Nefes'ten
Tahir yerde kanlar içinde yatıyordu. Bense şok olmuş bi halde ona bakıyordum. Etrafıma bakınca Nazar bi tarafta çatışıyordu arada bana bakıp bişeyler söylüyordu ama ben hiçbişey duymuyordum. Sonra onun yanında Murat 'ı gördüm o da Nazarla birlikte çatışıyordu ama mermisi bitince bi küfür savurup oturdu yere etrafına bakınca abisini gördü.
Murat :abiiiiiiii. Diye bağırmasıyla Fatihte döndü abisinin yanına koştu. Diğer tarafta Ece ile Berrak da korkudan yerde ağlıyorlardı. Bakışlarım Fatih'in bağırmasıyla onlara döndü.
Nefes alıyooor. Nefes alıyor.
Ben hemen kendime gelip Tahir' e pansuman için yanına süründüm. Gömleğini yırttığım anda
Tahir Nefes evlenmeden olmaz dedi. Onunbu dediğine gülmem gerekirken ağlamama sebep oldu.
Ağlayarak sen ancak rüyanda görürsün benimle evlenmeyi.
Tahir:ee bırak ozaman şimdi beni. Niye kurtarıyorsun.
N: lan deli Tahir kız evi naz evi, bunu sana ben mi öğretecem hödük. Daha benim peşimden koşacaksın. Bunları söylerken hem ağlıyordum hemde gülüyordum.
Tahir'de güldü ama şiddetli öksürmeye başladı.
Tahir 'den
Vurulunca yere düşüp sert betonda öleceğimi düşündüm ama sonra yumuşak bi yere düştüm ki Nefes'in gözlerini görünce onun dizi olduğunu anladım. Bi anda bilincim gitti. Etrafım önce zifiri karanlık ardından da sadece Nefes'in hayalini görmeye başladım. Allah'ım neden ölmek üzereyken ben sadece onu görmek istiyorum. Annem babam kardeşlerim yada çok sevdiğim Karadeniz değilde ınu görüyordum. Arabama çarptığı anı, baltayla üzerine yürüdüğüm anı ve o andaki korkan ürkek kızı görüyordum. O andan itibaren sadece onun gülüşüni görüyordum. Birisi yada birileri onun görüntüsünü elimden alıp beni karanlığa mahkum etmeye çalışıyordu ama ben inatla onu bırakmıyordum ki nefes alıyor sesini duydum.Burnuma onun kokusu gelince gözlerimi hafiften açtım ve karşımda şoka girmiş bi Nefes gördüm. Yine aynı kararlılıkla beni iyileştirmek için uğralıyordu. Onunla didişmeyi çok istiyordum. Öleceksem en azaından onunla didişerek ölecektim.
Nazar'dan
O anda ne oldu bilmiyorum. Birden çatısma başladı ben herkese yere yatın dediğim anda kızlar yere yattı ama anlam veremediğim şekilde Tahir abi ve yangazlar bellerinden silahları çıkarıp çatışmaya bodoslama daldılar. O anda Murat " ula yenge kırk yılda bir çatarapatara yakalamışım bırakır mıyım ben, bıktın kız işi yapmaktan dedi ve ateş etmeye devam etti. Deli mi bunlar diye aklımdan geçiriyordum. Biz bu tür çatışmalar için o kadar eğitim alıyorduk ama adamlar canlarını hiçe sayıp vatanları için savaşıyordu. O anda bu aileye saygım hiç bitmez dedim özellikle Murat'a.
Tahir eğil nolur dedi." bu sefer Nefes ama
Tahir" Nefes bizim polisimize sıkacaklar bende saklanacam öyle mi. Sen beni öyle kansız mı sandun doktor han.." cümlesini bitiremedi ben ne olduğunu anlamıştım.
Murat 'a dönüp Murat kendini koru dedim. Fatih sende dedim Fatih tamam yenge demesiyle
Naz : lan me yengesi dedim
F: pardon yenge ağzımdan kaçtı.
M: Nazar sen beni mi düşünüyorsun acaba dedi sırıtarak
Naz: ne seni düşünecem hepinizi düşünüyorum. Hem sizin silahların ruhsatı var mı dedim
M: Nazar şimdi bunu mu tartışalım gerçekten mi?"
O sırada Muratın mermisi bitti olduğu yere çöktü ve abisini gördü.
Berrak 'tan
Silah sesleriyle çığlık atıp kendimi yere bırakmam bir oldu. Ben alışkın değildim bu tür şeylere. Ben bu hayatta kırılgan olandım. Sevmeye, sevilmeye, merhamete ihtiyacı olandım. Beslediği kuşu ölünce 10 gün yas tutan çocuktum. O anda da bi ele ihtiyacım vardı. Ve o el bana uzandı dönüp baktığımda Fatih yanıma eğilmiş Berrak iyi misin , korkma ben burdayım. Deyip bana sarılması o anda dünya üzerinde bana yapılabilecek en büyük iyilikti.
O sırada
Ece :lan ben niye sap gibi tek kaldım ortada. İşte bizi düşünen yokki tekerini patlattığım dünya da.