58. (Türkiye!)

1.4K 75 6
                                    

     Sedat Yeşim'in elini sımsıkı tuttu ve gözlerini kapattı korkuyla. Bedeni kaskatı kesilmişti. Güldüm. "Uçak fobin mi var?" Dedi yeşim endişe ile. "Müsait bir yerde inmek istiyorum." Dedi sedat zorlukla. "Havadayız sedat olmaz." Dedim gülerek. Gözleri ardına kadar açıldı. Pencereye bakınca daha da kasıldı bedeni. "Ağabey! Korkutma sedat'ı." Dedi sinirle. Kahkaha attım. Sedat'ı kendisine çevirdi. Özel uçak ile yolculuk yapıyorduk Türkiye'ye doğru.

"Sedat.. gözlerimden gözlerini ayırma. Şu an neredeyiz biliyor musun?" Dedi yanaklarını tutarken. Sedat başını iki yana salladı korkuyla. "Şu an yerdeyiz. Burayı bir araba gibi düşün." Dedi. Öyle bir söylemişti ki ben bile inanmıştım. "Pencereyi kapatsınlar.." dedi yeşim bize bakıp birşeyler ima ederek. Oflayarak camımı kapattım. Önümdeki masanın üzerine koydum telefonumu. Elimi çeneme yasladım.

Yakında bir toplantı yapılacaktı. Mafya toplantısı. Kast'a bakılmaksızın her türlü katil bulunacaktı orada. Bilinmeyen numaradan gelen mesajı sildim. "Fatih?" Ecrin'in sesi ile ona dönüyordum az kalsın. "Hmm?" Dedim telefonumla uğraşırken. "Konuşmuyor musun benimle?" Dedi narin sesiyle. "Hmm dedim ya." Dedim soğuk bir sesle.

"Niye bana bakmıyorsun?" Dedi hayal kırıklığı ile. Ona bakamazdım. Eğer ela gözlerine bakarsam hemen affederdim onu. "İşim var." Dedim bıkmış bir şekilde. "Benden daha mı önemli işin?" Diye sordu merakla. Birşey söylemedim. Furkan küçük odada uyuyordu. Bana kalmıştı demek. Derin bir nefes aldım.

Vedat oflayarak yanımızdaki tekli koltuğa oturdu. Dikkatimi dağıtmak için ona döndüm. "Ne oldu? Moralin bozuk gibi." Dedim. "Filiz'in dizisi kaçıyormuş. Şimdi izliyor. Benimle hiç ilgilenmiyor." Dedi keyifsizce. "Ben alıştım. Sende alışırsın.." dedim gülerek. Yüzündeki ifade değişti. Kahkaha attı. "Çok kötü bir hismiş lan ilgilenilmemek." Dedi vedat. "Şimdi nasılsın?" Dedi yeşim. "Daha iyi.." dedi sedat.

"Sedat." "Efendim ağabey?" "Uyusana. Varmamıza daha varmış." Dedi vedat.  Sedat başını salladı ve geriye yaslandı. Gözlerini kapattı. "Arka odaya gidelim." Dedi yeşim ayağa kalkarak. "Yok yok. Ben böyle iyiyim." Dedi sedat gözleri kapalı. "Eğer kalkarsam bayılabilirim." Diye ekledi. Güldük. "Fatih.." dedi ecrin. Önüme döndüm. Ona bakmak istemiyordum. "Ne?" Dedim sadece. "Kavga mı ettiniz?" Dedi vedat merakla. "Bana vakit ayırsaydı edebilirdik.." dedim elim yanağıma yaslı bir şekilde telefonumu çevirirken.

"Anladım." Dedi ve geriye yaslandı vedat. "Şu an boşum fatih.. neden asıyorsun yüzünü?" Dedi sinirle. Gözlerimi kapattım. İçimden 'ya sabır!' Diyerek gözlerimi açtım. "Sadece şu an boş değilsin ecrin. Çoğunlukla vaktin boş oluyor. Ama sen bir dakikanı bile ayırmıyorsun fatih'e." Dedi cem. Arkamızdaki koltukta oturuyordu esra ile.

Ecrin sessizleşti. Yüzümü ovuşturdum. Sanırım evlilik hayatımız yokuşa sürükleniyordu. "Lavaboya gitmem lazım." Dedim ve doğruldum. Vedat geçmem için ayağa kalktı. Ecrin'e bakmadan yürümeye başladım. Lavaboya girdim ve kapıyı kapattım. İstediğim olmuştu. Aşık olduğum kadınla evlenmiştim. Neden mutlu değildim? Aynadaki kendime baktım. "Ben mutlu değilim.." dedim kendime itiraf eder gibi. Mutlu olmam gerekiyordu.

İç çektim. Ellerimi yıkadım. Yanaklarıma vurdum birkaç kere. "Kendine gel fatih.." dedim ve gözlerimi kapatıp başımı eğdim. "Ecrin ile evlisin. Bir oğlunuz var. Mutlu olmalısın." dedim gözlerim kapalıyken. "Beni sevmezken nasıl mutlu olabilirim?" Bu ses.. aynaya baktım hızla. İçimdeki; duymak istemediğim düşünceyi cümleye dönmüştüm bilmeyerek.

"Kahretsin.." dedim ve bir elimle yüzümün yarısını kapattım. Düşünmem gereken başka şeyler vardı. Doğruldum. Hızla çıktım lavabodan. Cem irkilerek bana döndü. Yandaki küçük odaya girdim. Kapıyı kapattım. Kenara ilerledim. Cenin pozisyonu alarak düşünmeye başladım. Bir şekilde onu kazanmalıydım. Bana dostça yaklaşmasını istemiyordum. Ona aşıktım.

BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin