Birkaç gün geçmişti. Ekin hiç iyi gözükmüyordu. Kardeşi onun için çok değerliydi. Yanına gitmeye bile cesaret edememişti. Günlerdir kendine işkence ediyordu. Onu bu halde görmek istemiyordum. Ona yardım edemiyordum. Ona ulaşmama izin vermiyordu.Bu gün bütün uğraşlarım sonuvunda onu Dafne'nin yanına gitmeye ikna edebilmiştim. Üzerinde öyle büyük bir gerginlik vardı ki. Beni de germeyi başarmıştı! Evden çıkamıyordu. Onu anlamaya çalışıyordum ama bu zordu. Yaşadıkları hiç basit değildi. Üstelik Ekin olayları normal insanlardan farklı bir şekilde ölçüp tartıyordu.
Yine de kardeşini o bodruma kitlemiş, günlerce acı çektirmişti. Benim bilmediğim bir sürü şey vardı. Dafne için de çok zordu. Yıllarca kimsesiz kalmışken bütün bunları yapan adam birden abisi çıktı. Güvendiği tek insan'ın ,Kerem'in, gerçek yüzünü gördü. Bebeğini kaybetti. Bebeklerini... 3 tane çocuğunu birden kaybetti. Kim bilir nasıl hamile kalmıştı. Uğur'la yaşadıkları, geçmişi... Geçmiş pandoranın kutusuydu. Açmanın kimseye faydası olmamıştı. Karıştırdık.a her yerden bir pislik, bir acı çıkıyordu.
Evin içinde volta atan Ekin sinirlerimi bozmaktan öteye gitmiyordu. Olacak olan olacaktı. Uzatmanın manası kalmamıştı artık. Kaçamazdı. Yaptıklarıyla yüzleşecek, kardeşini kazanmak için çabalayacaktı.
-"Ekin, git artık!"
-"Beni görmek istemeyecek. Beni asla affetmeyecek."
-"Evet ilk başta seni görmek istemeyecek olabilir ama eğer seni affetmesini istiyorsan bunun için uğraşmalısın. Burda kendini yemen hiç bir şeyi değiştirmiyor. Dafne kolay şeyler yaşamadı. Onun sana ihtiyacı var."
Bir süre gözlerimin içine öylece bakakaldı. Kararsızdı. Gitmeyi deli gibi istiyordu ama cesaret edemiyordu. Koltuktan kalkıp yanina gittim. "Hadi git onun yanına. Bunca kaybettiğiniz zamanı telafi etmen için bir şans var önünde."Gücen istercesine son kez gözleri gözlerimde takılı kaldığında başımı sallayarak onayladım. Ellerini başımın iki yanına koyarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve uzunca öptü. "Senin gibi harika bir kadına sahip olduğum için çok şanslıyım." Gülümseyerek karşılık verdim. Benden ayrıldıktan sonra ceketini giyip evden çıktı.
Ekin'den
İçimde biriken büyük heyecanın altında ondan da büyük olan korkum beni geri itiyordu. Kardeşimi bulmuştum. Ona büyük bir özlem hissediyordum ama... ama ben ona çok kötü şeyler yapmıştım. Ben kendi kardeşimi öldürecektim. Ona işkence etmiştim. Yanına gidipte ne diyeceğimi bilmiyordum.
Ezbere bildiğim yolu gidiyordum. Aklımda beni görünce verebileceği tepkileri değerlendiriyordum. Benden nefret ediyor olabilir miydi? Tek istediğim bir gün beni affetmesiydi. Kendimi affettirmek için her şeyi yapardım. Sadece beni affetmesini istiyordum.
Düşüncelerimde boğulurken yol çok çabuk bitmişti. Arabayı yavaşça durdurdum ama inemedim. Bir süre sadece baktım. Yine çaresizdim. İhtiyacım olan şey kardeşimdi. Onu ne hale getirdiğimi görmüştüm. Benim yüzümden bir sürü şey yaşamıştı. Kendi kendimi zorlaya zorlaya arabadan indim. Elimde olsa sonsuza kadar kaçabilirdim bu yüzleşmeden.
Hiç düşünmeden kapıyı çaldım çünkü düşünürsem yapamayacağımı biliyordum. Stresten ellerimi yumruk yapmış sık sık yerimde hareket ediyordum. Birazdan kapı açılacaktı. Acaba ne yapacaktı? Beni isteyecek miydi? Sanmıyordum.
Kapının aralanmasıyla hemen başımı çevirdim. Dafne açmıştı. Beni görünceki yüzünde meydana gelen hayal kırıkkığının farkedilmemesi mümkün değildi. Burda olmamdan rahatsızdı.
-"Ben Uğur'u çağırayım"Hızla arkasını döndüğü sırada kolundan tuttum.
-"Dafne, ben senin için geldim."
Gözlerindeki nefret içime sokarcasına bana baktı.
-'Neden? Benimle ne işin var ki?"
Öyle kabullenemiyordu ki... istemiyordu. Şimdi ona ben senin abin olmak istiyorum mu diyecektim.
-"Dafne, sen benim kardeşimsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Zor Aşk~
Fiksi RemajaEski adı:Artık Benimsin Hikaye adı değişti. Mafya hikayesidir. Şiddet ve cinsellik içerir. KESİT (bölüm 2) Korkuyla kapıyı tekrar açmaya çalıştım açılmayacağını bile bile. Bütün vücudum bana yapacaklarını hissedercesine titriyordu. Tam arkama geld...