Rüya
Bu bikaç günde neler olmuştu böyle?
Ben hayatım boyunca bu kadar aksiyon yaşamadım. Önce Tahir abinin inanılmaz aşçılığı sonra Alpaslan'ın olayı,daha sonra doğum,hem de ikiz, ardından yıllar sonra gelen anne baba,ardından Hüseyin'in koca bir beşiği tek başına yapma yeteneği ve şimdi de kovalamaca. Allah'ım bu Yusuf her seferinde beni yerin dibine sokmak için özel çaba sarf ediyor sanki.Ne demek yengeden sonra? Şimdi de koca koca adamlar salonun ortasında birbirlerini kovalıyorlar. Resmen ortada iki tane çocuk vardı. Şimdi de dışarı çıktılar. İçimden Ya Hüseyin yaraların tam iyileşmedi dedim. Ben neden bu adamı bu kadar çok düşünüyordum? Onu görünce neden bir kavanoz kelebek yutmuşum da hepsi karnımda uçuşuyor gibi hissediyordum?Ona aşık mı olmuştum yoksa? İyi de ben aşkın ne olduğunu bile bilmiyorum.Biranda bakışlarım beşiğe döndü ve başında benle Hüseyin el eleydik ve çocuklarımıza bakıyorduk. Hoppa şimdi de hayaller görmeye başladık iyi mi? Ama güzel rüyaydı ve gülümsemeye başladım.
A: ''Kız Rüya niye kendi kendine sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi?''
N: ''Asiye abla herkesin ortasında sorulur mu bu? Öğretemedim bu teknikleri sana'' Dedi gülerek.Ne kadar güzel anlaşıyordular.İnsanın biriyle çok iyi anlaşabilmesi her şeyini paylaşabilmesi kısacası bir dostu olması çok güzel bir şey.Biran kendi yalnızlığımı düşündüm,benim hiç böyle bir arkadaşım olmamıştı. Genelde hepsi kendi çıkarları için yaklaşıyordular bana. Nefes'in sesiyle kendime geldim.
N:''Huhuhn dünyadan Rüya'ya. Do you hear me?''R:''Hıhh?haaa duyuyorum evet. ''
N: ''Sen gelsene bir bizle'' demesiyle bütün kızlar ayaklandı. Bense korkudan kanepede kendimi dahada geriye yasladım.
R:''Neden ki?''
A:''Kız korkma sadece sorguya alacağız seni?''
R:''iyi de ben sorguda konuşmam ki'', dememle Nazar biranda bana sert sert bakmaya başladı. Acaba anlamış mıydı? Sonra kafasını çevirdi.
Mutfağa geçince
A:''ee kız anlat?''R;''Tamam, İstanbul'un fethi 1453.....''
A:''kız saçmalama . (Evet doğru söylüyor bu tür durumlarda kalınca kafam otomatikman saçmalamaya programlanmış benim.) Hüseyin'le arandakini soruyorum.''
R: ''Aramızda bir şey yok ki. Yani hiçbir şey yok.Ne gibi bir şeyden bahsediyoruz acaba?''
N: ''Kurban bayramında kurbana ortak mi gireceksiniz diye merak ettik. Ben bu kızın diplomasını görmeden inanmam.''
Na: ''Bu diploma meselesi bana tanıdık geliyor Nefes,hani şu tuzlu kahve meselesi.''
N: ''Tamam da tamam Nazar. Hem sen niye gerginsin?''
Na: ''Çünkü ben bu kızı hiç sevmedim. Bu kız da bir şey var ve bizden saklıyor'' dedi ve mutfaktan çıktı.Tek tek kelimelere vurgu yaparak söylemişti. Aslında haklıydı sevmemekle.Çünkü ailesinden birinin kafasını sebepsiz yere kırmıştım. Ve benim yüzümden neler çekmişti adam. Eğer diğerleri de bilseydi belki onlar da öyle yapardı ama bilmiyorum. Hem sakladığım şeyleri bilseler kim bilir neler düşünürdüler. Hüseyin sakladığım şeyleri öğrenirse ne olacaktı? Bana olan güveni yerle bir olacaktı. O zaman o da ben de yıkılırdık. Tamam aramızda isimlendiremediğimiz bir duygu var. Aslında ona söylerdim ama mecburen gizlemem gerekiyordu. En iyisi baştan bitirmekti. Hem daha az acı çekerdik. Ben yine o karanlık yalnızlığıma dönerdim. Hüseyin ise çok iyi kalpli biri kesin düzgün güvenilir biriyle tanışır,mutlu ve gizlisi saklısı olmayan bir yuva kurardı.Bunları düşündükçe kendimden nefret ediyordum.Kendinden nefret eden biriyle bir ömür yaşamasına izin veremezdim. Sonuçta ben yalnız yaşamaya alışmış biriydim. Onlar ise kocaman aileye sahip insanlardı. Yalnızlığımda onu boğmak istemiyordum.İçeri geçince vazo meselesini herkese anlattım. Hepsi şok içinde beni dinliyordular.