79- O adam hapiste, değil mi?

28.2K 760 163
                                    

Herkese yeniden merhaba!

Vote atmayı, yorum bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın

İyi okumalar

Uğur'dan

Neredeyse iki saat dışarıda durmuş ve hemen geri dönmüştüm. Dayanamamıştım Dafne'yi yalnız bırakmaya. Geldiğimde ise ölü gibi yatakta yatarken bulmuştum onu. Dokunmamam için benden kaçmıştı. Yemek yemeyi kabul etmiyordu. Eve döneli 2 saat olmuş o ölü gibi gözüküyordu. Ara ara kontrol ediyordum, ne uyumuştu ne de tek lokma yemişti. Yanına gitmeme ise tahammülü yoktu. Odasındaki bütün panjurları kapatmıştı. Gitmesine izin veremezdim, nereye gidecekti? Peki o giderse bana, Ekin'e ne olacaktı? Onu bırakamazdım. Hemde saçma sapan bir yanlış anlaşılma yüzünden. Tamam üzerine gitmiştim ama bu kadar neden mahvetmişti kendini ki?

Tekrar odaya girip yanına yaklaştım.
-"Dafne özür dilerim. Sana söylediklerimde ciddi değildim biliyorsun, sinirliydim sadece. Hadi konuşalım sorunlarımızı"
Benden uzaklaştı ama cevap vermedi. Elimi omzuna koymuştum ki kendini benden iğreniyormuşçasına geri çekti. "Dafne, yapma böyle."
-"Seni istemiyorum git! Kimin koynundan çıktıysan oraya dön!"
-"Evden çıkıp sürekli şirkete gittim Dafne. Yapma!"
-"Dokunma sakın bana." Kızarmış gözleriyini bana dikerken ellerini kendini benden korumak istermiş gibi önüne sarmıştı.
-"İstiyorsan abinle konuş. Seni görüştürmek istememin sebebi senin için zaten çok endişelenmesiydi. Boşu boşuna onu çağırma kendi aramızda çözeriz sanmıştım ama istiyorsan ara."
Ona telefonumu uzattım.

Bir an bile bakmadan yanımdan kalkıp gitti kapının önüne kadar ve parmağıyla çıkışı işaret ederek "git evimden! Kapıdakini de al defol, hayatımdan çık!"
Ayağa kalkıp ona doğru birkaç adım attım.
-"Başka bir şey var Dafne. Seni aldatmadığımı sen de biliyorsun. Başka bir şey var "
Üzerine yürüdükçe benden uzaklaşmıştı. Bu hareketleri artık beni iyice şüphelendirirken bir şey mi oldu diye sormaktan kendimi almıyordum çünkü alenen korkuyormuş gibi kaçıyordu benden. "Dün sabah evden çıkarken iyiydin. Beni takip edip bir şey gördün desem, sadece kendi evime gitmiştim. Senin şüpheleneceğin bir şey yoktu. Ne oldu? Dışarı çıktığında mı bir şey oldu? Neden dışarı çıktın ya da?"
Ona yaklaştıkça iyice sıkışmıştı duvarla aramda. Yüzünü sıkmış, ellerini önüne siper etmiş başını yana çevirmişti benden kaçırmak için. "Anlat bana" diye fısıldadım onu kıstırmışken ama o sert bir şekilde çıkıştı.
-"Bana dokunmanı istemiyorum! Her şeyimi anlattıktan sonra bana kaltak diyen bir adamı istemiyorum!" Diye bağırdı ağlayarak.
-"O sadece kızgınlıkla-"
-"Git!"
Kaşlarımı çatıp ne yaptığımı düşündüm. Belki de söyleyebileceğim en yanlış kelimeyi söylemiştim.
-"Dafne, ben özür dilerim. Senin hakkında öyle düşünmediğimi biliyorsun."
Umrunda değilmiş gibi ağlıyordu. İstemeyeceğini bile bile ona zorla sarıldım. "Senin hakkında bir an öyle düşünmedim. Yemin ederim. Sen benim için çok değerlisin Dafne. " çırpınmalarına karşın onu bırakmamıştım. Hatta konuşmak için kucağıma almış ve üst kata benim odama çıkartmıştım. "Bırak beni!" Diye yırtınmış durmuştu.

Onu yatağıma bırakıp yanına oturmuştum. "Dafne lütfen." Dedim bana bakmasını sağlamaya çalışırken. Anlatmak sitediği bir şey varmış gibiydi. "Anlat bana" dediğimde artık bunfan emin olmuştum. Başını iki Yana salladı hayır dermiş gibi. "Neden anlatmıyorsun bana? Söz veriyorum ne olursa olsun senin yanında olacağım."
Artık bu hali iyice korkutuyordu. Birisi bir şey mi yapmıştı, başına bir şey mi gelmişti? Ona iyice yaklaşıp ellerini tuttum. "Anlat bana, lütfen." Ağlamaktan kesik kesik nefes alıp verirken başını göğsüme dayadı ve ağlaması bir anda şiddetlendi. Elim başına gitti.
-"Ç-çok utanıyorum.." diye fısıldadı. Aklıma gelen yek şey vardı ve bunun olmasından çok korkuyordum.
-"Anlat hadi..."
Hıçkırıkları konuşturmayacak kadar çoğalmıştı. Bir ara nefes almakta zorlanır hale bile gelmişti.
-"A-anla-anlatamam.."
-"Neden ama? Utanılacak bir şey yok. Ne yaşadıysan söyle bana."
-"B-bana dedik- dediklerinden sonra..."
-"Sadece sinirliydim yemin ederim. Senin hakkında öyle düşünsem evlenir miydim seninle? Bu kadar uğraşır mıydım?"
Başını diğer tarafa çevirip elini ağzına kapattı. Ne yapacağımı bilmiyorum ve o çok kötü bir şey olmuş gibi davranıyordu.
-"A-alatırsam... gi-gitmeme izin verecek misin?"
Asla onu gönderemezdim. Asla bırakamazdım, Ekin'de bırakmazdı. İstemiyordum ama yalan söyleyecektim.
-"Anlatırsan söz bunu çözeceğim."
Başını hiç bana çevirmedi.
-"B..ben daha önce..." diye başlayıp devamını getiremedi. Sesinin her zerresi titriyordu.
-"E..evet.." dedim. Kastettiğini anlamıştım.

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin