26. (anlaşma.)

1.6K 109 2
                                    

   
       Herkes nefesini tutmuş masadaki kartlara odaklanmıştı. Bu son eldi. Yiğit kartına baktı. Eğer o kazanırsa onun istediği şeyler olacaktı. Ceketimi çıkarmış, dirseklerime kadar kıvırmıştım gömleğin kollarını. Yutkundum. Yüzündeki şeytani gülümseme ile bana baktı. Vücudum gerilirken gülümsedim. Kart çekmesi ile yumruğumu sıktım. Gelen kart ile yüzündeki ifade bir anda yıkıldı. Güldüm mutlulukla. "Pas." Diye tısladı. Sıra bendeydi. Şimdi iki kat gerilmiştim. Derin bir nefes aldım ve yavaşça kartı aldım. Karta bakınca gözlerim yerinden fırlayacak sandım.

"Kral!" Diye çığlık attı kucağımdaki kadın. Kartları masaya attım ve rahatlıkla geriye yaslandım. "Bitti." Dedim nefes nefese. Oyuncu paraları önüme koyarken kahkaha attım. "Çok eğlendim." Dedi sedat. Bir ara sedat beni geçmişti. Hepimiz şaşırmıştık o anda. "Kazandın." Dedi babam gururla. Başımı salladım. "Ne istersen yapmak zorundayız." Dedi rüzgar ve kollarını çaprazladı. Güldüm. Ecrin bana beklenti ile bakıyordu. Parmağımla ecrin'i gösterdim. "Senden istediğim 2 şey var." Dedim. "Ne?" Dedi yiğit ayağa kalkıp. "Kazanan benim. Ve ilk isteğim de 2 istek hakkı." Dedim kollarımı çaprazlayıp.

"Hakkı var." Dedi vedat gülerek. Cem başını salladı. Yiğit sinirle yerine oturdu. "En son senden isteyeceğim." Dedim ecrin'e. Merakla gözlerini kıstı ve başını salladı. "İlk olarak istediğim şey.." dedim ve rüzgar'a yönelttim bakışlarımı. Rüzgar yavaşça elini yüzüne siper edince kahkaha attım. "Senden istediğim.." dedim ve düşündüm. "Şu kenarda seni yarım saattir kesen kızı.." dedim arkasındaki kızı gösterip. Duvara sinmiş, hayranlıkla rüzgar'ı izleyen kızı gösterdim. Rüzgar arkasına bakınca kız ne yapacağını şaşırdı. "Yeni garson sanırım." Diye mırıldandı ecrin. "Ne yapayım?" Dedi rüzgar ilgi ile.

"Git konuş." Dedim ve geriye yaslandım. Kaşlarını kaldırdı. "Nasıl konuşayım?" Diye sordu. "Fransızca." Dedi cem bir anda. Gülümsedim. "Git ve ona güzel olduğunu, yemeğe çıkıp çıkamayacağını sor." Dedim. Duraksadı rüzgar. "Ama.." Diyecek oldu. "Git yap. Senden basit birşey istedi." Dedi babam. O kızı tanıyordum. Buraya yeni alınmış, üniversite parasını çıkarmaya çalışan bir garsondu. Sabahtan beri sadece rüzgar'ı izliyordu. 'Biraz da sevap.' Diyerek istemiştim ondan bunu. Başını salladı ve ayağa kalktı rüzgar. Üstünü düzeltti ve kıza doğru ilerledi. Hepimiz onu izliyorduk. Kızın yanına varınca birşeyler söyledi gülümseyerek.

Kız elindeki tepsiyi sıkıca tuttu. Başını salladı heyecanla. Rüzgar kulağına eğilip birşeyler söyleyince kızın gözleri ardına kadar açıldı. Kız da numarasını verip birşeyler söyleyince rüzgar onaylayıp yanımıza geldi. "Numarasını verdi." Dedi yerine otururken. Başımı salladım. "Sıra kimde?" Dedi cem ve masadaki gerginliği arttırdı. "Filiz.." dedim gülerek. Filiz adını duyunca irkildi. Vedat derin bir nefes aldı. "İçkileri getir lütfen." Dedim ve rahat bir pozisyon aldım. "Sadece bu mu?" Dedi Filiz şaşkınca. Başımı salladım. Bana verilen zarara göre ceza (!) veriyordum.

Ayağa kalktı ve bar kısmına ilerledi. "Eee?" Dedi cem. Düşündüm. "Vedat." Dedim. Vedat 'Hadi be!' Der gibi elini masaya vurdu. Yiğit kedi yavrusu gibi izliyordu herkesi. Ona vereceğim ceza ile ne yapacaktı acaba? "Vedat.. seni iyi bilirdik." Dedi cem vedat'ın koluna dokunurken. Vedat gülerek elini ittirdi. Filiz herkese teker teker içkisini verdi. Kendi bardağımı ecrin'in gözlerine bakıp kaldırdım. Yutkundu. Filiz yerine otururken "kimde?" Diye sordu. Gözümle vedat'ı gösterdim. Gerildi. "Her dediğimi yapacaksın. Çünkü ben kazandım." Dedim ve içkimi yudumladım.

İçkiyi kafasına dikti hızla. Garsona işaret etti. Filiz şaşırırken güldüm. Yumruklarını sıktı vedat. "Gönder gelsin." Dedi. "Daha söylemedim lan içme." Dedim. "Yüzündeki ifadeden ne istediğini anladım.." dedi vedat yorgunca. Sarhoş oluyordu işte. "Cesaretimi topluyorum!" Dedi hızla. Başımı salladım. Yeni içki gelince onu da dikti. Kahkaha attım. Babam vedat'ın kolunu tuttu. "Vedat dur. Daha söylemedi." Dedi babam. "Filiz ile bu geceyi aynı odada geçireceksin." Dedim gülerek. "Biliyordum!" Dedi ve masaya vurdu. "Ama ben sözümden dönmem!" Dedi kendi kendine ve ayağa kalktı. Sendelemiyordu. Aksine çok enerjik gözüküyordu. Filiz'in bileğinden tutup kaldırdı. Filiz şaşkınca bana baktı. Gülümsedim. "Odalar sol tarafa doğru. Kırmızılar dolu." Dedi cem. Vedat başını salladı.

Vedat filiz'i peşinden dışarıya çıkardı. "Oğlum özel hayata giriyorsun." Dedi babam. "Uyumalarını istedim." Dedim gülerek. "Yalnış anladı. Benim hiçbir suçum yok." Diye ekledim ellerimi kaldırıp. "Sıra bana geldi gibi hissettim." Dedi cem korkuyla. "Doğru." Dedim ona dönüp. "Masadaki kuşları topla. Ve odada onlara birlikte uyu." Dedim. "Yalnış anladım." Dedi cem hızla. Kahkaha attım. "Uyu." Dedim bastırarak. "Uyumak şart zaten. Önemli olan öncesi." Dedi ve doğruldu. Güldüm tekrar. "Gelin kızlar. Biraz uyuyalım." Dedi cem. Kucağımdaki kadında kalkıp onun peşinden gidince rahatladım.

Hasta olduğumu düşündükleri için ses çıkarmamıştım. Bacağımı eziyordu saatlerdir. "Saat.. 6" Dedi yeşim. Ona döndüm. "Ben konuşmadım." Dedi korkuyla. Gülümsedim. "Fatih.. düzgün birşey iste." Dedi babam. "Gün boyunca.. yani gece yarısına kadar.." dedim ve durdum. Sedat merakla başını hafifçe yana çevirip gözlerini kıstı. "Sedat'ın emri altında olacaksın. Sedat'a hayır diyemeyeceksin." Dedim. Yeşim birisinin emri altında olmaktan nefret ederdi. "Hayır!" Dedi korkuyla. "Sedat.." dedim gülerek. Sedat bana baktı.

"Yeşim sana emanet. Git gezdir biraz. Sen ne istersen onu yapacak." Dedim keyifle. Yeşim'in gözü seyirdi. Sedat başını sallayıp doğruldu. "Ben oynamadım ama!" Diye yakardı yeşim. "Sedat oynadı." Dedim. "Kabul." Dedi sedat ve Yeşim'in elini tutup peşinden götürdü. Babama döndüm. "Babandan da mı?" Dedi babam. Güldüm. "İddiada babamı bile tanımam." Dedim. "Gel." Dedim ve bekledim. Yerinden kalkıp yanıma geçti. Kulağına eğildim. "Anneme sürpriz yap. Çiçek falan al." Dedim ve gülerken geriye çekildim. "Eşek sıpası!" Demesiyle kahkaha attım.

"Kazandım." Dedim kaşlarımı kaldırıp. Başını salladı ve ayağa kalktı. "Gidiyorum." Dedi babam. Başımı salladım önümdekilere bakarken. Rüzgar biz konuşurken garson kız ile çıkmıştı bile. "Önce sen." Dedim yiğit'i gösterip. "Söyle." Dedi. "Ecrin ile beni evlendireceksin. Kendi rızanla." Dedim keyifle. "Ne?!" Diye kükredi yiğit ve ayağa kalktı. Birkaç kişi ona döndü. "Delik deşik olmak istemiyorsan otur yerine." Dedim. "İleriye gidiyorsun kor!" Dedi sinirle. Ecrin'e baktım gülerek. Yutkundu.

"İddiaya girmeden önce sana girmemeni söylemiştim karahanlı." Dedim ciddiyete bürünürken. Sesim buz gibi çıkıyordu. Yiğit ani değişimim karşısında afalladı. "İstediğimi yapmak zorundasın." Dedim. Burnundan soluyordu. "Baba.. kabul et." Dedi ecrin yiğit'in koluna dokunup. Yiğit ecrin'in elini tuttu sıkıca ve derin bir nefes aldı. "Kabul." Dedi zorlukla. "İmzala." Dedim ceketinin içinden çıkardığım kağıdı önüne fırlatıp. "Bu ne?" "Sözleşme. Ecrin ile kağıt üzerinde evli olacağız. Onun maddeleri. Sesli oku." Dedim.

Kağıdı aldı ve okumaya başladı.

"İlk madde: Ecrin Karahanlı bu anlaşmayı fes edemez. Yalnızca fatih kor bu anlaşmayı fes edebilir.

İkinci madde: Fatih Kor ve Ecrin Karahanlı aynı evde kalacaktır.

Üçüncü madde: Bebek olduğu sürece boşanmak istenirse bebeğin velayeti fatih kor'a verilecek.

Dördüncü madde: Fatih Kor, Ecrin Karahanlı'dan boşandığı zaman mal varlığının 3'te biri Ecrin Karahanlı'ya geçecek. (Ev, arsa, işletme vs..)

Beşinci madde: Ecrin Karahanlı, Fatih kor'u rahatsız edecek hareketlerde bulunursa cezası verilecektir.

Altıncı madde: tarafların aileleri evlilik süresince birbirlerine zarar verecek hareketlerde bulunmayacaklardır.

Yedinci madde: Üstteki maddeler evlilik itibariyle kalıcı olacaktır." Dedi yiğit elleri titrerken.

"İmzala." Dedim ve kalemi uzattım. Yutkundu ve zorlukla kalemi aldı. Ecrin bana nefretle bakarken gülümsedim. "Benden ne isteyeceksin?" Dedi sinirle. "Senden istediğim o iki şeyi sonraya saklıyorum." Dedim ve kahkaha attım. Ecrin yumruklarını sıktı. "Adi şerefsiz." Diye tısladı yiğit. Kağıdı önüme fırlattı. Kağıdı yakaladım ve imzasına baktım. Gülümsedim. "İmzala." Dedim ecrin'e dönüp. Babasının elindeki kalemi aldı ve o da imzaladı. Elindeki kalemi aldım. Elini tutup üstüne öpücük kondurdum elinin.

"Uzak dur kızımdan!" Diye tısladı yiğit. Kağıdı imzaladım. "Müstakbel karım o benim. Değil mi babacığım?" Dedim ve gülümsedim. Yiğit sinirden titrerken gülmemek için dudaklarımı dişliyordum.

İntikam nasıl olurdu gösterecektim onlara..

BUZDAN KALP 2 (gerçek hayat!) (Mafyanın aşkı.) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin