69- Müzayede

34.7K 889 120
                                    

Herkese yeniden merhaba!

Vote atmayı, yorum bırakmayı ve gelişmelerden haberdar olmak için wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın.

Ayrıca diğer hikayem olan KAYLA'ya da bakabilirsiniz

İyi okumalar!

Sabah gözlerimi açtığım zaman yanımda Ekin'i görememiştim. Yaklaşık yarım saattir odanın içinde bıkkınlık geçirmiş bir şekilde Ekin'i bekliyordum. Nereye gitmişti ki? Saat erken falan da değildi. 4 e geliyordu. Evet aşırı uyumuştum yine. Ve yemek yememiştim. Zaten bu yeterince sinirlerimi bozuyordu. Ekin'in gelmesi ve evin diğer işlerinin halledilmesi için dışarı çıkmamız lazımdı. 3 gün olmuştu ve taşınma evresine daha geçememiştim bile.

Ben sıkılmaya devam ederken sonunda odanın kapısı açıldı. Ekin gelmişti. Üzerinde günlük kıyafetler vardı. Gayet normal gözüküyordu. Neredeydi acaba?
-"Günaydın" dedi bana.
-"Günaydın, nerdeydin?"
Ceketini çıkarttı.
-"Dafne'nin yanına gittim. "
-"Sizin aranız iyi mi?" Dedim çekinerek. Başını iki yana salladı.
-"Benimle değil ama en azından Uğur'la iyi. Yani sayılır. Onun yanına yaklaşmasına zor da olsa tahammül edebiliyor." Sıkıntıyla nefes verirken yatağa oturdu. Şu an ne demem gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. O yüzden sadece sustum ama böyle de garip olmuştu sen hakettin der gibi. Haketmemişti diyemezdim ama yine de o da çok acı çekmişti, çekiyordu.
-"Ş..şey ben ne diyeceğimi bilmiyorum"
-"Önemli değil. Giyin yemek yemeye gidelim. Ayağa kalkıp kıyafet alırken
-"Evin işleriyle ilgilenemiz lazım. Çok uzadı zaten." Dedim.
-"Niye, bir an önce bitsin de kurtulayım mı istiyorsun?" Dedi. Sesi sıkıntılıydı. Zaten dafne'den sonra morali iyice bozulmuştu ama ben öyle demek istememiştim. Bitmesini istemiyordum aslında. Böyle kalacaksa hiç bitmesindi ama böyle kalmayacağını biliyordum.

Sessizce banyoya girip üstümi değiştirdim. Banyodan çıktığımda odaya yine aynı sükunet hakimdi ve bu beni geriyordu. Bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyordum.

Birlikte arabaya bindiğimizde dayanamadım ve direksiyondaki elini tuttum. Dafne yüzünden çok üzülüyordu. Hatta benim yüzümden de.
-"Ekin" diye girdim söze. Aslında bu sadece zaman kazanmak içindi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Ben üzgünüm, dafne için. İçerde de o anlamda söylememiştim. Sadece... kötü görünüyorsun."
Elime ve bana baktı.
-"Elimi kendi isteğinle tuttuğuna göre cidden kötüyüm."
-"Ekin... benimle ilgili kısım için bir şey diyemem. Ama Dafne seni seviyor. "
Histerik bir kahkaha attı.
-"Yaa, öyle mi?"
-"Ekin, onun sana ihtiyacı var. Sadece kabullenemiyor. Haksız da sayılmaz ama... sen ona iyi geliyorsun. Seni sevmeseydi eğer senin için hayatını tehlikeye atmazdı. İkiniz de sonunda birbirinizi bulduğunuz için çok şanslısınız. Bir abinin olması çok başka bir şeydir eminim." Kaşlarını düşünceli bir şekilde çatıp bana döndü.
-"Neden öyle dedin?" Omuz silktim
-"Bilmem. Ben hep abim olsun istiyordum. Birisinin seni karşılıksız sevip koruması güzel bir şey. Belki beni babamın eziyetlerinden kurtarırdı. Daha normal bir hayatım olsaydı beni diğer erkeklerden korurdu." Güldüm. Olmadığı halde bir abinin olması gerçekten çok güzel bir duygu gibi geliyordu.

Ekin beni kolunun altına doğru çekti biraz. "Senin her şeyin benim yavrum." Nedense bu duygusal anda aklıma gelen şeyle ağzımdan küçük bir kıkırtı kaçtı.
-"Tamam abi."
Gülememi tutamazken ortamdaki bütün hava kaçmıştı. Ekin beni bırakırken onun da gülümseyerek arabayı çalıştırdığını gördüm.

Yine nispeten salaş bi mekana gelmiştik. Bu günleri hayatım boyunca özleyebilirdim. Ekin'le rasgele bir şeyler konuşuyorduk.
Öğlen olduğu için kahvaltıı yoktu artık. Ekin benim adıma sipariş vermişti. Kızınca kilo almak istiyorsam onun dediğini yapacağımı söyledi. Fastfood yiyerek kilo almama da izin vermiyordu. Sağlıklı kilo alacakmışım. Sağlıklı şeyler o kadar da güzel değildi
-"Bu gün birlikte vakit geçirelim."
-"Ama evin bitmesi-"
-"Bu gün eşyalar gelicekti zaten. Adamlarımdan birkaçı onlarla ilgileniyor. Zaten saat geç olucak üstelik. Birlikte bir şeyler yapalım."
İtiraz edesim yoktu. Hazır iyi hallerindeyken kullanabildiğim kadar kullanacaktım. Başımla onaylayıp önümdeki ızgara tavuğu yemeye devam ettim. Tavuğun daha güzel halleri vardı. Neyde ki bu da fena sayılmazdı.

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin