"Evet oluyor! Bu sefer de seni ben kurtardım!" Dedim sinirle. "Hayır olmuyor! Nasıl kurtardın?" Dedi sedat hızla. "Sana aşık olduğumu söyledim! Sonra kalbini öptüm! Sen de uyandın!" Ağzımdan kaçanlarla elimi ağzıma kapattım. Sedat dondu kaldı. "Ne yaptığını söyledin?" Dedi anlamayarak. Ellerimi kucağına indirdim. "Aşık oldum sana ben. Salak." Dedim ellerimle oynarken. Sedat konuşmuyordu. Babam "Kahramanımız uyandı!" Diyerek içeriye girince sustum bende. "Kızım. Yatakları niye birleştirdin? Rahatsız oluyor çocuk." Dedi babam bana.Yüzüne çarpan gerçekle başımı salladım. Korumalar bizi ayırınca örtüyü üstüme çektim ve hepsine arkamı döndüm. Gözlerimi kapattım. "Bu kız hep aynısını yapar. Yapar eder sonrada kenara çekilip trip atar." Dedi babam. Gülümsemeye çalıştım. Gözyaşlarım yastığı ıslatırken gülümsemeye çalıştım sadece. Beni yalnış tanıyorlardı. Hepsi.. en çokta üzüldüğüm sedat'ın bana karşı hissettiği arkadaşlıktı. Ben onunla arkadaş olamazdım. Herkesle olurdum ama onunla olamazdım.
ÇÜNKÜ ONA AŞIK OLMUŞTUM!
Fatih'ten;
Gözüme gelen ışıkla gözlerimi sıktım. "Fatih bey uyandı!" Korumanın heyecanlı kükreyişi ile gözlerimi araladım. Neden hareket edemiyordum? Neredeydim? 'Seni seviyorum.' Nasıl buraya gelmiştim? En son ölüyordum. İçeriye dalan kişiye çevirdim gözlerimi. Cem derin derin nefesler alıyordu gülerek. "Uyandın!" Dedi ve yanıma koştu. "Siz.. gitmediniz mi?" Sesim pürüzlü çıkmıştı. "Yeşim aradı. Seni merak edip eve döneceği zaman doruk bey ile konuşmuş ve senin depoda olduğunu söylemiş doruk bey'de. Yeşim oraya gitmiş ve seni görünce sedat'ı aradı. Yoldayken sedat aniden elimdeki direksiyona saldırdı. Nasıl geldik ben de anlamadım." Dedi cem gülerek ve yanıma oturdu.
"Nasıl.." dedim fısıltıyla. "Yeşim çok korkmuştu. Biz de doruk bey'e haber verip sizi izledik. Aslında daha önce saldırmalıydık ama çok kalabalıklardı. Sen o kelimeyi söyleyene kadar bekledik. Sen bayılınca da içeriye daldık. Sedat ecrin'i vuracaktı ama yiğit puştu sedat'a ateş etti. Yeşim sedat'ın önüne atladı. Bu arada sedat zaten vurulmuş. Hastaneye kadar taşıdı Yeşim'i. Hepsi iyi." Duyduklarım ile yüzümde tebessüm oluştu. İyilerdi. "Beni kurtardınız." Dedim. "Tabi lan." Dedi cem gülerek.
"Sedat bir ara morg'a alındı." Diyerek içeriye girdi vedat. Yüzüm düştü. "Ne?" Dedim korkuyla. "Yeşim morg'a dalıp sedat'ı canlandırana kadar." Dedi cem ve ikisi kahkaha attı. "Yani.." dedim ve Vedat'a baktım. "Yani bir ara öldüm." İçeriye girdi sedat gülerek. Karnındaki sargıyı tutarak yürüyordu. Arkasından yeşim girdi ve Sedat'a destek oldu. Onun da kolu sargılıydı. "Ben canlandırdım." Dedi yeşim gururla. "Korkmuştur." Dedim ve güldüm. Diğerleri de güldü. Vücuduma saplanan acıyla ile tısladım. Hepsi bana döndü. "Ne oldu bana?" Diye sordum.
Vücuduma bakmaya korkuyordum. "Doktor 1 ay yürüyemez dedi." Diyerek içeriye girdi babam. Yüzündeki ifade.. acı.. üzüntü.. keder. Duyduğum şey ile yutkunamadım. Vücudumu hissetmememin sebebi bu muydu? "Keşke daha önce saldırsaydık." Diye fısıldadı sedat. "Bedenin bir tür şoktaymış. İyileşme süreci 1 ayı geçebilirmiş." Dedi babam bana bakamadan. Çenem titriyordu. "Baba.." diye fısıldadım zorlukla. Bana baktı. "Vücudumu hissedemiyorum." Diye fısıldadım sesimin titremesini umursamadan.
Babam yumruklarını sıktı. Dik durmaya çalışıyordu. Hepsi o kız yüzündendi. Onun ve babasının yüzünden. "O kızı bulduğum yerde öldüreceğim." Dedi cem sinirle. Hepsi ağlayacak gibiydi. "Ağabey.. hissetmiyormusun?" Diye sordu yeşim. "Dokunuyor musun?" Dedim ona bakıp. Elini ağzına kapattı. Hissetmiyordum. Babam odayı hızla terk etti. "Oğlum!" Annemin feryadı ile kapıya döndüm. Yanıma geldi ve elimi tuttu. "Sana ne yaptılar?" Diye fısıldadı ağlarken. Elime dokunduğunu bile zar zor hissediyordum. Sanki tüm vücudum karıncalanıyordu.
"Hislerimi çaldılar." Dedim başımı tamamen ona çevirip. Alnını elime yasladı ve ağlamaya devam etti. "İyileşeceksin.. değil mi?" Diye fısıldadı sedat. Başımı salladım. "1 ay.." dedi yeşim yere bakarken. "Onu seviyorum.." dedim tavana bakarken. "Ne?!" Diye bir feryat koptu odada. "Ondan nefret edemiyorum." Dedim gözümden akan yaşın çizdiği yolu hissederken. "Sen kafayı yemiş olmalısın." Dedi vedat sinirle. "Onu bırakmadan önce öptüm onu. O da beni.." dedi hala tavana bakarken. "Kafan karışık. O iki yüzlü bir kaltak." Dedi cem. "Ona ne zaman baksam huzur buluyorum." Dedim gözyaşlarım yüzümü hızla ıslatırken.
"Az kalsın ölüyordun fatih!" Diye bağırdı annem. "Bu yüzden kendimden nefret ediyorum." Diye fısıldadım. "Hata sende değil! Ond- ah!" Sedat'ın sinirli sesini kesen acılı inleme ile ona baktım korkuyla. "Sedat!" Dedi annem telaşla. "Ben iyiyim efendim.." dedi sedat yaraya elini bastırırken. "Sedat şuraya yat." Dedim yanımdaki yatağı gösterip. Sedat Yeşim'in destekleri ile yatağa yattı. "Kendini zorlama. Yaralısın. Sen ölürsen nasıl evlenirim senle?" Dedi yeşim sinirle. Evlilik? "Ne evliliği?" Dedim tek kaşımı kaldırıp. "Yeşim diyor fatih bende anlamadım." Dedi sedat bana dönüp.
"Yeşim zorlama çocuğu." Dedim sinirle. "Ağabey başlama yine ya! Evlencem ben onla banane." Dedi yeşim sinirle. "Anne şuna birşey de." Dedim anneme dönüp. "Kızım çocuk istemiyor sen neyin derdindesin?" Dedi annem sedat'ı gösterip. "Vedat senden sedat'ı istiyorum. Vercen mi?" Dedi yeşim kimseyi takmadan vedat'a dönüp. Vedat kahkaha attı. "Sen ne diyorsun sedat?" Dedi cem gülerek. "Yeşim küçük. Olmaz bu iş." Dedi sedat. "Ne küçüğü be! Ben 19 yaşındayım!" Dedi hızla. "Bende 23 yaşındayım yeşim. Ağabeyin yaşında adamla mı evleneceksin?" Dedi sedat ona dönüp.
"Ben yaşa bakmam!" "Ben bakarım." "Banane ya! İlk ben gördüm seni!" "Yaşın küçük yeşim." Dedi sedat oflayarak. Ben bile sıkılmıştım konuşmadan. "O zaman çık benimle! Evlenene kadar çıkarız. Hatta dur! Nişanlanırız!" Dedi heyecanla yeşim. "Vedat gelsene bir." Dedim vedat'a bakıp. Vedat kalktı ve yanıma geldi. Kulağına kaldırdım başımı. Anlayıp başını eğdi. "Evet desin. Yeşim sıkılınca bırakır. O zamana kadar oyalasın. Yapabilirse düzeltsin şu kızı." Dedim fısıltıyla. Vedat şaşkınca doğruldu. Başını salladı ve Sedat'ın yanına ilerledi. Kulağına eğilip birşeyler söyledi ve yerine geçti. Sedat bana baktı şaşkınca. Başımı salladım. "Ağabeyimi dinleme ya!" Dedi yeşim hızla.
"Ağabeyini dinleyeceğim." Dedi sedat gülümseyerek. Yeşim kollarını çaprazladı sinirle. "Tamam. Çıkalım." Dedi sedat yüzündeki tebessümle. Yeşim heyecanla sedat'a döndü. Heyecanla çığlık attı ve Sedat'ın üstüne atladı. "Yeşim!" Dedi sedat acıyla. Yeşim telaşla geriye çekildi. "Çok özür dilerim canım." Dedi ve elini tuttu. Sedat alışık olmadığı için afalladı. "Yeni sevgililer! Ve ben hala birini bulamadım! Alkış!" Dedi cem ve alkışladı. Güldüm. Ben bulmuştum. Ama düşmanım çıkmıştı. "Ay maşallah!" Dedi annem ikisine de mutlulukla.
"Sonunda ya! İlk defa bu kadar zorlandım sevgili yapmak için!" Dedi yeşim. "Sevgili konusu açmanı istemiyorum birdaha." Dedi sedat sinirle. "Tamam sen nasıl istersen!" Dedi sevinçle yeşim. Sedat yavaşça ayağa kalktı. "Biz odamıza gidelim." Dedi sedat. Başımı salladım. "Hastamla özel olarak konuşabilirmiyim?" Diyerek içeriye girdi doktor. Hepsi dışarıya çıktı teker teker. Bu yüz.. çok tanıdık geliyordu. Gözlerimi kıstım. Hiç hayra alamet değildi bu. "Beni tanımanı isterim. Ben rüzgar. Yiğit bey'in sağ koluyum. Beni ecrin hanım gönderdi." Rüzgar'ın söyledikleri ile gerildim. Beni öldürecekmiydi?
"Korkma. Durumunu öğrenmemi istedi. Ona birşeyler söylemek istersen iletebilirim." Dedi rüzgar. "Ne yazık ki ölmedim.. ondan furkandan nefret ettiğimden daha çok nefret ediyorum. O anlar." Dedim o hızla yazarken. Başını salladı. "Başka?" Dedi bana bakıp. "Ona de ki.. 1 ay boyunca yataktan kalkamayacak. Bana bunu yapanı asla affetmeyeceğim. Kalktığım zaman büyük bir düğün düzenleyeceğim." Dedim ve pencereye döndüm. Adından bile iğreniyordum o piçin. Düğün olayı ise tamamen onu üzmek içindi. Veya kızdırmak. Pencereye ilerledi. Kapı hızla açılınca aşağıya atladı. Cem sinirle pencereye koştu.
"Kimdi o?!" Dedi ve içeriye daldı vedat. Doktor da içeriye girince sadece doktora baktım. "Sana ne dedi?" Dedi vedat yanıma gelince. "Ecrin ölüp ölmediğimi merak etmiş." Dedim doktor gülümseyerek yanıma ilerlerken. "Adi.." diye tısladı cem. İkisi de odadan çıkınca doktora döndüm. "Şimdi sizinle konuşalım fatih bey. Yapmanız gerekenleri dikkatle dinlemenizi öneririm." Dedi doktor ve elindeki dosyayı inceledi.
Başımı tavana çevirdim. Bugün uzun sürecek gibiydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-
Storie d'amore(Buzdan kalp serisi 2) Genç kızın yattığı hastane odası, Genç adamın peşinde dolaşan geçmişi, '644' numaralı odanın dışındaki büyük sırlar.. Ecrin hayatın gerçeği ile yüzleşirken; fatih peşinde dolaşan geçmişi ile çırpınıyordu. Ecrin'in gerçeğe yeni...