Kar:''o zaman sen beni düzeltirken ben de seni iyileştirecem.''
Akif:''o nasıl olacak?''Kar:''Konuşarak başlayacaz işe,sonrasına bakacaz artık.''
Akif:''O zaman bol bol yemek yapman lazım.''
Kar:''Sebep?''
Akif:''Çünkü ben ancak yemekte konuşurum,birde operasyon da ama inşallah ona denk gelmeyiz.Yani en azından anlaşılacak kadar.Onun dışında pek konuşmam.''
Kar:''Ohhh iyi bari, çok konuşan erkekleri oldum olası itici bulurum.''
Akif:''Bence çok konuşmak kadınlarda da pek şık durmuyor.Anlatacağı şeyi kısa ve öz anlatmak ne kadar güzel düşünsene.2 kelimeyle anlatacağın şeyi neden 22 kelimeyle anlatasın ki? Mesela seni seviyorum deyince ben de gerçekle hayal arasındaki fark uçtu gitti. Ne kadar yakışıyordu ona bu cümle.Ama bir anda daldın gittin yemeğini soğutmada. Deyip devam etti. Nerde kalmıştım hah mesela seni seviyorum cümlesi, iki kelimeden oluşuyor ama kimileri şiirler yazmıştır bunun için kimileriyse romanlar yazmıştır. Fakat tek başına kullanılan iki kelime hepsini yeniyor deyince ben ağzım açık onu izliyordum. Sonra yutkunup yemeğe devam ettim. Ardından
Kar:''Anlat'' dedim.
Akif:''neyi?''
Kar:''Bir yerden başlamak lazım. Mesela ilk ne zaman böyle kötü oldun?''
Akif:''Başlar da böyle kötü değildi. Sadece kabuslar falandı ama kabuslar yüzünden uyku sorunu ortaya çıktı.Bu arada çayları bahçe de içelim mi?''
Olur anlamında başımı salladım. Bahçeye geçince ''nereye oturacaz'' diye sordum. Oda çimenleri gösterip ''buraya tabii ki. Benim sakin kalmamı sağlıyor'' dedi.
Kar:''Emin misin?'' Dedim gülerek
Akif:''Birazcık'' dedi gülerek. Çimlere oturduk bi taraftan çay içerken ''Yani bilmiyorum sakin kalmamı sağlıyor mu ben mi öyle düşünüyorum. Ama bir gerçek var ki ben artık düzelmek istiyorum. İnsanların sürekli acaba ne zaman deliricek diye bakmalarından kurtulmak istiyorum.'' Deyip çimlere uzanıp gökyüzünü bakmaya başladı. ''Korkuyorum''dedi gözünden yaş gelmişti. Bense başını tutup dizime koydum. Çimde hiç rahat değildi. Önce şaşırdı ama sonra gülümsedi.Sonra son dediğini hatırladım. Neyden korkuyordu? Fiziksel bir korku değildi herhalde. Kimseden kolay kolay korkacak birine de benzemiyordu.
Kar: ''Sen? Kimden?'' Dedim şaşkınlıkla
Akif:''Şahıslardan bahsetmiyorum. Korkuyorum ya birgün birini seversem'' bunu söylerken gözlerimin içine bakıyordu.
Kar:''Sevmenin nesinden korkuyorsun? Sorumluluk almak mı? Yargılamıyorum sadece merak ediyorum.''
Akif:''Güzel dersler işe yarıyor desene. Ben özel harekat polisiyim. Gerektiğinde bir ülkenin bile sorumluluğunu alıyorum. Benim korkum ise ya sevdiğim kadına zarar verirsem? Ya kendimi onun yanında kaybedersem. Ben ölürüm. Yaa ilerde çocuklarım benden korkarak büyürlerse? Bana her baktıklarında gözlerinde sevgi değil de korku görürsem? Ben ben bilmiyorum'' dedi ve gözünden yaş geldi. Bana çaktırmadan ağlıyordu. Ben de hiçbişey diyemiyordum ve onun saçıyla oynamaya başladım. Benim moralim bozuk olduğunda annem saçımla oynayınca iyi gelirdi. İstemsizce bikaç dakika oynadım. Ondan ses çıkmadığını farkedince çaktırmadan eğilip yüzüne baktım.