104 - Kısa Bölüm

24.4K 758 170
                                    

Herkese yeniden merhaba!

Vote atmayı, yorum bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın

Diğer hikayem olan KAYLA'ya da bakabilirsiniz.

İyi okumalar

Birkaç gün sonra...

  Sabah erkenden kalkıp mutfakta kendime bir şeyler hazırlıyordum yine. Ekin uyanmadan işlerimi bitirip geri odama giriyordum ve o gidene kadar evden çıkmıyordum.  Yine aynı şekilde kendime ihtiyacım olabilecek yiyecekleri hazırlarken arkamı dönmemle birden birisine çarpmıştım. Sabahın 6 sıydı saat ve Ekin karşımdaydı. Beni belimden yakalamıştı ve kendine yakın tutuyordu. Hemen geri çekilmeye çalıştım. Onu o günden sonra ilk görüşümdü bu.
-"Günaydın."
Dedi bana hiçbir şey olmamış gibi. Geçekten inanamıyordum. Geri kaçmaya çalıştıkça daha sıkı tutuyordu. "Bulut kaçma bir dur.." dedi bana. Aklı beni bu hale getirirken nerdeydi?
-"Bırak, gideceğim."
Dedim ve kaçmaya çalıştım ama bırakmadı.
-"Konuşalım bırakırım."
Dedi bana. Konuşacak bir şey yoktu. Bırakmamıştı.
-"Dokunma."
Diyip çekilmeye çalıştım ama o daha da yaklaştı bana.
-"Bu gün evdeyim Bulut. Seninle konuşacağız."
-"Ekin bırak! İstemiyorum bana yaklaşmanı."
Biraz çekildi. Ben de hızlıca mutfaktan çıkıp odama gittim ama arkamdan geliyordu. Kilitleri de toplattığı için kapıyı kilitleyemiyordum. Hemen arkamdan odaya girmişti.
-"Bulut, benden ne kadar kaçabileceksin böyle?"
Durdum.
-"Bu evden kaçmanın fırsatını buluncaya kadar."
Dedim ve yatağa oturdum. Yüzü yine gerilmişti.
-"Öyle bir şey olmayacak güzelim."
Dedi uyarırcasına. Yere bakıyordum. Yıpranmış hissesiyordum.
-"Ne konuşacaksan konuş. Sonra da git. Seni görmek istemiyorum."
Gerildiğini hissediyordum. Yanıma gelip kollarımı tuttu.
-"Yapma!"
Dedi. Ben ne yapmıştım? O yapmıştı.
-"Söyleyecek bir şeyin var mı Ekin?"
Nefesleri sıklaşıyordu. Devam ettim. "Yoksa benim bir tane var. Doktora gideceğim bu gün."
Kaşlarını çattı.
-"Neden, bir şey mi oldu?"
Gayet sakin bir şekilde başımı iki yana salladım.
-"Kürtaj olacağım."
Dedim. Bu bebeği doğurmamaya karar vermiştim. Böyle bir ortamda doğacak bir çocuk nasıl olurdu? Ekin'den baba olmazdı bu çok barizdi.  Çocuk eli silahlarla dolu adamların olduğu bir yerde mi büyüyecekti? Her gün kavga edişimizi izleyecekti. Bilemiyordum Ekin bana başka bir şey yapar mıydı... bir çocuğa bunu yapamazdım.

  Ekin buz kesmiş gibiydi. Korkuyordum bir yandan da. Başımı önğme kapattım çünkü gözlerim dolacaktı. Hiç istemiyordum bunu.
-"Ne dedin sen?"
Diye sordu şok içerisinde.
-"Duydun Ekin. Defol git başımdan."
Dedim sesimi oldukça soğuk tutmaya çalışarak ama içim kan ağlarken bu mümkün değildi.

  Başımı zorla kaldırıp yüzüne bakmaya zorladı.
-"Bana inat olsun diye o bebeği aldıramazsın Bulut! İzin veremiyorum."
İttim ve avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım gözlerimden yaşlar kendi kendine düşerken.
-"Her şey seninle ilgili mi olmak zorunda!? O benim bebeğim! Benim bebeğim sen onu hiçbir zaman istemedin! Şimdi söz sahibi değilsin! Hiçbir konuda! Sen iğrenç bir insansın Ekin, duydun mu beni! İğrenç bir insansın! Katilsin! Ne yapacaksın? Çocuğun olunca ne yapacaksın? Bahçede silahlı adamlarla mı oynatacaksın? Üstün başın kan içinde eve gelip ona mı sarılacaksın? Her gün bana işkence ettiğin zaman seni seveceğini mi sanıyorsun? Sevmeyecek! Seni sevmeyecek! Herkesi mutsuz ettiğin gibi onu da mutsuz edeceksin! Onun da hayatını mahvedeceksin! Okula gitmeyecek, arkadaşı olmayacak! Hayatı bile olmayacak!"
Ağzımı kapattı sertçe. Kıpkırmızı gözlerle ve sıkılmaktan titreyen çenesiyle
-"Sus!"
Diye uyardı. Kendini sıkmaktan taş gibi olmuştu ama dinlemedim uyarısını. Kötü olacağını bile bile üzerine gitmeye devam ettim.
-"Konuşmak isteyen sen değil miydin? Bak konuşuyorum işte! Dinlesene!"nefes almaya çalıştım ve sesimi alçalttım. "Düzelirsin sanmıştım." Dedim acılı bir sesle. "Düzeldin sanmıştım..." canım çok acıyordu.
-"Bulut sus!"
Dedi tekrar uyarırcasına.
-"İstemiyorum. Böyle yaşamam istemiyorum."
Diye ağlıyordum bense. Ekin kalkıp giderken tuttum. "Gitmeyeceksin! Daha bitmedi!" Diye engellemeye çalıştım.
-"Bulut, bırak canını yakarım."
Umrumda değildi.
-"Ne yapacaksın? Dövecek misin beni?"
Diye sordum. Gerçekten buny yapmayacağının garantisini veremiyordum çünkü kendime.
-"Bir bok bildiğin yok!"
-"Ne bildiğim yok? Anlat da bileyim. Ne uyduracaksın? Güç seni mahvediyor işte başka bir bok olduğu yok! Hasta-" ağzımı zanımı acıtacak şekilde kapattı. Öfkeden titriyordu.
-"Tek kelime daha etme. Pişman olacağım bir şey yapmak istemiyorum o yüzden tek kelime daha etmeyeceksin. Anladın mı?"
Ağlayacak kadar kırmızıydı gözleri. "ANLADIN MI?" Diye kükreyince ödüm patladı. Başımı salladım. Ağzımı açtı yavaşça ve hızla odandan çıkıp gitti. Yanlız kalınca yatağa yatıp ağlamaktan uyuyakalana kadar ağladım çaresizce.

-Bölüm Sonu-

Vote atmayı yorum bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın! Bir sonraki bölümde görüşmek üzere













~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin