"Erkeklerin bulunduğu ortama nasıl girebiliyor?" Dedim sinirime hakim olmaya çalışıp. "Babası varya. O sokuyor içeriye." Dedi babam. "Tamam." Dedim. "Hareket etmeye çalışıyormusun?" Dedi babam. "Evet." "Yapabildin mi birşeyler?""Elimi kaldırıp sıkabiliyorum." Dedim elimi zorlukla kaldırıp. Yumruk yaptım elimi. "Şükürler olsun. Hızlı İyileşeceğini söyledi doktor. '1 ayı geç.. 1 haftayı bile almaz. Çok azimli.' dedi." Dedi babam sevinçle. "Biliyorum." Dedim ve gülümsedim. "İyi geceler oğlum." Dedi babam. "İyi geceler." Dedim bende. Babam telefonu kapatınca cem telefonu yanındaki koltuğa koydu. "Ayıp olmazsa bir soru sorabilirmiyim?" Dedi Filiz. Başımı salladım. "Ne zamandır bu haldesiniz?" Dedi merakla. "Dünden beri." Dedim gülümseyerek.
"Mutlu gözüküyorsunuz." "Üzülerek sadece durumumu kötüleştiririm." "Nasıl bu hale geldiniz?" "Tazyikli su ile." Sorduğu soruları hızla cevaplıyordum. "Neden?" "Düşmanımın kıskançlığı tuttu." "Kolayca nasıl gittiniz ki?" "Sevdiğim kızın babası." Anlamış gibi kaşlarını kaldırdı. "Vedat iyi saldırdı." Dedim. "Vedat'ta mı katıldı?" Dedi telaşla. "Ben ve vedat adamları indirdik yakından. Elini de orada sakatladı." Dedi cem. "Sedat?" Dedi korkuyla. "Keskin nişancı." Dedim. "O kız?" "Benim kardeşim yeşim. Sedat'ın sevgilisi." "Sedat sevgili mi yapmış?!" "Yeşim'in zoruyla. Ama mutlular." Dedim gülümseyerek.
"Ecrin kim?" "Düşmanımızın kızı." Dedi cem. Başımı salladım. "Herşeyi anladım şimdi. Sağolun." Dedi Filiz. "Cem bana yardım etsene." Dedim. "Yukarıya mi çıkarayım?" Dedi cem doğrulup. "Kaldır beni." Dedim. "Ney?" Dedi cem anlamadan. "Yürümeye çalışacağım." Dedim. Erkenden kalkmak için benim de birşeyler yapmam gerekiyordu. "Delilik bulaşıcı. Ecrin'i öpünce sana da mı geçti anlamadım ki.." diye homurdandı ve bana ilerledi. "Yardım edeyim." Dedi ve diğer koluma girdi Filiz. Ayağa kalktım.
Uzun süre üstüne oturduğunuz ayağınız uyuşurdu ya. Sonradan bir karıncalanma olurdu. Aynısı şu an bana oluyordu. Derin bir nefes aldım. Adım attım. "Sen yürüyorsun!" Dedi cem hızla. "Anne anne!" Dedim sesimi inceltip. Kahkaha attık hepimiz. "Karıncalanmayı biliyormusun?" Dedim. Cem ürperdi ve başını salladı. "Onu yaşıyorum." Dedim gülerek. Sedat merdivenlerden indi yavaşça. "Kim yürüyor? Fatih!" Dedi heyecanla. "Babam da geldi." Dedim gülerek.
Bir adım daha attım. Derin bir nefes daha. Bir adım. Derin bir nefes. Bir adım. Derin bir nefes. Merdivenlere gelince Filiz kolumu bırakıp geriye çekildi. Kenardaki korkuluğu tuttum. "Ağabey!" Dedi yeşim heyecanla. "Kaynana da geldi." Dedim. "Vallaha ağabeyim, yaralı demem iterim seni ha!" Dedi sinirle. Güldüm. Bacağımı kaldırdım. Ayağım merdivene değince gerildim. Kendimi yukarıya çektim. "1 ay falan hikaye. 2 günde toplar." Dedi sedat şaşkınlıkla. "Ben yatıyorum." Dedi Filiz. "İyi geceler." Dedim. Filiz odasına ilerlerken diğerlerine baktım.
"Beni bırakın siz gidin." Dedim. "Böyle kaldım." Diye ekledim gülerek. Kahkaha attı cem. Ayağımdan destek aldım ve yukarıya çektim kendimi. "Azim var çocukta abi." Dedi cem gülerek. Bir basamak daha. Sedat'ın elindeki telefonu görünce kahkaha attım. "Bebeğimizin ilk adımları." Dedi yeşim ve kahkaha attı. "Bu bebek ilk adımlarını merdivende atıyor." Dedim kameraya bakıp. Vedat gözünü ovuşturup merdivenlerin başına geldi. "Bu gürültü- oha fatih!" Dedi vedat heyecanla. Sedat kamerayı vedat'a çevirdi ardından bana geri döndü.
"Çok güzel. Gel babacığa." Dedi sedat gülerek. "Geliyorum babacık bekle sen." Dedim başımı sallayıp. "Ayı sesli bebek.. ilginç." Dedi vedat yanımıza gelip. Bir adım daha attım. Derin bir nefes aldım. "Canın yanıyorsa biz taşıyalım seni." Dedi sedat. "Çok kötü bir ebeveynsin. Bırak da yürüsün bebek." Dedi cem. Elimi kaldırıp vurmaya çalıştım. Sıkıca tuttu kolumu. Kahkaha attık.
"Karıncalanıyor heryerim.." dedim iğrenerek. "En kötüsü." Dedi sedat ve ürperdi. Bir adım daha attım. "10 tanesi bitti." Dedi yeşim gülerek. "5 tane kaldı. Hadi." Dedi vedat. Bir adım daha. "4!" Dediler aynı anda. Bir adım daha. "3!" Bir adım daha. "2!" Bir adım daha. "1!" Derin bir nefes alıp merdivenin son basamağını da çıktım. Yumruğumu kaldırdım havaya gülerek. Yeşim heyecanla zıpladı. "Bunu doktora atıyorum." Dedi sedat telefonla uğraşırken. "Silme videoyu." Dedim kenara tutunurken. Başını salladı ve telefonu cebine koydu.
"Çok zorlu bir mücadeleydi." Dedim merdivene dönüp. "Şimdi aşağıdan sandalyemi almak için inelim." Diye ekledim gülerek. Kahkaha attılar. "Ben alırım." Dedi yeşim merdivenlere yönelip. Odama döndüm. "Odana gidelim." Dedi cem bana ilerleyip. "Bir saniye." Dedim ve yürümeye çalıştım desteksiz. Dengem sarsılınca cem kolumu tuttu hızla. "Bu günlük bu kadar yürüyüş yeter." Dedi cem gülerek. Başımı salladım. Odama ilerledik. Yatağa yatırdı beni cem. Üstümü örttü ve geriye çekildi. Gözlerim kapanmaya başlamıştı bile. "İyi uykular." Dediğini duydum cem'in. Sonrası güzel bir karanlık..
____Sabah___
"Uyan! Uyan! Uyan!" Yeşim'in sesi ile irkildim. Gözlerimi açtım korkuyla. "Aklım çıktı lan!" Dedim sinirle. Güldü. "Kalkman gerek artık." Diyerek içeriye girdi sedat. Yeşim'in sırtına koydu elini. Yeşim elini beline indirdi. "Kaldırın beni." Dedim. "Geldim." Dedi cem esneyerek. "Seni de mi.." dedim ona bakıp. "İkisi başımda durmadan çalar saat gibi öttüler." Dedi cem. Kolumu omzuna attı ve kaldırdı beni. Bacağımı yavaşça yere indirdim. Bir günde toplamıştım kendimi. "Bugün toplantı var." Dedim ayağa kalktığım zaman. "Toplantı?" Diye sordu sedat.
"Mekanda toplanıp kumar veya oyun oynarız." Dedim adım atarken. "Oyun?" "Silahlı eğlence." Dedim ve banyonun kapısına yaslandım. "Ağabeyim en son gittiğinde oyun oynamıştı." Dedi yeşim sinirle. "Vuruldun mu?" Dedi sedat. "4 kişiyi vurdu." Dedi yeşim. "Ne zaman dönersin?" Dedi cem. "Erkekler olarak gidiyoruz. Kızlar evde kalıyor." Dedim gülerek. "Sedat gidemez!" Dedi yeşim sedat'ın önüne geçip. "Bu sefer kumar oynayacağım. Endişelenme." Dedim. Yeşim durdu ve düşündü. Kumarda olay çıkaran öldürülürdü. Hile yapan.. başımıza gelenleri döven. Kurallara uymayan vurulurdu yani.
"Tamam." Dedi keyifsizce yeşim. "Hadi. Yardım edeyim." Dedi cem. "Kendim hallederim." Dedim cem'e. Başını salladı ve geriye çekildi. İçeriye girdim yavaşça. Düne göre daha iyi hissediyordum bedenimi. Doktor haklıydı. Çabuk iyileşiyordum. Bunu o yiğit'in gözüne sokacaktım. Kapıyı kapatıp lavaboya tutundum. 'Hadi bakalım.' Diyerek işlerimi hallettim. Lavabonun başına geri geldim. Kapı çalındı. "Orda herşey yolunda mı?" Cem'in endişeli sesi ile gülümsedim. Ellerimi yıkadım ve kuruladım. Biraz korkutsam sorun olmazdı.
Sadece dışarıya çıkmam gerekiyordu. Lavaboya vurdum. Çıkan 'güm' sesi ile cem daha sert tıkladı kapıyı. "Cem.. düştüm." Dedim acı çıkardığım ses ile. Kapı hızla açıldı. "Fatih?!" Diye bağırarak girdi içeriye cem. "Yavaş ayı." Dedim gülerken. Bana baktı ve gözlerini kapattı rahatlıkla. "Korktum lan şerefsiz!" Dedi derin nefes alırken. Beni süzdü. "Biz giyindik sen hala duruyorsun." Dedi cem. "Çoktan hallettim. Korkutmak için bekledim." Dedim gülerek. Kahkaha attı. Kolumu omzuna attı ve yürümeme yardım etti. Elimi kaldırıp duvara tutundum. "Sen baya baya topladın kendini." Dedi cem şaşkınca.
"Bu kadar düşmanın olsa sende kendini çabuk toplamaya çalışırsın." Dedim yatağa otururken. "Ne vereyim?" Dedi dolaba ilerleyip. "Takım giymeliyiz." Dedim yakararak. "Hadi ya.." dedi ve takımı çıkardı cem. "Cem hasta gelemedi de.." dedi cem takıma nefretle bakarken. "Hayır. Anca beraber kanca beraber." Dedim hızla. "Diğer 3'ü size." Dedim cem'e bakıp. Başını salladı. Takım giymeyi sevmiyordum. Takım dediklerine göre bana çok yakışıyordu. "Kendin giyinebilirmisin?" Diye sordu. Başımı salladım. Takımları alıp odadan çıktı.
Üstümü giyindim büyük bir çaba ile. Ayağa kalktım. Eşyalarım.. tamamdı. Derin bir nefes aldım. 'İmkansız diye birşey yok!' Diyerek adım attım. Bir adım daha. Aynanın önüne gelince durdum. Üstüme baktım. Ayağıma rahat olsun diye spor ayakkabılarımı giymiştim. Gerçekten çok yakışmıştı. Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Geriye çekildim ve kapıya ilerledim. Dengem sarsılınca kapıya tutundum. Çok iyi ilerliyordum. Kapıyı açtım. Odamdan çıktım. "Fatih!" Vedat'ın sesi ile ona döndüm.
"Ooo!" Dedim onu süzünce. "Çok çabuk iyileşiyorsun. Bu arada çok yakışmış." Dedi vedat gülerek. Cem ve Sedat'ı da görünce gülümsedim. Hepimiz takımın altına spor ayakkabı giymiştik. Kahkaha attım. Hepsi birbirini süzünce güldüler. "Gidelim?" Dedim onlara sorup. "Toplantı ne zamana kadar sürüyor?" Dedi sedat. "Yanağındaki ruju sil lan." Dedi cem. "Yine mi!" Diye yakardı sedat. Gülümsedim. "Toplantı gece yarısına kadar sürer." Dedim. "15 saat orada mı kalacağız?!" Dedi şaşkınca cem. "Zaman çok hızlı geçiyor." Dedim ve yürümeye başladım yavaşça.
Merdivenlere gelince sedat kolumdan destek oldu. Aşağıya indik. "Bizi ara." Yeşim'in sesi ile ona döndüm. Sedat kolumu bırakınca ona yürüdüm. Yeşim şaşkınca ellerini ağzına kapattı. "Bu mucize." Diye fısıldadı. Şaşırdım. Yeşim mucizelere inanmazdı. Bana sarıldı mutlulukla. "Yaralıyım hala. Az sık." Dedim sırtına elimi koyup.
Bugün güzel geçecekti hissediyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-
Romance(Buzdan kalp serisi 2) Genç kızın yattığı hastane odası, Genç adamın peşinde dolaşan geçmişi, '644' numaralı odanın dışındaki büyük sırlar.. Ecrin hayatın gerçeği ile yüzleşirken; fatih peşinde dolaşan geçmişi ile çırpınıyordu. Ecrin'in gerçeğe yeni...