Yavaşça araladım gözlerimi. Gözlem odasının tavanına bir süre baktıktan sonra doğruldum. Üstümdeki örtüyü fark edince sırtıma geçirdim örtüyü. Üstüm çıplaktı. "Fatih bey uyandınız sonunda." Dedi heyecanla Ceyda ve odadan çıktı. Bana ne olmuştu? 'O boynuma yönelirken ben sadece tavana bakıyordum.' 'Yapma lütfen..' Aklıma gelen anıyla vücudum gerildi ve yutkundum. Cem bey odaya dalınca irkildim korkuyla. "Kusura bakmayın.. sonunda uyandınız. Nasılsınız?" Dedi hızla. "O nasıl?" Diye sordum pürüzlü sesimle."Ağladı ve kriz geçirdi. Kimse zapt edemedi." Dedi Ceyda sinirli bir şekilde ve elindeki suyu bana uzattı. Ayağa kalkmak için harekete geçince başım döndü bir anda. Yerime hızla geri oturdum ve elimi başıma yasladım. İyi olduğuma kanaat getirince ayağa kalktım yavaşça. Ceyda'nın uzattığı suyu içtim ve bardağı ona geri verip cama yaklaştım. Bunları yaparken kendinde değildi. Şuan sakin bir şekilde uyuyordu. 'Önceden yaptığı şeyden habersiz..' diye fısıldadı iç sesim. Herkesin önünde rezil olmuştum. Bunu kaldıramıyordum.
"Odadan çıkarmısınız?" Diye sordum sesimin kırgın çıkmasına engel olamadan. "Gelin Ceyda hanım.. yalnız kalmaya ihtiyacı var." Dedi cem bey ve çıkıp arkalarından kapıyı kapattılar. Kapıya dönüp kapıyı kilitledim hızla ve dizlerimin üstüne düştüm. Ellerim kapıya yaslıydı. Başımı eğdim yenilmişlikle. "Biz kardeş gibiydik.." diye fısıldadım ve gözlerimden firar eden yaşlarla hıçkırdım. Gururumu hiçe saymıştı. "Neden beni öldürmedin?" Diye fısıldadım ellerim yumruk olurken. Ayağa kalktım yerden destek alarak. Cama geri yürüdüm ve alnımı cama yasladım. Ellerimi başımın iki yanına koydum. Düşüncelerimle gözlerimi kapattım.
İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite.. eğitim hayatım boyunca hiçbir kızla iletişim kuramamıştım. Üstüne ecrin'in olayı gelince tamamen içime kapanmıştım. Onu anlamaya çalışıyordum. Ama neden bana böyle birşey yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Cama vurdum hıçkırırken. Örtü üstümden kayıp yerle buluştu. Saat gecenin 2'siydi. Ben daha bir kızın elini bile tutamamışken ecrin bana sahip olmaya kalkmıştı. Çok pasif birisiydim. Diğerleri bana acıyarak bakarken ben sadece ağlıyordum orada.
"Beni öldürseydin daha az canım yanardı!" Diye bağırdım acıyla. Ona kızamıyordum bir türlü. Bedeni istekleri dışında hareket ediyordu çünkü. Kendi bedenine sahip çıkamıyordu. İlaçlar etkisini gösterene kadar.. bu olay yaşanmadan yaklaşık 5 dakika önce almıştı ilacını ve yatmıştı. Sonrada.. gözlerimi kapattım hala hıçkırırken. Kapıyı açtım hışımla ve koridora koştum. Nöbet saati olanlar dolaşıyordu etrafta. Beni gören acıyarak bakıyordu bana. Kimseyi umursamadan yürümeye başladım. "Fatih bey nereye gidiyorsunuz?" Diye bağırdı arkamdan cem bey.
Hıçkırarak ağlarken koşmaya başladım. 'Daha gencecik çocuk..' 'Ben olsaydım iterdim.' 'Yazık..' 'doğruymuş..' bu sözleri duydukça hıçkırıyordum. Tuvalet'i görünce daldım içeriye. Ceyda çığlık attı korkuyla. Burada boy aynası olduğu için girmiştim buraya. "Fatih bey.." dedi Ceyda üzüntüyle. Onu umursamadan kenara ittim ve boy aynasının önüne geçtim. Ellerimi aynanın iki yanına yasladım. Kapıdaki kalabalığı hissedebiliyordum.
Gördüğüm görüntüyle dizlerimin üstüne düştüm. Ağzımı açıp konuşmaya çalıştım hıçkırırken. Boynumda ve vücudumda morluklar vardı. Saçlarım dağılmıştı. Yüzümdeki yaşlar kurumuştu. Dudaklarım kızarmıştı. Bileklerime kaydı gözüm. Gözlerimi kapatıp acıyla bağırdım. Bugün en kötü gündü benim için. Başımı eğdim hıçkırırken. Neden böyle birşey yapmıştı ki? "Neden yaptın bunu ecrin?" Diye fısıldadım titreyen sesimle.
"Hani biz kardeş gibiydik?" Diye fısıldadım ardından. Kalabalıktan gelen 'arkadaşlarmıydı birde!?' 'En yakına yapılmaz bu..' gibi sözlerle ayağa kalktım aynaya tutunurken. Aynaya baktım tekrar. Kollarımdaki kızarıklıkları fark ettim. "Yapmamalıydın?!" Diye kükredim ve cama hızla yumruk attım. Cam yumruğumla parçalanırken sadece çatlaklardan gözüken yüzüme baktım. Cem bey koluma yapıştı hızla. "Durun fatih bey!" Dediği anda onu ittim kenara ve iki yumruğumu birleştirip lavaboya vurdum bağırarak. Lavabo hızla kırılıp yerle buluşurken hıçkırarak ağlıyordum hala.
Derin nefeslerim arasından ellerime baktım. Kanlar içindeydi. Beni tuttukları zaman karşılık vermedim. Ruhum da bunlar gibi parçalanmıştı çünkü. Sadece gerçeği göstermiştim. Beni yürümeye zorlayınca ilerledim. Kalabalık ikiye bölünürken sadece aklımda ecrin vardı. "Doruk beyle konuşup.." Cem bey'in sözünü kestim elimi kaldırıp. "Ecrin benim." Dedim ona dönmeden. "Fatih bey elleriniz.." dedi Ceyda ilk yardım çantasını kaldırıp. Elindeki çantayı aldım ve yürümeye devam ettim. "Pansuman yapalım." Dedi cem bey elimdeki çantaya uzanıp. Aklımda bir plan vardı.
Çantayı geriye çektim. "Ecrin yapacak." Dedim. Arkamdaki kalabalıktan duyduğum şaşkınlık nidasıyla hızımı arttırdım. "Fatih bey durun?! Ne dediğinizin farkında mısınız?!" Diye bağırdı arkamdan telaşla. Sinirliydim. "Kapat çeneni!" Diye kükredim ona dönmeden. Hızla kartımı çıkardım ve kartı kutuya okutup odaya daldım. Kapıyı kapattım gürültüyle. Aşırı sinirliydim. Ecrin korkuyla doğruldu. "Fatih! Yapma!" Diye kükredi cem. Artık kimseye bey veya hanım diyemezdik.
"Fatih.." dedi heyecanla ve ayağa kalktı. Ben sana gösterecektim fatih'i. "Senin yüzünden ellerime ne oldu lan biliyormusun?!" Diye kükredim ve yere fırlattım çantayı. Yerler yumuşak olduğu için pek fazla ses çıkmadı. Ecrin ben bağırdığım anda korkuyla zıpladı yerinde. Şuan kendinde olması umrumda bile değildi. Ellerime baktı ve ellerini ağzına kapattı korkuyla. "Fatih sana dur-" Cem'in sözünü kesip kükredim. "Kes lan sesini! Belanı sikerim senin!" Diye kükredim. Sınırı aşıyordum. Farkında olsamda umursamadım. Benim tek derdim ecrin'di. Benim tanıdığım ecrin bu değildi.
O deli değildi. Benim gözümde o hala bana trip atan 6 yaşındaki küçük kızdı. "Fatih ağabey.." dedi ve bana bir adım attı. "Bana ağabey deme!" Diye gürledim ve ilk yardım çantasına tekme attım sinirle. "Fatih bey durun.." Ceyda'nın sesiyle bağırdım ve masayı devirdim yere. Ecrin korkuyla geriye çekildi. Gözlerini kaçırınca iyice sinirlendim. "Bak lan bana!" Diye bağırdım. Bana baktı korkuyla. "Buraya gel!" Diye tısladım. Kafasını iki yana salladı. "Sana gelirmisin demedim! Buraya gel dedim lan!" Diye bağırdım. Sinirle soluyordum. Bana bu yaptığı şeyin yalnışlığını gösterecektim ona. Beni herkese rezil edişinin ne kadar kötü olduğunu hissettirecektim.
Bana attığı minik adımları bekledim sabırla. Kol mesafesinde olunca kolundan tuttum ve kendime çektim. Masayı kaldırdım ve kenardaki sandalyeleri yerleştirdim etrafına. Kolundan tutup çektim ve sandalyeye oturttum hızla. İlk yardım çantasını aldım ve yanına oturdum. "Ne ol-" "Kes sesini.." diye tısladım ve ilk yardım çantasını önüne koydum sertçe. İrkildi çıkan sesle. Kimseden çıt çıkmıyordu gözlem odasında. Ellerimi uzattım.
"Pansuman yap." Dedim kesin sesimle ve geriye yaslandım. Elleri titriyordu. Kutuyu açtı ve ilacı çıkardı yavaşça. Herkesin nefesini tutup bizi izlediğini biliyordum. Pamuğa ilacı döktü korkuyla ve elimi tuttu. Yaralara bastırırken ara sıra üflüyordu. "Şimdi diğer elime geç." Dedim buz gibi çıkan sesimle. Başını salladı ve pamuğu değiştirip aynısını diğer elime de yaptı. Ellerimi kandan arındırınca kremi aldı ve parmağına sıktı. Kremi kesiklerin üstünde yayarken sanki kendi canı yanıyormuş gibiydi.
Acı çekiyordu sanki. Sargıyı çıkardı ve açtı. Ellerimi kaldırdım. İki elimi de özenle sardı. 'Sonunda bitti.' Der gibi derin bir nefes aldı ve gülümsedi. O eşyaları toplarken yapacağım şeyi tekrarlıyordum aklımda. "Gidebilirsin ağabey.." Dedi. Yatağına ilerlediği zaman kalktım ve üzerine ilerledim. "Ecrin arkana bak!" Cem bey'in telaşlı bağırışıyla bilmiş bir sırıtma oluştu yüzümde. Bana döndü korkuyla. Üzerine yürüdüm hızla ve onu yatağa ittim. Gözlem odasından gelen telaşlı seslere aldırmadan üzerine çıktım. Ellerini göğsüme koyup ittirmeye çalışınca ellerini tutup iki yanına bastırdım hızla.
Gözleri ardına kadar açıldı. "Bana ağabey deme.." dedim ve boynuna yöneldim. Boynunu ıslak öpücüklerimle doldururken o çırpınıyordu altımda. Bacaklarını açtığı küçük bir saniyeden faydalanıp arasına girdim. Daha da yaslandım bedenine. Yalvarıyordu bana sürekli. Doğruldum ve iki elini tek elimle yatağa sabitledim. Kemerimi çözdüm gözlerine bakarken. Ağlıyordu. Çok korkmuştu anlaşılan. Umrumda değildi. Bana ne yaptıysa aynısını yapacaktım ona.
Acımak yoktu bu saatten sonra!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-
Roman d'amour(Buzdan kalp serisi 2) Genç kızın yattığı hastane odası, Genç adamın peşinde dolaşan geçmişi, '644' numaralı odanın dışındaki büyük sırlar.. Ecrin hayatın gerçeği ile yüzleşirken; fatih peşinde dolaşan geçmişi ile çırpınıyordu. Ecrin'in gerçeğe yeni...