18. (kurtarma operasyonu..)

2K 109 0
                                    


       Gözlerimi yavaşça araladım. Ölmemiştim! Neredeydim? Neden üşüyordum? Ellerim.. ellerime baktım hızla. İki yandan zincir ile bağlıydım! Duvarla aramda 1 metre vardı ve sadece üzerimde pantolonum vardı. Yukarıya baktım. Üst taraftaki borulara bağlamışlardı. Deponun içindeydik ve içeriyi üst taraftaki boşluklar aydınlatıyordu. İçimdeki yanma hissi hala vardı. Önüme döndüm. "Uyandın." Dedi yiğit içeriye girince. Nefretle baktım yüzüne. "Ne o? Kapışmaya cesaretin yokmu?!" Diye kükredim. "Kızım seni bu şekilde öldürmeyi tercih etti." Dedi yiğit. Ecrin mi planlamıştı bunu? Yutkunmaya çalıştım. "Getirdim baba." Ecrin'in sesi ile ona döndüm.

Elindeki hortumu çekiştire çekiştire 4 metre uzağıma koydu. Ona baktım bir süre. "Sana verdiğim ilaç sadece acı vermek için değildi. Acıyı üçe katlamak için dayanıklılığını kıran bir ilaç daha verdim." Dedi ecrin ve babasının yanına ilerledi. "Cesaretin kırılmış gibi kor." Dedi gülerek yiğit. Birşey söyleyemedim. Buradan kurtulmak istiyordum. Ondan olabildiğince uzak durmak. Kaçmak. Her gece ağlamak. Ama yapamazdım. Burada hayatımı adadığım kız tarafından öldürülecektim. "Başlayalım baba." Dedi ecrin. Babam ne yapıyordu acaba? Merak etmişmidir?

Benim ölüm haberim ile yıkılırdı büyük ihtimalle. Peki bizim çocuklar? Hepsi evine varmışmıydı? Yeşim.. ben ölünce ağlarmıydı arkamdan? Göğsüme çarpan su ile gözlerim ardına kadar açıldı. Acı ile bağırdım. "Nasıl?! Su güzel mi?!" Diye kükredi yiğit bey gülerek ve suyu üzerimde gezdirmeye devam etti. Ağzım açılmıştı ve sadece acıyı hissediyordum. Su azaldı ve yüzümü ıslattı bir süre. Nefes almaya çalışırken çırpınıyordum. "Acıdan kıvranarak öl!" Dedi ve kahkaha attı yiğit. Tekrar göğsüme indirdi suyu.

"Arttır!" Diye bağırdı yiğit. Şiddet artınca daha güçlü bağırdım. Derimi parçalayan su vücudumda geziyordu. Bacaklarıma indi. Sol bacağıma saplanan acıyla bağırdım. Gözlerim ve ağzım açılmıştı. "Su biraz sıcak sanki!" Dediği zaman su hızla soğudu. Diğer bacağıma aniden geçince ölmeyi diledim. Diğer bacağımla da gülerek ilgilendi ve tekrar vücuduma çıkardı suyu. Zaten acıyan yere tekrar su tutunca gözlerim karardı. Vücudum acıyla titriyordu. Su aniden kesildi. "Eklemek istediğin bişey varmı?" Dedi yiğit gülerek. Ecrin'e baktım zorlukla. Depo kalabalıktı. Ama herkesin içinden ışık gibi parlayan bir tek o vardı.

Beni izliyordu. Ağzıma gelen sıcak sıvıyla yere kustum. Ecrin yere korkuyla bakınca ben de baktım. 'Kan.' Kan kusmuştum. Gözlerim kararıyordu. Son bir çare ile gözlerine bakıp fısıldadım. "Seni seviyorum." Ecrin duyduğu şey ile afalladı. Ciğerlerim iflas etmişti. Zar zor nefes alıyordum. Başım isteğim dışında önüme düştü. Gözlerim kapandı. "Son sözü boşuna söyledi." Dediğini duydum yiğit'in. Sonrası yine karanlık..

Sedat'tan;

Yolda ilerliyorduk hepimiz. Fatih'in bizi kovması ile sinirle çıkmıştık evden. Yeşim bize numarasını vermişti gitmeden önce. "İçimde kötü bir his var." Dedi ağabeyim ikimizin arasından başını çıkartıp. Cem ve ben önde oturuyorduk. Cem arabayı kullanıyordu. Bizi polis çevirseydi silahlardan dolayı içeriye alırlardı kesin. Başımı salladım. "Fatih yine bir boklar yiyordur." Dedi cem sinirle. Telefonum çalınca irkildim. Telefonun ekranında 'yeşim.' yazısını görünce gerildim. Neden arıyordu? Hızla açtım telefonu.

Yeşim hıçkırarak ağlıyordu. "Yeşim?" Dedim sorar gibi. "Sedat.. attığım konuma gelin yalvarırım. Ağabeyim baygın. Bağlamışlar." Dedi fısıldayarak ve ağlamaya devam etti. Vücudum korkuyla kasıldı. "Nerdesin!" Dedim hızla. İkisinin de dikkatini çekmiş olmalıydım ki bana bakmışlardı. "Konum attım.. çabuk olun." Diye fısıldadı. Telefon kapanınca hızla attığı konumu açtım. Şu an hemen önümüzdeydi oraya gidiş yolu. "Sedat ne old-" demesine kalmadan cem'in önüne atlayıp elindeki direksiyonu sağa kırdım. İçimdeki korku git gide artarken diğerleri korkuyla bağırıyordu. Depo.. depoyu görünce fatih'in arabası gözüme çarptı.

Deponun yan tarafındaki tepeye çıktım. "Durdur!" Dediğim anda araba hızla durdu. Kolumu çarpsamda umursamadım ve dışarıya fırladım. Yeşim ellerini yüzüne kapatmış ağlıyordu. "Yeşim." Dedim ve ona ilerledim. Yüzünü açtı, beni görünce bana koştu. Sıkıca sarıldım. İlk defa böyle birşey yapsamda umursamadım. "Ağabeyim içerde.. bizi bu yüzden kovmuş." Dedi hıçkırarak. Daha sıkı sarıldım. "Eşyaları çıkartalım." Dediğini duydum ağabeyimin.

"Çok korkuyorum." Diye fısıldadı. "Korkma. Ben yanındayım." Dedim güven verircesine. Yavaşça ayrıldım. Gözyaşlarını sildim ve geriye çekildim. "Sedat.. Yeşim.. yatın yere." Dedi cem hızla. Yeşim ile yere yattık. Herşey gözüküyordu net olarak. Fatih gözlerini açtı ve ellerine baktı hızla. Yüzündeki telaşı izledik. Silahı kurdum. Herkes hazırdı. Yeşim korkudan titriyordu. Elini tuttum ona bakmadan. Bana baktığını hissettim. "Uyandın." Dedi yaşlı bir adam elindeki bastonla içeriye girip. "Ne o? Kapışmaya cesaretin yokmu?!" Diye kükredi fatih. "Kızım seni bu şekilde öldürmeyi tercih etti." Yaşlı adamın söylediği şey ile bu adamın; fatih'in bize bahsettiği yiğit olduğunu anladım.

"Ecrin'e güven olmaz." Diye tısladı cem. "Getirdim baba." Dedi ecrin ve içeriye hortumu sürükleyerek girdi. Fatih donmuştu. Sadece ona bakıyordu. "Sana verdiğim ilaç sadece acı vermek için değildi. Acıyı üçe katlamak için dayanıklılığını kıran bir ilaç daha verdim." Dedi ecrin ve yiğit'in yanına ilerledi. "Cesaretin kırılmış gibi kor." Dedi gülerek yiğit. Fatih susuyordu. Gözlerindeki ifade çok büyük bir acıydı. "Başlayalım baba." Dedi ecrin. "Doruk bey'e mesaj attım. Gördü." Dedi ağabeyim. Ona bakmadan başımı salladım.

Fatih öylece dururken göğsüne tazyikli su çarptı hızla. Acı ile kükrerken gözleri sonuna kadar açılmıştı fatih'in. Yeşim elini ağzına kapattı. Göğsüme çektim görmemesi için. Yakamı tuttu sıkıca. "Nasıl?! Su güzel mi?!" Diye kükredi yiğit. Ecrin kenardan normalmiş gibi izlerken yiğit gülerek suyu fatih'in üzerinde gezdiriyordu. Çok kalabalıklardı. Eğer ateş etseydik hepsinin dikkatini çekerdik. Yiğit suyu azalttı ve yüzüne tuttu suyu. Fatih çırpınmaya başladı tekrar. "Acıdan kıvranarak öl!" Dedi ve kahkaha attı yiğit. Tekrar göğsüne indirdi suyu.

"Arttır!" Diye bağırdı yiğit. Artan su ile daha güçlü bağırdı. Şapkayı geçirdim başıma ters bir şekilde. Vücudu kızarıyordu gittikçe. Bazı yerleri parçalanmıştı. Suyu çektiği zaman kanlar akıyordu. Yeşim göğsümde hala hıçkırarak ağlıyordu. Bacaklarına da tuttu suyu. Bu adamı indirmek istiyordum. Yumruklarımı sıktım. "Su biraz sıcak sanki!" Dedi ve diğer bacağına geçti. Nerede kalmıştı bu herif?! Tekrar vücuduna yönelince fatih'in gözleri acıyla kaydı. Su aniden kesildi. Biz şükrederken "Eklemek istediğin bişey varmı?" Dedi yiğit gülerek. Ecrin'e baktı yavaşça.

Hala nasıl ona bakabiliyordu?! Yan taraftan gelen doruk bey ile ona baktım. Yanımıza çöktü ve fatih'i görünce irkildi. Fatih yere kustu. Kustuğu şey ile ürperdik. Kan. Kan kusmuştu. Ecrin korkuyla kana baktı. Fatih'in ruhu çekilmiş gibiydi. Sonra anlaştığımız o kelimeyi duyduk hepimiz. "Seni seviyorum." Diye fısıldadı ve başı öne düştü fatih'in. "Son sözü boşuna söyledi." Dedi yiğit. "İşaret verildi!" Dedi ağabeyim ve nişan aldı. Doruk bey hızla kalktı. "Dalın!" Diye kükredi. Yeşim'i kendimden uzaklaştırıp silahı kavradım.

"Aşağıdalar." Dedi yeşim. Ben yukarıya tutmuştum çünkü.. tetiğe bastım. Bizi hedef alan keskin nişancı alnına yediği mermi ile yığıldı. Sanki bu sesi bekliyormuş gibi içeriye daldılar doruk bey'in adamları. Herkes afallamıştı. Adamları zorlayanları hedef aldım. Tetiğe bastım tekrar. Teker teker indirirken ağabeyim ve cem tepeden inip içeriye dalmışlardı bile. "Çok iyi gidiyorsun." Dedi yeşim. Gülümsedim ve tetiğe bastım. Ecrin ile gözlerimiz kesişti. Yiğit ecrin'i korumak için önüne siper oldu. Ağabeyim düşmanları indirirken arkasından yaklaşan piçi vurdum.

"Sol tarafta!" Diye kükredim hızla. Cem bize baktı ve kafasını sallayıp kalabalığın içinde fatih'i aramaya devam etti. Yanımdan gelen silah sesi ile korkuyla Yeşim'e döndüm. Yeşim kimi vurmuştu? Arkama bakınca yere yığılan adamı gördüm. "Sağol." Dedim gülümseyerek ve nişan aldım. "Hayatını kurtardım. Benimle -silah sesi- yemeğe çık." Dedi yeşim hızla. Başımı salladım gülerek. Deli cesareti vardı Yeşim'de. Birisini daha indirdim. Çok güzeldi. Birisi daha. Bana göre fazlaydı. Birisi daha. Hızla kalktım ve silahı sırtıma koydum. Yeşim bana bakarken elimi uzattım ona. Elimi tuttu heyecanla ve doğruldu. Yeşim önden ben arkadan hızla ilerledik.

Tepeden aşağıya içeceğimiz zaman önümüze bir grup geldi. "Siktir.." diye tısladım. İşte şimdi sıçmıştık!

BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin