37. (Vurgun. -part 1-)

2K 102 5
                                    


14 Şubat'a özel 2 bölüm yazdım arkadaşlar! Güzel bir bölüm oldu. :) iyi okumalar.

Sedat'tan;

Yaşamak ölüm gibi gelirken silahımı başıma yasladım. Herkes adımı korkuyla haykırdı. Ağabeyim üzerime atladığı zaman kararlıydım. Yeşim olmadan nefes alamazdım. Ondan ayrılmıştım. Ama yüzünü göreceğim için avutuyordum kendimi. Bu şekilde dün geceyi atlatınca kapının önünde duran kağıt ile hayatım sona ermişti.

Notta yazanları okudukça bedenim sarsılıyordu. Ağabeyim kapıyı açtığı anda bilincimi yitirmiştim. Hiç yaşamadığım bir deneyim yaşamış; sonunda ölüme mahkum bırakılmıştım. Ölmek istiyordum. Yaşamak sadece beni daha da yıpratacaktı. Emindim. Tetiğe bastığım anda ecrin ve yengem çığlık attı. Yutkundum. Ölmemişmiydim? Kurşun birisine isabet etmişti. Herkes birbirine bakarken küfür savurdum. "İntihar etmeme bile izin verilmiyor!" Diye bağırdım acıyla.

"Seninle sonra konuşacağız sedat. Herkes iyi mi?" Dedi fatih. Ağabeyim doğruldu ve diğerlerine döndü. "Ben iyiyim." Dedi cem. "Bende." "Bende." "Kim vuruldu?" "Fatih ağabey.." ecrin'e döndüm yavaşça. Fatih'in gözleri korkuyla açılırken ecrin Fatih'e yürüdü zorlukla. "Kolum acıyor." Dedi ve kolunu uzattı fatih'e. Kolundan kanlar akarken tekrar küfür savurdum. Fatih derin nefesler alıyordu korkuyla. "Ecrin!" Yiğit korkuyla ayağa kalktı ve ecrin'in yanına ilerledi. "Kurşun ona isabet etmedi.." ağabeyimin fısıltısı ile herkes ağabeyime döndü.

"Sehpanın kenarına çarptı kolum.. Canım acıyor." Dedi ecrin gözyaşını silerken. Ağabeyimin beyazlamış yüzünden ayırmadım gözlerimi o an. Acıyla kasılan mavi gözlerinden.. Gülümsemeye çalıştı. Sıkıca tuttuğu karnına indirdim bakışlarımı. Kan yavaş yavaş t-şört'ü esir alıyordu. Nefesim kesilirken ayağa fırladım. "Ağabey!" Diye kükredim korkuyla. "VEDAT!" yengemin çığlığı ile üzerime yığılan ağabeyimi tuttum. Ağabeyimi mi vurmuştum?!

"Doğum günümde ölecek olmam biraz garip.." diye fısıldadı zorlukla. Doğru ya! Onun doğum günüydü bu gün. "Ağabey dayan! Hastaneye gidiyoruz!" Dedim ve sehpanın üzerindeki anahtarı aldım. "Bir günümüzde sakin geçsin be!" Dedi yiğit ve ecrin'in kolunu tuttu. "Cem!" Dedim hızla. Yengem ağabeyimin kolunun altına girdi ve kaldırdı biraz. Cem ile tamamen kaldırdık ağabeyimi ve arabaya ilerledik.

Arkaya yatırdık ağabeyimi. Yengem durmadan ağlıyor ve dizine yasladığı başını okşayıp onunla konuşmaya çalışıyordu. Gaza yüklendim bir anda. Araba orman yoluna fırlarken yumruklarımı sıktım. Neden bir işi bile beceremiyordum?! "Kahretsin!" Diye kükredim ve daha da yüklendim gaza. "Sedat.." ağabeyimin sesi ile gözyaşımı sildim. "İnsan bi 'doğum günün kutlu olsun ağabey' der lan it!" Dedi ve güldü. Güldükten sonra öksürmeye başladı. "Konuşma ağabey.." diye tısladım.

Ne diye üzerime atlıyordu ki? Hastaneye varınca hızla durdum. Arabadan indim ve arka kapıyı açtım. Ağabeyimi arabadan çıkardım ve kükredim. "Sedye! Yaralı var!" Birkaç hemşire içeriye koşarken kolunu omzuma attım. Bana ağırlığını vermemeye çalışması ile daha da sinirlendim. "Kendini zorlama! Seni taşıyabilirim." Dedim sinirle. Cem diğer tarafa geçti. Ağabeyim yükünü bir anda bırakınca ona baktım. Bayılmıştı. Telaş tüm bedenimi sardı. Sedye gelirken onlara ilerledik. Sedyeye yatırdık ağabeyimi. Ecrin de yiğit ve fatih ile birlikte girdi 'acil' bölümüne.

Peşlerinden koştuk. Ağabeyim bir yere alınınca ellerimi saçlarımdan geçirdim ve bağırdım. Ona birşey olursa kendimi asla affetmezdim. Yengem yanıma geldi hıçkırarak ağlarken. Suratıma yediğim tokat ile kaskatı kesildim. "Yenge!" Dedi cem hızla. Elimi yanağıma çıkardım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen! İntihar etmek sana ne kazandıracaktı?! Sadece vedat'ı daha fazla üzecektin!" Yengem tiz ve titrek sesiyle konuşurken öylece duvara bakıyordum.

BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin