Herkese yeniden merhaba!
Vote atmayı, yorum bırakmayı ve beni takip etmeyi unutmayın
Ekin'den
Uğur'un kapıyı açmasını beklediğim her saniye içimdeki endişe daha da artıyordu. Dafne'yle ilgili kötü bir şey vardı ve Uğur bana bunu yeni söylüyordu! Bulut yanımda biraz sakin olmamı ve kötü bir şey olmadığını söylüyordu.
Kapı açılır açılmaz içeri geçmek istemiştim ama Uğur izin vermedi. Onun yüzü bile bembeyazdı, çok kötü bir şey olmuştu.
-"Abi, öylece gitme. Biraz sakinleş önce."
Hala sakin ol diyordu!
-"Ne olduğunu söylesene o zaman! Delirtme beni!"
Uğur sessiz olmamış işaret etti.
-"Bunu sana ben anlatamam. Sadece Dafne iyi değil, yardımına ihtiyacı var. O yüzden sakin ol. "
Başımı ellerimin arasına aldım. Ne diyordu bu böyle, ne olmuştu?
-"Nerde?" Diye sordum direk.
-"Yukarıda." dedi. Tam gideceğim sırada omzumdan tuttu. "Üzerine gitme." Dedi ve bıraktı. Çıldıracaktım.Ben yukarı çıkarken Uğur Bulut'la birlikte aşağıda kalmıştı. Daha merdivenlerden çıkar çıkmaz koltuğun üzerinde oturan kardeşimi görmüştüm. Gerçekten kötü görünüyordu. Pijamalı, tamamen dağılmış ve yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Nefes nefese merdivenin kenarından birkaç saniye bakakaldım ona. Ne olmuştu böyle? Öfkem yerini bir anda şefkate bıraktı.
Yavaş adımlarla ona doğru yürümeye başladım, sanki korkutnak istemezmiş gibi.Yaklaştıkça bana bakan yaşlı gözleri yanına gelince kaçmıştı. Başını yere eğmişti.
Önünde diz çöktüm, elimi kollarına koydum. "Dafne.." diye adını söyledim sanki çok zor bir şey söylermiş gibi. "Abicim" diye tekrar seslendim ona. Ben konuştukça daha çok ağlıyordu sanki. "A..abi..." diyerek birden bana sarılmıştı. Ne olmuştu bu kadar kötü? Bana sarılmış ağlarken gözlerim yanmaya başlamıştı. Sımsıkı sarılıyordu bana, kelimeler bu durumu tarif edemezdi.
Ondan ayrılmadan koltuğa oturdum. Çok canı yanıyormuş gibi ağlıyordu. Kim ona bunu yaptıysa şu an onun celladı olabilirdim. Ama sormaya korkuyordum. O kadar çok ağlıyordu ki soramıyordum.
Yanına gelir gelmez abi diye çaresizce bana sığınmıştı. O kadar garip bir duyguydu ki... abi olduğumu şu an hissediyordum.
"Sssh... tamam güzelim geçti.." diyerek onu biraz sakinleştirmeye çalıştım. İşten çıktığımdan beri değiştirmediğim için hala kıyafetlerimleydim ve göğsüm onun gözyaşlarıyla ıslanmıştı.
Birkaç dakikanın ardından benden ayrıldığında sonunda soracak cesareti bulmuştum. "Bana neyi anlatmıyorsun güzelim? Ne seni bu kadar üzüyor?" Dedim çaresizce. Ona. yardım edemiyor olmak çok kötü bir histi ve yapmak istiyordum.
Sanki söyleyemiyormuş gibi acıyla elini ağzına kapatmıştı. Gerçekten kalbimin acıdığını hissetmiştim. Acı bu sefer benim de sesime yansımıştı. "Dafne ne oluyor?" Dedim tekrar. Tek kelime etmiyordu, delirecek gibi oluyordum. Az önce biraz olsun azalan ağlaması şimdi yine artmıştı.
Sonunda elleriyle yüzünü silerken ağlamasına rağmen konuşmaya çalıştı.
"B..ben arkadaşlarımla
bi-birlikteydim..." gibi bir cümle kurmuştu. Merakla dinlemeye devam ettim. "Ge-geceydi." Hıçkırıklarının arasından zar zor konuşuyordu. "Herkes otururken... benim canım sıkılmıştı" Burada sesi incelmiş ve çatlamıştı, sanki çok acı çekiyormuş gibi. "S..sonra S-sinan bana yürüyelim mi dedi.." Sinan kimdi? "Ka-kabul ettim." Diye tekrar canının sıkıldığını söylediği kısımdaki gibi sesi incelmişti. "B..ben bir şey olacağını düşünememiştim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Zor Aşk~
Teen FictionEski adı:Artık Benimsin Hikaye adı değişti. Mafya hikayesidir. Şiddet ve cinsellik içerir. KESİT (bölüm 2) Korkuyla kapıyı tekrar açmaya çalıştım açılmayacağını bile bile. Bütün vücudum bana yapacaklarını hissedercesine titriyordu. Tam arkama geld...