BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-

21. (aldatış.)

      "Ağabey bunda utanacak birşey yok. O sandalyeye mahkum olnlarda var." Dedi yeşim ve çenemi tutup başımı kaldırdı. Haklıydı. Dün doktor herkese ne yapacağını söylemişti. Bana da sandalyede oturmamı söylemişti. Derin bir nefes aldım. Arabayı cem ittiriyordu. Eve gelmiştik daha yeni. Yutkundum. "Endişelenme. İyileşeceksin." Dedi vedat. Sedat ve yeşim el ele içeriye ilerleyip kapıyı açtılar. 2 basamak merdivenden çıkardılar beni. "Kendimi kötü hissediyorum." Diye fısıldadım. "Sana biz bakacağız." Dedi yeşim gülerek. "Şimdi daha kötü oldu." Dedim. Güldüler.

"Nereye gidelim?" Dedi cem gülümseyerek yanımda eğilip. "Salona." Diye mırıldandım bacaklarıma bakarken. Benden daha kötü durumda olan insanlar vardı. Ben daha bu halde kendimi kötü hissediyorsam kim bilir onlar ne hissediyordu? "Aç olan beklesin. Yemek yapacağım." Dedi yeşim. "Tamam canım." Dedi sedat gülümseyerek. Yeşim'e çok iyi davranıyordu. Yeşim heyecanlandı bir anda. Yapacağı şeyi unutmuş olmalı ki duraksadı. "Yemek." Dedi kendi kendine ve Sedat'ın elini bırakıp mutfağa koştu. Kahkaha attı cem.

Sedat yanıma oturdu dikkatli bir şekilde. "Hala yakışıklısın." Dedi vedat. Gülümsedim. "Fatih.." Sedat'a döndüm. "Efendim?" Dedim benden gözlerini kaçıran sedat'a. "Ayıp olmazsa birşey sorabilirmiyim?" Dedi ve parmaklarına baktı. "Tabiki." Dedim. "Yeşim neleri sever? Neleri sevmez? Kusura bakma ama ona nasıl davranmam gerekiyor kestiremiyorum." Dedi sedat hızla. "Birisinin onu takmamasını sevmez. Herkesin onunla konuşmasını ister. Dünyaya kendi gözünden bakar sadece. Empatinin ne demek olduğunu bilmediğini düşünüyorum." Dedim düşünceli çıkan sesimle. Güldü.

"Çok zekidir. Hissettirmese de yüreği çok narindir. Sevdikleri veya hoşlandıkları ile çıkar sanıyordum. Ama vedat'ın söylediğine göre sana aşık olduğunu söylemiş." Dedim ona dönüp. Elini ensesine attı ve gözlerini kaçırdı. "Seni bırakması uzun sürer. Kusura bakma." Dedi cem sedat'a. Başımı salladım onu onaylayıp. "Sorun değil. Şu yaşımda ilk defa sevgilim oldu. Hala şaşkınım." Dedi sedat. Güldük hepimiz. "Televizyonu açalım." Dedi cem. Vedat başını salladı ve kumanda ile televizyonu açtı. Aksiyon filmi vardı. "Göçebe.. izledim ben bunu." Dedi ve geriye yaslandı cem.

"Kız güzelmiş.." dedi vedat. "Evlisin ağabey. Sakin ol." Dedi sedat. Aklıma gelen şeyle gülümsedim. "Vedat. Anahtarı alıp yengeyi buraya getirsene." Dedim vedat'a bakıp. Bana baktı. "Filiz'i mi? Neden?" Dedi gergince. "Onu hiç tatile götürmedin. Burası cennet gibi. Bol bol eğlenirsiniz işte. Ayrı ayrı olmaz. Kadın başına orda durması tehlikeli." Dedim ciddi bir şekilde. "Yengem çok mutlu olur aslında. Doğru." Dedi sedat beni onaylayıp. "Biz gidelim." Dedi cem. "Niye siz?" Dedim tek kaşımı kaldırıp. "Yaralısınız." Dedi vedat. Başımı salladım.

"Ben gideyim o halde. Üstümü değiştirsem mi?" Dedi vedat. Üstünde beyaz t-şört ve siyah pantolon vardı. Bizim vedat genellikle gömlek ve kumaş pantolon ile gezerdi. "Karına kendini ezdirme." Dedim içimden geçeni söyleyip. "Üstüne ceket al." Diye ekledim. "Neden?" "Tarzını biraz değiştir ağabey. 50 yaş üstü amcalar gibi dolaşıyorsun." Dedi sedat geriye yaslanıp. "Benim kıyafetim-" "Benden sana hediye. Dolaptan al. Ben vermek isterdim ama.." dedim ve durumumu gösterdim. Başını salladı ve yukarıya çıktı.

Üstüne geçirdi ceketi ve bana baktı. "Karının karşısında dik dur. Seni ezmesine müsade etme. Kadınlar sus pus erkekleri sadece kullanırlar. Vakti gelince de.." Dedim ve aklıma gelen kadın ile yumruklarımı sıktım. "Ben gideyim." Dedi vedat hızla. Başımı salladım. "Ağabey gidiyormusun?" Dedi yeşim mutfaktan çıkıp. Dünden beri vedat'a 'ağabey' diyordu sürekli. "Gidiyorum. Birşey lazım mı?" Dedi hızla. Yeşim başını iki yana salladı. Vedat, cem ile evden çıkınca televizyona döndüm. "Gözleri çok garip lan." Dedi sedat kıza bakarken. Başımı salladım. Düşüncelerimi kenara attım ve filme yöneldim.