Herkese tekrardan merhabalar vee iyi okumalarr!
vote atmayı, yorum bırakmayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmak için profilimi takip etmeyi unutmayın...
Yanıma gelen Bulut kimseye bakmadan başını göğsüme gömdü. Orda ağlamaya devam ederken ben ve Poyraz 'ne yapacağız' dermişçesine birbirimize bakıyorduk.
Aslı' da üzgün bakışlarıyla yanımıza gelince tam olmuştuk. Ev cenaze evine dönmüştü resmen. Herkes üzgün, herkes düşünceli...
Bulut'un "gidelim" dediğini duyunca kalktım. Bulut hala kimseye bakmıyordu. Poyraz Bulut'u benden çekti ve yüzüne bakmaya zorladı. Bulut ne kadar dirense de en sonunda Poyraz'a bakmak zorunda kaldı.
"Kumsal utanmana gerek yok. Senin hiç bir suçun yok. Şimdi hiç bir yere gitmiyorsunuz. Yanlız kalmak size iyi gelmiyecek. Burda kalıyorsunuz tamam mı?" Diyen Poyraz Bulut'a reddetmesi imkansızlaştıran bakışlar yolluyordu.
Bulut çaresizce biraz geveledikten sonra kabul etmek zorunda kaldı. Gitmek istiyordu ama bunu Poyraz'a kabul ettiremediği için karşı çıkamıyordu. Ben de bilerek yardım etmemiştim. Eve gitmek ona iyi gelmeyecekti. Poyraz hizmetçinin biribe seslenerek bize odamızı göstermesini istedi.
Birlikte üst katta bir odaya geçtik. Yanlız kalınca hemen Bulut'u büyük bir açlıkla öpmeye başladım. Ağlıyordu ama bana karşılıkta vermeye çalışıyordu. Beceremesede deniyordu yani.
Bir süre öpüşmemizi sürdürdükten sonra ağlaması kesilmişti. Elleri saçlarımda dolaşırken benimkilerde minik göğüsleri ve kalçalarındaydı.
Dudaklarından ayrıldım ve kızarmış burnuna ufak bir öpücük kondurdum. "Ne olursa olsun seni çok seviyorum. Bunu asla unutma" diyip üzerindekileri teker teker çıkartmaya başladım. Kapıyı kilitledikten sonra Bulut için küveti doldurmaya başladım. Sıcak duş Bulut' u gevşetiyordu.
Küvet yavaş yavaş dolarken Bulut'u lavobonun yanına oturtmuştum. Çok zayıftı. Çıplak vücudundan kaburgaları ve omuriliği gözüküyordu. "Bu günden itibaren bir ay içinde beş kilo alıcaksın" dedim. Hiçbir tepki vermeyince kucaklayıp küvetin içine bıraktım. Vücudunu sabunlamaya başladığımda Bulut başını yana yatırmış gözlerini kapatmıştı. Adeta bir ruh gibiydi yaşadığı olaylardan sonra.
Her ne kadar Kerem'e suç atsamda ben ondan daha suçluydum. Bulut' a bunu yapan bendim. Karnındaki yazı nerdeyse görünmüyordu artık. Açtığım yaraları sarabilirdim ama unutturamazdım ne yazık ki!
Bulut'u şevkatle öpüp saçını sabunlamaya başladım. "Ekin"
-"Efendim bitanem"
-"Beni seviyor musun?" buruk bir gülümseme belirdi yüzümde.
-"Seni her şeyden, her kesten çok seviyorum yavrum" Bulut'u küvetten çıkartıp tıpayı açtım. Islak ıslak bana sarılıp ağlamaya başlayınca ise donup kaldım. "Ben çok köyü hissediyorum" çaresizce ona şu soruyu sordum. Başka bir seçenek düşünemiyordum artık. Bu yaşadıkları ona fazlaydı. "Bulut bir pisikologla görüşmek ister misin?"Benden ayrıldı. "Ben deli değilim!" Diye bağırdı. Bulut'u havluyla kucaklayıp başını göğsüme bastırdım. "Değilsin. Değilsin.. Sadece yaşadıkların çok ağır. Yardıma ihtiyacın var. En azından toparlayana kadar. Orası deliler için değil üstelik." diyip onu göğsümden ayırdım. Cevap beklercesine gözlerine bakarken dudakları titremeye başlamıştı. "Tamam ağlama. Mecbur değilsin." Dedim. Onu daha fazla zorlayamazdım.
Bulut giyinirken ben düşüncelerimde boğuluyordum. Yarattığım yıkım ortadaydı. Ben ona iyi gelmiyordum. Kim ona bunca şeyi yaşatan birine aşık olurcak kadar çaresiz olabilirdi? Bulut dışında... ben ondan her şeyini almıştım. Onu çırılçıplak bırakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Zor Aşk~
Teen FictionEski adı:Artık Benimsin Hikaye adı değişti. Mafya hikayesidir. Şiddet ve cinsellik içerir. KESİT (bölüm 2) Korkuyla kapıyı tekrar açmaya çalıştım açılmayacağını bile bile. Bütün vücudum bana yapacaklarını hissedercesine titriyordu. Tam arkama geld...