10-Kısa bölüm

92.3K 2.5K 220
                                    

Herkese tekrardan merhabalar vee iyi okumalarr!

vote atmayı, yorum bırakmayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için profilimi takip etmeyi unutmayın...

Ekin

Son konuşmamızın üzerinden bir saat geçmişti. Ona biraz sert davranmıştım. Sinirlerimi bozmayı heo başarıyordu! Odasının kapısını açtım. Bulut bir anda buraya döndü.

-"Hazırlan çıkıyoruz" dediğimde anında itiraz etti
-"Ben iste-"
-"Bulut çıkıyoruz, hazırlan" deyip itiraz etmesine fırsat vermeden çıktım.

Yarım saat kadar sürmüştü hazırlanması.
"Hazırsan çıkalım"
diyip odadan çıktım. Bulut arkamdan gelirken araba çoktan kapının önüne getirilmişti.

Bulut yine mutsuz suratıyla gitmek istemediğini belli ediyordu. Az önce istemesine rağmen şimdi problem çıkartıyordu. Acaba ben yanında olduğum için mi böyle yapıyordu? Muhtemelen.

Araba lunaparkın önünde durunca ikimizde indik. Bulut'u lunaparkın içine sokunca yüz ifadesinden bunu beklemediği belliydi.

Her ne kadar heyecanlı ve ya mutlu olsa da bunu benim yanımda göstermek istemiyordu. "Neden kimse yok?" Diye sorunca dudağımın bir kenarını yukarı kıvırarak "Sence?" Dedim. Burayı kapattırmıştım. "Hadi istediğine bin" dedim ama omuz silkti. Yanında ben olduğum için çekindiğini biliyordum. Onu daha fazla zorlamadan "Tamam o zaman ben seçeceğim birlikte bineceğiz?" Dediğimde oflayarak kabul etti. Numara yapmayı iyi öğrenmişti. Nerdeyse ben bile istemediğine inanıcaktım.

İlk olarak 'crazy dance' den başladım. Bulut'u oturttuktan sonra bende yanına oturdum. Alet hızlandıkça Bulut daha sıkı tutunuyordu. Tepki vememek için her ne kadar çaba göstersede mutlu olduğu belliydi.

Crazy dance bittikten sonra 'ranger'a geçtik. Alet ters biz ters pozisyondayken durunca Bulut panikledi. "Neden durdu? Sen mi yaptırdın?" Derken lafa girdim.
-"Korkma birazdan normale dönücek." dedim gülerek. Bu hali çok komikti. Ama yine de çok güzeldi

Ranger dan indikten sonra hız trenine bindik. Bulut'un çığlıklarından artık sağ kulağım bir süre duymayacaktı.

Sonra dönme dolap, gondol, başka aletler derken en son korku treni kaldı. "Sırada korku treni var. Hazır mısın?" Dedim.
-"Ben binmek istemiyorum"
-" biniyoruz" dedim ve onu korku trenine sürükledim.

Tren uzun uzun giderken o etrafına bakınıyordu, bense sıkılmıştım.
-"Bulut " dediğimde bana döndü.
"Seninle bu şekilde devam etmek istemiyorum. Çok sıcak bir adam değilim biliyorum ama benden çekinmeni veya kaçmanı istemiyorum."
Bana baktı ve sadece başını çevirdi.
Olacaktı. Olacaktı...
 
Tren durunca hiç konuşmadan arabaya bindik. Yol boyunca Bulut hiç konuşmadı. Bende zorlamak istemedim

Eve gelince Bulut hemen odasına geçti. Bende yukarı çıktım ve üstümü değiştirdim. Çıkmadan önce de Hizmetçilere Bulut için bir şeyler hazırlamalarını söyledim.

Aşağı inip Bulut için hazırlanan yemekleri odasına götürdüm. Uyuyordu ve uyurken çok masum gözüküyordu. Seslenerek uyandırdım.

Tabağı işaret ederek "bunları yemen gerek" dedim. Elimden tabağı aldı ve yemeye başladı. Sırf konuşmak için sordum.
-"Ona bir isim koydun mu?"
Başını salladı.
-"Fıstık ezmesi."
Fıstık ezmesi... diye geçirdim içimden.
-"Neden bu ismi koydun?"
-"Öylesine." Konuşmak istemiyordu. Hep kısa cevaplarla kesiyordu. Başımı salladım.

Bulut'un yemeğini koklayan Fıstık Ezmesini alıp "Annenin yemeğini rahat bırak. Ben sana yemeğini vereyim" dedim ve köpekle birlikte odadan çıktım. Kapalı bahçeden mama kabına mamasını doldurdum. Tahmin ettiğim gibi acıkmıştı.

Büyük bir iştahla bütün mamayı bitirdi. Bende tabağı önünden kaldırdım. Şimdiden büyümeye başlamıştı bu ufaklık. Biraz tüylerini okşayıp oynadıktan sonra kucaklayıp Bulut' un odasına götürdüm. Kapıyı açtığımda sanırım Bulut duştan çıkmıştı. Beni görünce havluya sıkı sıkı sarıldıp geri kaçtı. Utandığını ve tedirgin olduğunu biliyordum. Bende hemen Fıstık Ezmesini içeri bırakıp Bulut'a bakmadan çıktım.

Akşam

Bulut yanıma gelmişti. Artık hazırdık ve çıkabilirdik. Her ne kadar gitmek istemiyorum desede onu ikna etmiştim. Şimdi Poyrazlara gidecektik. Arabaya binmeden önce Bulut'a döndüm.
-"İyi misin?" Başını sağa dola salladı.
-"Ağrın falan mı var bir yerin mi acıyor?" Dedim hemen. Başını iki yana salladı.
-"İstemiyorum kimseyle görüşmek. Utanıyorum." Dedi. Artık sıkılmıştım.
-"Yaklaş."
Biraz başını çevirdi sadece ama yaklaşmadı. Böyle olunca ben onu tutup bir anda dudaklarına kapandım.

-Bölüm Sonu-

vote atmayı, yorum bırakmayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için profilimi takip etmeyi unutmayın...

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin