Bana afallamış bir ifade ile bakıyordu. "Seninle yatacağımı mı sandın?" Dedim gülerek. Yutkundu. Kollarımı iki yana açtım. "Hadi.." dedim sinirle. "Beni de ayartsana!" Diye kükredim. İrkildi ani çıkışım karşısında.
Filiz'den; (şaşırın biraz ;))
Şaşırmıştım. 3 yıl önceki pısırık vedat ile şimdiki vedat arasında çok fark vardı. Hele o kasları görünce.. "Seninle yapacağımı mı sandın?" Dedi dalga geçerek. Sesi bile değişmişti. Sadece 2 gün yoktu. O göbekli ve çirkin vedat şuan karşımdaki yarı tanrıya dönüşmüştü! Yutkundum düşüncem ile. Kollarını iki yana açtı. Şimdi içimden 'tut beni yakışıklı!' Diyip üstüne atlamak geliyordu. Sustum. Döverdi vallaha. "Hadi!" Dedi sinirle. "Beni de ayartsana!" Diye kükredi. İrkildim korkuyla. Bu adam kimdi şu an onu düşünüyordum ben! Ben vedat'tan ayrılırsam tanıdıklarım benim vedat'ımı yerlerdi valla!
Söylediği söz aklıma dank etti. 'Beni de ayartsana!' Gözlerim doldu. 'Sen onu sevmiyon ki anam!' Dedim kendi kendime. "Sustun?" Diye fısıldadı dalga geçerek. "Şimdi dalga geçsene!" Diye kükredi çaresizce. Onunla dalga geçtiğim, onu ezdiğim, ona iğrenerek baktığım o günler geldi aklıma. "İnsanların önünde beni rezil etsene!" Diye gürledi bu sefer. Doğru ya. Kaç kere rezil etmiştim onu? Kaç kere başını yere eğmiştim? Hatırlamıyordum. Hayatımda ilk defa aldatmaya kalkmıştım vedat'ı. Tam da gelmeyeceğine emin olunca çağırmıştım çınarı.
Çok istiyordum ne yapayım?! O salak uğruna kaybettiğim adam şu an karşımda bana kaslarını sergiliyordu! Ne taş olmuştu vedat 3 yılda! "Özür dilerim." Diye fısıldadım sadece. Onu geri kazanmalıydım. "Hepsi geçti." Dedi ve alkışladı. "Tüm hepsi unutuldu." Diye fısıldadı. Üzerime yürüdü hızla. Ellerini sertçe iki yanıma vurunca demir kapıdan çıkan ses ile irkildim. Mavi gözlerine baktım. Sürekli aşkla bakan gözleri şimdi.. gördüğüm duygu ile anlamadığım bir sebepten dolayı canım yandı. Nefret.. kırgınlık.. öfke..
Bir parmağını kolumda hissedince içimde birşeyler karıncalandı. Yutkundum. Yukarı.. aşağı.. yukarı.. aşağı.. "Güzel.." duraksadı. "Yetenekli.." Bana mı diyordu? "Başarılı.." Neden beni övüyordu? "Bencil.." yutkundum. "Aile sevgisiyle büyüyen bir kadın." Dedi sonuna doğru bastırıp. Elimi tuttu ve kaldırdı. Yeni fark ettiğim bıçak yarasına benzer yaraya getirdi elimi. "Saf.." elleri titriyordu. "Korkak.." kapıya yaslı olan eli kayarak omzumun hizasına indi. "Sevgi nedir bilmeyen.." diye fısıldadı.
"Sadece kardeşi için yaşayan.." Acı çekiyor gibiydi. Bende öyle. Hayatımda ilk defa acı çekiyordum. "Tek hayali aile sevgisi olan bir adam.." dedi zorlukla. Nefes almaya çalıştım. "Bizim aramızdaki fark bu.." dedi ve arkasını döndü. Daha önce görmediğim izi kalmış yarıklar ile gözümden bir damla yaş düştü. Şaşkındım. Ne olmuştu ona? Nasıl vücudu bu hale gelmişti? "Sedat'ı dövmesinler diye o kadar çok uğraşırdım ki. Babam beni bıçakladı en son.. annem beni kemer ile döverdi. Yaralar kapanmadan.. bana acımadan." Dedi ve mavi gözleri uzaklara daldı.
"Evlilik bizi kurtarır sanıyordum." Dedi ve yutkundu. Adem elmasının hareketini izledim. Vücudunu tamamen bana çevirdi. Gülümsemeye çalıştı. "Ama hayatım daha da boka sardı." Dedi ve kollarını iki yana açtı vedat. "Sedat mutlu." Dedi kendini teselli etmeye çalışır gibi. Ağlıyordu. Ne bir hıçkırık nede bir kasılma vardı yüzünde. Sanki gözyaşları ona hissettirmeden firar ediyordu gözlerinden. "Sen mutlusun." Benden uzak durduğu zamanlar mutluydum. Şimdi ise ona yakın olmak istiyordum. "Ben mutlu değilim." Dedi başını iki yana sallayıp.
"Baban seni bıçakladı mı?" Diye sordu zorlukla. Başımı iki yana salladım hıçkırırken. "Annen seni öldürmek için dövdü mü?" Dedi. "Hayır.." diyebildim. "Seni çalıştırdılar mı? İçki parasını senin üzerinden kazandılar mı? Seni sakat bırakmaya kalktılar mı?" Dedi gülerek. Ağlıyordum sadece. Başımı iki yana salladım. Ayakkabılarını ve pantolonunu çıkardı. "Bana yaptılar.." diye fısıldadı. Bacağını saran koca iz ile nefes alamadım. Bacağının çevresini sarmıştı.. sanki.. bıçak ile kesmeye çalışmışlardı! Elimi ağzıma kapattım korkuyla. "Canlı canlı bacağımı kesmeye çalıştılar.." dedi gülerek. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Ama o, yaşadıklarına rağmen gülmeye çalışıyordu.
"Sana güvendim. O gün bunu da kaybettim." Dedi kalbini gösterip. "Geriye hiçbirşeyim kalmadı. Şimdi ne yaparsan yap. Özgürsün." Diye fısıldadı. Son darbe ile yutkunmaya çalıştım. Yatağa ilerledi ve örtünün içine girip yavaşça yatağa yattı. Bana arkasını döndü. Bedeninin sessizce sarsılmasını izledim kalbim ilk defa acıyla burkulurken. Başımı yere eğdim. Yüzüm varmıydı onun yanına gitmeye? Hayat ona en acı şekilde davranırken ben ona yardımcı olmamıştım. Aksine onu daha da dibe itmiştim. Elbiseyi çıkardım sessizce. Işığı kapattım. Ay ışığı odayı doldururken ellerini saçlarından geçirdi ve ensesinde birleştirdi ellerini. Bedeni daha da küçülürken ona ilerledim.
Yatağa girdim ve ona döndüm. Yatak onun sessiz sarsıntıları ile titriyordu. İlk gecemize beri bir sebep bulup onu koltukta yatırırdım. O da özür dileyerek koltukta yatmayı kabul ederdi. Beni kaybetmeyi istemeyen vedat şu an karşımda kendi durumu için çaresizlik içinde kıvranıyordu. Sert gövdesine sarıldım. Sırtına yanağımı yasladım. Onu kaybetmek istemiyordum. Onu geri kazanmayı daha çok istiyordum artık.
Vedat bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı. Daha sıkı sarıldım. Benim yüzümden bu haldeydi. Mutlu olabilirdik. Ona herşeyi unutturabilirdim. Ama yapamadım. Beceremedim. "Öldür beni Filiz.." diye fısıldadı hıçkırıklarının arasından. Burnumu çektim ve sırtına bir öpücük kondurdum. Bunu beraber aşacaktık.. Vedat ve ben yoktu artık. Biz vardık. Hepte öyle kalacaktık!
Bana döndü. Biçimli sert çenesi titriyordu. tıpkı bir çocuk gibiydi. 'Sevgiye muhtaç bir çocuk gibi.' Elimi yanağına koydum. huzurla gözlerini kapattı. Yanağını elime sürtünce gülümsedim istemsizce. "Bir anlık dahi olsa beni önemsiyormuş gibi yapıp, mutlu ettiğin için teşekkür ederim." Dedi titreyen sert sesiyle. Yutkunmaya çalıştım. Göğsüne yerleştim. Bir elini yastığın altına koydu. Diğerini de bacağının üstüne. Derin bir nefes aldı. "Bana sarılmayacak mısın?" Diye sordum. Bana sarılmasını istiyordum.
"Sarılırsam boğulmaz mısın?" Diye sordu sakince. Çok sakindi. Sanki tüm duvarları yıkılmıştı bir anda. Kalbim acıyla kasıldı. Başımı iki yana salladım. "Sarıl bana.." dedim ve bekledim. Neden hala sayılmıyord- "Nasıl yapacağım?" Diye sorunca ruhum ezildi anında. "E-elini belime koy." Diye mırıldandım. "Rahatsız olursun." Dedi saf bir şekilde. Derin bir nefes aldım içimdeki yanan ateşi söndürmek için. "Hayır.." dedim ve göğsüne yaslandım. Elini yavaşça kaldırıp belime getirdi. Eli ilk başta belime değince irkildi. Sanki ateş değmiş gibi çekti elini.
Gözlerime baktı ifademi çözmeye çalışır gibi. gülümsedim. Kaşları hafifçe kalktı. Eli tekrar tenime değince kalbinin hızlandığını hissettim. İçimdeki ses çığlık çığlığa kendini döverken kendime kızdım. "Daha önce hiç sarılmadın mı birisine? Bilmiyormusun?" Diye sordum. "Bilmiyorum.. daha önce hiç böyle olmamıştık." Diye mırıldandı. Binlerce parçaya ayrıldı kalbim. "Sen alışıksın.. ama ben ilk defa karımın beline dokunuyorum.. hatta ona sarılıyorum." diye fısıldadı. Nefes almaya çalıştım. Söyledikleri doğruydu. Ben alışıktım. Daha önce çok sevgilim olmuştu. 'Keşke vedat ilk olsaydı.' Diye düşündüm.
"Çok güzel kokuyorsun.." duyduğum fısıltı ile başımı kaldırdım. Gözlerimiz kesiştiği zaman gülümsedim. "Aynı şeker gibi.." dedi huzurla. Aklıma daha tam olarak sarılmadığımız geldi. "Başımı göğsüne çek. tıpkı sevdiğine sarılır gibi." Dedim. Beni göğsüne çekip sarıldığı o an.. beni sıkıca sardığı o saniye. Çok güzel seviyordu vedat. Çok saygı duyuyordu. Çok iyi davranıyordu. Çünkü kaybetmekten korkuyordu. Şimdi ise kaybettiğini kabullenmeye çalışıyordu.
Başımı boynuna gömdüm. Derin bir nefes aldım. Ciğerlerime dolan koku ile sarhoş oldum adeta.. bu koku.. benim en sevdiğim meyve.. elma. Benim kocam elma kokuyordu! Ve ben bunu 3 yıl sonra fark ediyordum! "Güzel kokmuyorum sanırım?" Dedi vedat sakince. "Çok güzel kokuyorsun.." dedim daha çok kendime itiraf ederken. Sesim sarhoş gibi çıkmıştı. "Ne kokuyorum ki?" Dedi vedat uykulu bir sesle.
Derin bir nefes aldım tekrar. "Elma gibi.." diye fısıldadım. Uyku bastırmıştı bir anda. Çok güzel kokuyordu vedat.. "Sen çok seversin.. ne güzel.." diye mırıldandı. "Umarım kabus görmem bu gece.." diye fısıldadı en son. Düzenli nefes alış-verişini duydum. Gözlerimden akan yaşlar ile gözlerimi kapattım. Uykuya dalmadan hemen önce akıttığım gözyaşı ile kararlıyım. O an gözümden firar edercesine düşen yaşlar ile yemin ettim. Ben de Filiz sağdınç'sam vedat'ın ömrünün sonuna kadar mutlu olmasını sağlayacaktım! kocamı mutlu edecektim..
Gerekirse canımı verecektim ama yapacaktım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-
Romansa(Buzdan kalp serisi 2) Genç kızın yattığı hastane odası, Genç adamın peşinde dolaşan geçmişi, '644' numaralı odanın dışındaki büyük sırlar.. Ecrin hayatın gerçeği ile yüzleşirken; fatih peşinde dolaşan geçmişi ile çırpınıyordu. Ecrin'in gerçeğe yeni...