"Benim iyileştiğimi bilmiyorsunuz." Dedim uyarır gibi. "Yeter fatih.." dedi vedat gözlerini devirip. "Allah belamı verecek ki bilmiyorum." Diye yakardı cem. Güldük. Arabadaydık ve yarım saattir yoldaydık. Kızları gerektiği zaman arayıp çağıracaktım. Vedat'a baktım. Filiz vedat'ı görünce çok şaşırmış, nedeni nedir bilinmez bir şekilde sinirlenip odasına girmişti. Vedat mutluydu nedense. "Geldik lan. Ben eve mi dönsem?" Dedi cem koltuğa iyice yaslanıp. Mekana baktım. "Normal görünüyor. Ne oldu ki?" Dedim tek kaşımı kaldırıp."Bu normal?" Dedi sedat mekanı gösterip. Kırmızı halının önünde durduk. Cem vedat ve sedat çıktılar arabadan. O sırada ecrin çarptı gözüme. Beni arıyordu. Gülümsedim. Bugün onlara yapacağım sürpriz çok etkileyecekti onları. Cem kapının önüne gelince yüzümdeki ifadeyi sildim. Kapıyı açınca sedat ve vedat kolumdan tuttular. Cem bacaklarımı indirdi. Beni çektikleri zaman ayağa kalktım sanki onlar kaldırmış gibi. Herkes şok olmuştu. Sandalyeye oturttular beni. Cem ayaklarımı basamağa koydu ve arkama geçti. Sedat anahtarı vale'ye fırlattı.
Ecrin'e baktım nefretle. Ellerini ağzına kapatmış, şok içinde bana bakıyordu. Ona bakamadım daha fazla. Etrafımdakilere baş selamı vermeye başladım ben de. "Vedat.. kardeşim masa alsana." Dedim önde ilerleyen vedat'a. Vedat başını salladı ve içeriye girdi. Yiğit'in önünde durdum. "Ölmemişsin kor." Dedi nefretle. "Hala konuşabiliyorsun Karahanlı. Boşta olsa." Dedim kaşlarımı kaldırıp. Yumruklarını sıktı. Ecrin'in beni izlediğini biliyordum. "Kor.. görüşebildik nihayet!" Duyduğum ses ile şaşkınca güldüm.
Arkama döndürdü sandalyemi cem. "Bunalcı! Bakıyorum insanlardan kaçmıyorsun artık." Dedim gülerek. Elimi tuttu ve sıktı. "Seni örnek aldım diyelim." Dedi emre. "Merhabaa.." dedi yanındaki sarışın kadın kelimeyi uzatarak. "Bugünkü oyuncağım." Dedi emre gülerek. Kahkaha attım. Elimi tuttu. "Ben elmas.. sizinle de oynarız fatih bey." Dedi hayranlıkla. "Neden olmasın güzel bayan?" Dedim ve gülümsedim.
"Ağabeyim masayı tutmuş." Dedi sedat kulağıma eğilip. "Hemen gidelim o halde." Dedim. "Tanıştığıma memnun oldum." Dedim adını unuttuğum kadına. Gülümsedi ve kıvırarak emre ile içeriye girdi. Tekrar yiğit'e döndürdü beni cem. "Burada beklemeyin. Aynı masada oturalım. Bu günlük size birşey yapmak istemiyorum." Dedim gülümseyerek. Yiğit afalladı. Ecrin'e döndüm. Sinirliydi. Daha demin kadınla olan konuşmam yüzündendi sanırım. Göz kırptım ona. Afalladı. "İçeriye girelim." Dedim cem'e. Sandalye içeriye ittirilince yüzüm düştü.
"Çok karanlık." Diye fısıldadı cem boş koridorda yürürken. Başımı salladım. "İleriden sola dön." Dedim. Soldaki kapıyı açtı ve içeriye girdik. "Karanlık kralı da geldi!" "Bataklığa hoşgeldin patron!" "Bugün kralıma içki benden!" Duyduklarım ile etrafa baktım. Vedat bize el sallayınca ona ilerledik. Masaya gelince durduk. Cem yanıma, sedat diğer yanıma ve Vedat'ta onun yanına oturdu. "Güzel mekan." Dedi cem şaşkınlıkla. "Masada neden kral yazıyor?" Dedi sedat masaya bakıp. "Burası benim masam." Dedim ona dönüp. Kaşları havaya kalktı.
"Babaların dikkatine. Bugünkü oyunumuz; dönen kurban." Dedi zayıf çocuk. "Tüh!" Dedim kendi şansıma tükürürken. "Ne oldu? Dönen kurban ne?" Dedi vedat. "Kurban çembere yatar. Vuracak kişi silah ile kenardaki yuvarlaklara ateş eder. Eger vurursa parayı alır. Ama kurbana vurursa kendisi kurban olur." Dedim önümdeki altın kaplama masayı incelerken. "Yuh!" Dedi cem bir anda. Güldüm. "Oturma iznimiz varmı?" Dedi birisi. Sesin sahibine döndüm. Rüzgardı bu. Başımı salladım. 3 kişi masaya oturdu. Cem'in yanına yiğit, onun yanına ecrin ve Sedat'ın yanına da rüzgar. 3 kişilik boşluk kalmıştı. Gülümsedim.
"Kızları ve babamı ara. Gelsinler." Dedim sedat'ın kulağına. Sedat başını salladı ve ayağa kalkıp telefon ile uzaklaştı. "Kulaktan kulağa mı oynuyoruz?" Dedi tek kaşını kaldırıp. Başımı iki yana salladım. "Bugünün oyununu kaçırdım zaten." Dedim ciddi bir şekilde. "Dönen kurban.." dedi gözlerini kısıp. Geriye yaslandım. "Sandalyeye mahkum kalmışsın." Dedi dalga geçerek. "Evet. Ama hala kralım." Dedim ezici bir şekilde. Bastonunun kuru kafasını daha sıkı kavradı. "Yanında adamlarla dolaşıyorsun artık." Dedi konuyu değiştirmek ister gibi. "Biraz örnek al." Dedi cem. Gülmemek için dudağımı dişledim.
"Bende mi adamlarımla gezeyim?" Dedi gözlerini kısıp cem'e bakarak. "Hayır. Adam gibi adamlarla arkadaş ol." Dedi ve kollarını çaprazladı keyifle. Gülerken dilimi ısırdım. Yiğit'in artık eli beyazlamıştı bastonu sıkmaktan. "Böyle konuşan birisini daha tanıyorum.. sonu kötü bitti." Dedi ecrin ilk defa konuşup. Ona döndüm nefretle. Bana bakıyordu. "Bende çok korkak birisini tanıyorum.. kapışmaya korkan.. cesaretini kaybetmiş birisini." Dedi vedat sessizliği bozup. Bu laf ecrin'eydi. Ecrin gerildi. "Aradım kızları yoldalar." Dedi sedat ve yanıma oturdu. Başımı salladım. Ecrin 'Kızlar.' Sözü ile yumruklarını sıktı.
"Bugün kart oynamak istiyorum." Dedim rüzgar'a bakıp. Rüzgar başını salladı ve oyuncuya ilerledi. Oyuncu; bize istediğimiz oyunu veren kişiydi. Poker, kart, okey veya tavla. Aklınıza gelebilecek her oyunu veriyordu bize. Sadece istemek yeterliydi. Oyuncu rüzgar'dan önce masaya geldi ve eşyaları dağıttı. "Şans kuşları istermisiniz?" Dedi oyuncu. "4 tane." Dedim kartlara bakarken. "Arap gibi kaldım lan yanında. Kuş ne alaka?" Dedi cem kulağıma. Güldüm. "Gelince anlarsın." Dedim. Elimi masaya koydum.
"Takviye. Herkese benden." Dedi emre omzumu tutup. Elini tuttum gülerek. "Fazla yapma da sen. Roller değişmesin." Dedim. Güldü ve diğer masaya geçti. "Takviyeyi anladım gibi." Dedi cem bana bakıp. Başımı salladım. "Başlayalım?" Dedi yiğit. "3 misafirim var." Dedim. Yiğit arkama bakıp gerilirken gülümsedim. "Geç kalmadık inşallah." Dedi babam. Sedat hızla ayağa kalktı. Vedat afalladı. "Yeşim üstünde neden birşey yok?" Dedi sedat Yeşim'i süzerken.
"Elbise bu aşkım." Dedi yeşim üstünü gösterip. Sedat sinirle homurdandı. "Oturun." Dedim ikisine bakıp. İkisi de oturdu yerlerine. Filiz de vedat'ın yanına oturdu. "Filiz sen vedat'ın.. Yeşim sende sedat'ın şans kuşusun." Dedim. Yeşim ve filiz başını salladı. Cem arkama bakarken "Hadi lan! Bunlar melek!" Dedi. Güldüm. Omzuma değen el ile ecrin'in gözü seyirdi. Kadın kucağıma oturdu yan şekilde.
Ellerini omzuma koydu. "Ben Büşra.. bugünkü şansın benim bebeğim." Diye fısıldadı kadın. Ona döndüm. "Şansımın arttığını hissediyorum." Diye fısıldadım. Başını arkaya atıp tiz bir kahkaha attı. Önüme döndüm ve kartlara baktım. Gülümsedim. Daha ilk saniyede kartları açtım. Hepsi şaşkınca bana baktı. Kadın gülerek boynuma yöneldi. Boynumu açtım ecrin'in gözlerine bakarken. Yumruklarını sıkmıştı. "Şans benden yana.." dedim ve adını unuttuğum kadının kalçasını kavradım. Ecrin'in gözleri doldu. Neden gözleri dolmuştu? Ölmediğim için üzülüyor olmalıydı. Kartlar değişti. Taşları aldım.
"Pas." Dedi cem ve geriye yaslandı. Vedat kart koydu. Sedat bir süre düşündü. "Hepsi aynı mı olacak?" Diye sordu. Başımı salladım. Kızları kendi önüne açınca kahkaha attım. Birkaç taş da o aldı. "Kazandım mı?" Dedi bana bakıp. Başımı salladım. "Bunlarda saf şansı var." Dedi cem sinirle. Yiğit bana baktı bir süre. Kartlar değişti tekrar. Kartlara baktım. Kart atıp çektim. Kadın kucağımda sürekli hareket halindeydi. Ecrin ise babasının yanında bize bakıyordu yıkılmış bir ifade ile. "Seninle çok eğleneceğiz.." dedi kadın gülerek.
Güldüm. Bu gecelik bir istisna yapacaktım. Bir farklılık. Ecrin'den gözlerimi ayırmadan konuştum. "Bende öyle düşünüyorum." Dedim tehditvari bir sesle. Ecrin'in eli titredi. "Bu bebek bana şans getirdi beyler!" Dedi cem ve kart açtı önüne. Sevinçle taşları aldı. Kucağındaki kadın güldü ve cem'in yanağına öpücük kondurdu. Kağıtlar tekrar dağıtıldı. "Şeytanın bacağını kırdın bu sefer." Dedi babam yiğit'e dönüp. "Oyundan keyif almaya başladım." Dedi yiğit ve kart atıp kart aldı. "Bir iddia olsun." Dedim kartıma bakarken. "Pas.. nasıl?" Dedi rüzgar. "Herkes kazanınca istediğini elde etsin." Dedim gülerek.
"Bende.." dedim ve taşları alıp kartı açtım. Kağıtlar tekrar dağıtılırken konuştum. "Mesela ben kazanırsam.. masadaki herkesten bir şeyler isteyeceğim.. tabi yiğit hariç. O böyle oyunlardan korkar." Dedim ve kartı atıp kart aldım. "Bende varım." Dedi yiğit sinirle. Kaşlarımı havaya kaldırdım. "Siz?" Dedim bizimkilere dönüp. "Hayatımda ilk defa böyle birşey yapıyorum. O yüzden kabul." Dedi cem. Vedat başını salladı. Diğerleri de kabul edince oyuna döndüm. Kazanmalıydım! Çünkü herkesten isteyeceğim birşeyler vardı.
Özellikle ecrin'den..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-
Romansa(Buzdan kalp serisi 2) Genç kızın yattığı hastane odası, Genç adamın peşinde dolaşan geçmişi, '644' numaralı odanın dışındaki büyük sırlar.. Ecrin hayatın gerçeği ile yüzleşirken; fatih peşinde dolaşan geçmişi ile çırpınıyordu. Ecrin'in gerçeğe yeni...