74-Barbekü

36K 825 150
                                    

Herkese yeniden merhaba

Vote atmayı, yorum bırakmayı ve hesabımı takip etmeyi unutmayın.

iyi okumalar...

Yeni bir güne aynı şekilde uyandım. Rutin işlerimi yapıp kahvaltıyı hazırladım. Ekin sabah dışarı çıkıyordu genelde, spor yapıyordu. Beni de zorlamıştı birkaç kere ama saat 6 da kalkmak hiç bana göre değildi. Sinirli oluyordum ve uyanamıyordum da zaten...

Normal kahvaltımızı hazırladım. Ekin Fıstık Ezmesi'ni de almış olmalıydı. Onun da mama kabını doldurup banyoya geri gittim. Hayatım güzel geçiyordu son günlerde. Saçlarımı toplayıp kapının açılmasıyla geri çıktım. Daha Ekin'le konuşurken Fıstık Ezmesi pat pat pat içeri girmişti. Ya ayaklarını silecektim Ekin hep bırakıyordu böyle sonra yerleri kirletiyordu.
-"Ekin ayaklarını silecektim! Hep aynı şeyi yapıyorsun!"
Gülerek beni pek umursamadan birkaç saniyelik sabah öpücüğünü aldı. Ellerim istemsizce sert öpüşünden dolayı sırtına gitti. "Terlisin!" Dedim gülerek. Üzerinde askılı salaş bir tişört vardı ve saçlarından ter damlıyordu.
-"Sana günaydın güzelim."
Dedi yukarı çıkarken. "Çabuk duş al! Kahvaltı hazır!" Diye bağırdım arkasından.

Kapıyı kapatıp yüzümdeki aptal gülümsemeyle içeri geri gittim. Fıstık Ezmesi suyunu içiyordu. Ben de bahçenin kapısını açıp Televizyona bakarak Ekin'i beklemeye başladım. Sabah sabahta televizyonda ya magazin ya haber vardı. İkisini de istemiyordum. Biraz kanal geçip birşey bulamayınca televizyonu kapattım. Bir üsre sonra da Ekin inmişti zaten.

Masaya oturdu ve nasıl olduğumu sordu.
-"İyiyim sen?" Dedim.
-"Ben de iyiyim güzelim."
-"Ekin, bu gün işe gidecek misin?" Başını iki yana salladı ağzıma bir şeyler atarken
-"İşlerimi evden halledebilirim artık." Aylin'in odasını kendine çalışma odası yapmıştı. Bu evden gitmek istemişti ama ben istemiyordum onun dağ başındaki evlerini. O yüzden o da buraya yerleşmişti. "Neden sordun?"
Omuz silktim.
-"Canım sıkılıyor."
Gülerek bana baktı.
-"Ne istiyor canın peki?"
Bilmiyordum işte problem oradaydı.
-"Bilmem, sıkılıyorum işte." O an aklıma bir fikir geldi. "Akşam Aslı ve Poyraz'ı çağıralım mı? Belki Uğur ve Dafne'de gelir?"
Lokmasını çiğnerken başını salladı.
-"Tamam sorarım. Hadi yemeğini ye şimdi."
Dedi tabağımı göstererek.

Sevinçle önümdeki yemeği bitirdim. Ardından Ekin'le yine ayrıldık. Canım hiç ders çalışmak falan istemiyordu bu gün. Hem Aslı'lar gelse bile akşama gelirlerdi. Daha sabahın onuydu. Eline telefonumu açıp Hakan'a mesaj atmaya karar verdim. Hem geçen sefer için özür dilemiş olurdum. Sadece ne diyeceğimi bilmiyordum.

Birkaç kez bir şeyler yazıp sildim. Ben böyle düşünürsem cidden olmayacaktı. Aklıma gelen mesajı yazdım.

Merhaba, geçen buluşmamızdan sonra senden özür dilme fırsatım olmadı. Kahve içmek için vaktin var mı?

Ah! Bir mesaj yazmak bu kadar zor olmamalıydı. Ekin'in bu buluşmadan memnun olmayacağına emindim ama onun arkadaşları vardı ve ben onu kısıtlamıyordum. Hakan iyi birisiydi. Beni korkutmuyordu veya amacı başka yönlerde değildi. Benden hoşlandığını söylemişti ama kendisi de ciddi olmadığını ve Ekin'i bildiği için tehlike arz etmiyordu.

Giyinme odamın önüne geçtim. Gerçi artık Ekin ve benim giyinme odamdı. Neyse ki zaten bana fazlasıyla büyük geliyordu, o yüzden yer sıkıntısı çekmemiştik. Sıcak olduğu için dizimin hemen altında biten efil efil mavi bir etek ve onun üstüne de siyah kalın askılı bir buluz aldım. Buluzun eteklerini eteğimin içine soktum ve makyaj masama geçtim. Saçlarım olduğu gibi de güzeldi. Sadece tarayıp biraz şekil verdim ama nedense hoşuma gitmeyincr örmeye karar verdim. Saçlarımı kestirse miydim acaba? En son Kerem'le kalırken kesmiştim. Ah! o günleri hatırlamak dahi istemiyordum. Şimdi belimin biraz üstündelerdi. Kestirsem iyi olacaktı.

~Zor Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin