105 - Ben Senin Düşmanın Değilim!

29K 808 238
                                    


Herkese yeniden merhaba!

Vote atmayı, yorum bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın

Diğer hikayem olan KAYLA'ya da bakabilirsiniz.

İyi okumalar

   Gözlerimi açarken hava kararıktı. Saate baktım. Uzun süre uyumuştum. Yataktan doğrulduğumda ise bacak aramda hafif bir ıslaklık hissetmiştim. Önemsememeyi düşünsem de ayağa kalkmamla işler değişmişti. Kanıyordum. Bir yatağa bir de aynadaki görüntüme baktım. Hayır... Hayır... hayır! İçimi saran korkuyla odadan çıktım. Gözlerim dolu dolu ilerlerken önümü göremeyecek hale gelmiştim. Normalde bağırıp çağımam, ortalığı ayağa kaldırmam gerekitordu ama ben donakalmıltım resmen. Onu istemediğimi söylemiştim ve şimdi onu kaybetmiştim belki de.

Üst kata çıkmıştım. Odamızda yoktu. Çalışma odasına gittim. Evde olması lazımdı. Evde olması lazımdı...

  Çalışma odasına kapıyı tıklatmadan daldım. Ekin sinirle arkasını dönmüştü. Beni görmeyi beklemezken çatık kaşları gözünün kırmızı sıvıya takılmasıyla kalakaldı. Hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.
-"Bulut, iyi misin? Bu ne?"
Panikle sorular sorarken ben cevapsız kalıyordum. "Bir şey mi yaptın kendine!? Bebeğe bir şey mi oldu, bir şey mi yaptın Bulut?"
Panik içinde beni kucağına aldı. Evden koşarka çıkarken birilerine bağırıp duruyordu. Arabaya bindik. Hiç konuşmuyordu ama bakışları dehşet doluydu.
-"Öldü mü?"
Diye sorarak sessizliği bozan ben oldum. Bir şey demeden başımı okşadı ve yüzümü sildi.
Böyle yapınca daha çok korkmuştum. Ağlamam arttı. "Ölmesini istemiyorum. Aldırmayacağım Ekin lütfen ölmesin.." diye ağlamaya başladım. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
-"Sakin ol, bir şey olmayacak. Bulut, bana bak." Yüzümü avcuna aldı. "Bana bak, bir şey olmayacak. Sakinleş.."
Öldürmek istemiştim onu... öldürmek istemiştim...

Muayenehaneye geldiğimizde hemen beni kontrol etmişti doktor. Ardından Ekin de içeri gelmişti.
-"Sakin olun öncelikle bebek gayet iyi. Kanamanız şu an için normal. Bebek rahminize tutunmaya çalışıyor. Sadece kanama miktarı biraz fazla ama bu sorun değil."
Derin bir nefes almıştım. Bir şey yoktu. Şükürler olsun...

  Tekrar eve dönerken yol boyu gelişimizin aksine hiç başımı ona doğru çevirmedim. Sanki iki yabancıymışız gibi oturduk. O da bir şey söylemedi. Eve girip kendimi odama hapsedecekken kolumu tuttu.
-"Yemek ye."
Dedi. Yiyecektim zaten, eğer sabah rahatsız etmeseydi o zaman da yiyecektim.
-"Yerim."
Dedim ve mutfağa gittim. Arkamdan gelmemesine sevinmiştim. Kendime ekmek arası bir şeyler hazırlayıp odama geçtim. Yatak kan olmuştu. Şimdi hizmetlileri çağırıp uğraşmak istemiyordum. Yan odada yatardım bu gün, hem zaten uykum da yoktu.

  Gece yemek yedim, film izledim, uyumayı denedim ama bir türlü olmadı. Canım sıkılıyordu. Biraz hava almak için dışarı çıkmak isterdim ama korumalar rahat bırakmıyordu ki! Belki gizlice çıkar 5 dakika dururdum.

  Aklıma yatan fikirle kalkıp aşağı indim ve mutfağın tarafından bahçeye baktım. O kadar çok adam vardı ki... salona doğru yürüdüm sessizce. Kapıdan burnumu çıkartsam yakalanırdım. İmkanı yoktu anlaşılan.

  Perdelerin arkalarından gizlice kaçmak için bakınıp dururken birden arkamdan bir şeyin beni yakalanmasıyla ödüm koptu. Anında beni yere indirip silahı başıma dayarken çığlığı basmıştım. Devamında ise ışıklar açılmış herkes bir anda başıma toplanmıştı. 

  Bunu yapan Ekin'in adamlarından birisiydi. Bana saldırdığını düşünürken korkudan nefesim kesilmişti. Beni öldürmeye çalıştığını sanmıştım.

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin