56. (Evli sedat..)

1.5K 81 5
                                    


Sedat'tan;

"Ani!" Dedi Aysu. "Uub!" Dedi efecan. "Agaga!" Dedi emirhan. Sıkıntıyla ofladım. Ne güzel oynuyorduk. Ama gelin görün ki şu 3 bücür kendi aralarında antik bir dille konuşmaya başlamışlardı. "Bibi!" Dedi emirhan ve Aysu ile efecan kahkahalarla gülmeye başladılar. Çocukları ve bebekleri çok seviyordum. Çocuk sahibi olamayacağımı bilmeme rağmen.. Tedavi oluyordum 2 aydır.

İç çektim. Efecan sevinçle çığlık attı. Bir bilselerdi anne ve babalarının ne zor dönemlerden geçtikten sonra barışıp kendilerini yaptıklarını.. "Gel.." dedim ve Aysu'yu kucağıma aldım. Emirhan ve efecan anında susup bana baktılar. Aysu kucağımda heyecanla çırpındı. Efecan ve emirhan ağlamaya başladı bir anda. İrkildim. Ne olmuştu? Aysu kucağımda diye mi ağlıyorlardı? Aysu'yu aralarına bıraktım korkuyla.

İkisi de hızla Aysu'nun elini tutarken bana baktılar yaşlı gözleriyle. Gözlerindeki yaşları sildim gülümseyerek. "Tamam!" Dedim ve ellerimi kaldırdım teslim olurcasına. Emirhan yine efecan'a antik dilde birşeyler söylediği zaman efecan kahkaha attı. Efecan'da ona birşeyler söyleyince bu sefer 3'ü de güldü.

"Sedat.." dedi ağabeyim yorgunca. "Beni oldu ağabey?" Dedim endişe ile. "Çocukları parka götürsene.." dedi ağabeyim. "Tamam götürürüm. Sen yeter ki yorulma." Dedim ve bağdaşı çözüp doğruldum. "Siz ne konuşuyordunuz bu arada fısır fısır?" Dedim Emirhan'ı ağabeyime uzatırken. "Hiç." dedi bir anda. Emirhan ile arka odaya girdi. Gözlerimi kıstım. Efecan'ı ve Aysu'yu kucağıma alıp yürümeye başladım.

_____________________ ___________________

3'lü bebek arabası ile parkta yürüyordum. Türkiye'deki parklar daha güzeldi. Burada hiç eğlenceli aletler yoktu. Beyaz yolda ilerlemeye devam ettim. 3 bebek de birbirleriyle antik dilde konuşuyorlardı. Gözlerimi çimenlere çevirdim. Ağabeyimin isteği üzerine evli olmasam da yüzük takmıştım. Aslında haklıydı. Güvenlik amaçlı takmıştım yüzüğü.

Kızıl saçlı bir kadın yüzünü görmeme fırsat vermeden bebeklere eğildi. Üzerinde spor kıyafetleri vardı. Ben de suluklarını almak için alttaki çantaya eğildim. "Bu bebekler sizin mi?" Duyduğum ingilizce cümle ile yerime çivilendim adeta. Bu ses.. yavaşça doğruldum. Karşımdaydı. Gözlerimiz kesiştiği anda afalladı. "Sedat.." diye fısıldadı yeşim. Nefes alamazken ellerim titriyordu. Onu takmadan yürümeye başladım.

Neden gizli gizli konuştuktan sonra beni buraya gönderdiklerini anlamıştım. Yeşim buradaydı çünkü. Kolumu tutunca durdum. Ona döndüm. Ona belli etmeyecektim hiçbir şeyi. "Naber yeşim.." dedim ve gülümsedim. Yutkundu. "Uzun zaman oldu.." diye fısıldadı. Aklına bebekler gelmiş olmalı ki gözleri büyüdü bebeklere bakarken.

Ellerime baktı umutla. Ağabeyime minnettardım. Yüzüğü gördüğü anda kaskatı kesildi. "E-evlendin mi?" Dedi korkuyla. "A.. evet.." dedim sevinçle. Acı çekiyordum. Ellerini ağzına kapattı. Ağlıyordu. Bana acı çektirmeyi sevdiğini biliyordum. "Hayır.." diye fısıldadı çaresizce. "ba ba!" Dedi emirhan ellerini sallarken. "Tamam.. gidelim. Görüşürüz yeşim." Dedim ve ağlayan yeşime son bir bakış attım.

Yıkılmış bir şekilde bakıyordu bana. Gülümsedim. Hızla önüme döndüm gözlerim dolarken. Daha hızlı ilerledim. Ağacın dibinde durdum. Telefonum çaldı. Hemen açtım. "Fatih.." dedim titreyen sesimle. "Ne oldu lan?" Dedi fatih telaşla. "Onu gördüm.." "tahmin etmiştim." Dedi ve nefesini verdi. "Neredesin?" Dedi. Yerimi söyledim ve kapattım. Yere oturdum.

Başımı dizlerime yasladım. Kaç dakika oldu bilmiyorum. "Ağabey.." Yeşim buraya mı gelmişti? Başımı kaldırıp Yeşim'e baktım. "Gel.." Dedi fatih ve kollarını açtı. Yeşim hızla ağabeyine sarıldı. Zorlukla doğruldum. Ellerime baktım. Üstümü başımı düzelttim. "Herşeyi biliyorum.. senin hakkında ağabey." dedi yeşim. "Eee naber?" Dedi ağabeyim. "İyiyim. Sizi gördüm daha iyi oldum. Ama.." dedi ve bana baktı. Gülümsedim ona. Fatih'in kulağına birşeyler fısıldadı.

BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin