9-Buz adam

109K 2.7K 392
                                    

Herkese tekrardan merhabalar vee iyi okumalarr!

vote atmayı, yorum bırakmayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için profilimi takip etmeyi unutmayın...

Ertesi gün Sabah

Uyandığım gibi Bulut'un yanına gittim. Kapıyı uyuma ihtimaline karşın sessizce açtım. Tahmin ettiğim gibi hala uyuyordu. Bende uyandırmamak için tekrar Yukarı çıktım. Bu sırada günlük işlerimi hallettim.

Üstümü giyinip saçlarımı kuruttuktan sonra tekrar aşağı indim. Eve yardımcı çağırmıştım. Yemekleri temizliği ve Bulut'un bakımını o yapıcaktı. Muhtemelen şu an mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordur diye bakma gereği duymadım.

Tekrar Bulut'un yanına gittim. Gözleri açıktı. Dünden beri hiç konuşmamıştık doğru düzgün. Benden çekinir bir hâli vardı. Ona kızgındım aslında, neden bana anlatmamıştı? Ona anlatmasını söylemiştim defalarca!

Pansumanını da yapmamız lazımdı. Aslında bunu doktor yapardı ama ben yapmak istiyordum. Tekrar odasın ayanına gittim. Bir şey demeden malzemeleri hazırladım.

Elim göğüsünün üstüne gidince tedirgin oldu. "Şşşt, sorun yok. Sadece pansuman yapacağım." Dedim ve üzerindeki bandajı açtım.

Yarası hala kötü gözüküyordu. Etrafı kanlı dikişleri gözüken çizgi şeklinde bir yarık. Gerekli malzemeleri aldıktan sonra önce yaranın etrafını temizlemekle başladım. Bir yandan Canını acıtmamak için yavaş ve nazik davranıyordum, bir yandan da ona sorular soruyordum.
-"Canın acıyor mu?" Başını hayır anlamında salladı.
-"Dün gece ağrın oldu mu?" Tekrar başını olumsuz anlamda salladı.
-"Dilini tutmadın değil mi?"
-"Hayır." Dedi kısık bir sesle."

Yarasını kapattım. Tepkisiz yatıyordu.
-"Neden bana söylemedin? Neyi bekliyordun?" Diye söylendim kendimi daha fazla tutamayarak.
-"Özür-"
Duymak istemiyordum.
"Aç mısın?" Dedim. Başını hayır anlamında salladı. "İlaç içeceksin.  şimdi sana yemeğini getireceğim. İçmen lazım." dedim ve odadan çıktım.

Yardımcı  etli çorba yapmış. Bir kaseye doldurduktan sonra tepsiye iki dilim ekmek koyup bana verdi.

Tepsiyle beraber Bulut'un odasına girdim. Tepsiyi kenara bıraktıktan sonra ekmeğin yumuşak kısımlarını çorpaya ufaladım. Çorbanın sıcaklığını kontrol edip Bulut'a uzattım. Yavaşça ağzını araladı. Bende çorbayı ağzına doldurdum.

Çorbayı yutunca yüzünü ekşitti. Uzun süredir yemek yemediği için şu an garip geldiğini biliyordum. İkinci kaşıkta bile başını istemediğini belirtecek şekilde sallıyordu. " içmen lazım." dedim kibarca. O ise yine başını sağa sola salladı.

Uğraşarak bitirmiştim. Suyunu ve ilaçlarını da içirdikten sonra tekrar ağrısı olup olmadığını sordum. Başını biraz anlamında salladı. Hemen yan odadaki doktoru çağırıp ilgilenmesini istedim.

Doktor ağrı kesici iğne yaparken Bulut yine huysuzlandı. yanına oturdum. Benimle konuşmadığı için istediği bir şey var mı bilmiyordum. Ona soğuk davranıyordum. Biliyordum nasıl hissettiğini ama yapamıyordum, ona güvenmeye çalışmışken sindiremiyordum.  Ne desem baş sallıyor, sığıntı gibi yaşıyordu.

Ne zaman ona baksam ağlamamak için kendini zor tutuyordu.  Bir anda "Sıkılmadın mı burda yatmaktan" Dedim. Ikimiz de böyle bir yere varamayacaktık.

Başını olumlu anlamda salladı. "Peki ağrın var mı?" Dediğimde ise olumsuz cevap verdi. Yatakta yavaşça doğrulmasını sağladım.

Kolundaki serumu ve parmağındaki aleti çıkarttım. Hemen üzerine gömleklerimden bir tanesini giydirip ilk bir kaç düğmeyi açık bıraktım. Sonra minik bedenini kucaklayıp salona taşıdım ve büyük koltuğa bıraktım.

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin