kapağını örtecek sadece biri vardı bu evde. O da İmran'ı son derecede görmezden gelen Kutay'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURONİ
Teen Fiction18'li yaşlarının başında babasının güvenilir olmayan bir takım işleri yüzünden tek başına bırakılan genç bir kız, hayatının tam olarak dört senesi yaşadığı depresif ruh haliyle sokakta geçirir. Bu süre içerisinde gördüğü her canlıya yardım duyguları...