Nefes'in başında uzanmış öylece bakıyordum. Elini avucumun içine alıp baş parmağımla okşuyordum. Aklıma düşünce attığı çığlığı ve bayılması geldikçe çok darlanıyordum,oda üzerime üzerime geliyordu.
Nefes: ''Tahir'' dedi yorgun sesiyle heyecandan konuşamıyordum ''Tahir'' dedi daha kararlı tonlaTahir:''Nefes'im? Özür dilerim. Gerizekalı gibi kendime sahip olamadım. Sen bu haldeyken uçkuruma sahip çıkıp nefsimi kontrol etmem gerekiyordu. Özür dilerim.''
Nefes: ''Tahir tecavüz etmiş gibi konuşma. Alt tarafı karını öptün. Sonrasında kaza oldu sadece.''
Tahir:''Benim eşekliğimden dolayı canın yandı. Sana kimse zarar veremez derken zararı ben verdim. ''
Nefes: ''Tahir bak bu konuşmanın sonu saçma sapan bir yere gidiyor kapat artık konuyu.''
Tahir: ''Tamam kapattım konuyu.''
Nefes: ''Tahir bak gözlerinde hala pişmanlık var. Sil o ifadeyi acıma acı katma. ''
Tahir:''Sen öyle diyorsan öyle olsun.''Kapının açılmasıyla Yiğit içeri girdi.
Yiğit:''Anne baba iyi misiniz?''
Tahir:''İyiyiz aslan, kötü mü olmalıyız?''
Yiğit: ''Amcamlar sizin biraz hasta olduğunuzu söyledi o yüzden. Anne'' deyip Nefes'e sarıldı.
Nefes: ''Oh mis gibi kokuyor benim bebeğim.Sen yeni banyo mu yaptın?''
Yiğit:''evet buraya geleceğim diye temiz olmak istedim.Ya anne ya ben büyüdüm artık okula gidiyorum bebek değilim ben.''
Nefes:''Allah Allah okula gidiyorsun diye büyümüş sayılmıyorsun sen,küçük bey. Sen askere de gitsen benim minnak kurtum olarak kalacaksın.'' Yiğit bana dönüp ''kurtuluş yok değil mi baba?'' dedi
Tahir:''Maalesef minnak kurt annelerin gözünde hep bebek kalırız biz Yiğit'im'' dedim.
Yiğit:''Sen de mi baba?''
Tahir:''Tabii ya ben de. Saniye babaannene sor bakayım; Tahir abi mi hala bebek olarak görüyor musun diye?''
Yiğit:''Tamam'' deyip koşarak odadan çıktı.Kapıyı ardından kapatınca
Tahir:''Ula haytaya bak sor dedikte şimdi mi sor dedik'' deyip Nefes'e bakmaya başladım. Yorgun ve acıdan kızarmış gözlerle, solgun ve çökmüş yüzle, kurumuş ve çatlamış dudaklarla, her an acıdan titreyen çenesiyle bile çok güzeldi
Nefes: ''Ne oldu deli Tahir? Neye baktın öyle?''
Tahir: ''O kadar güzel bakıyorsun ki bazen, bütün dünya kör olsun istiyorum.''
-Tahir'in bana böyle söylemesiyle erimek fiilinin anlamını tekrar tekrar öğreniyordum hem de yaşayarak. Utanarak başımı eğdim.
Tahir:''Hatun hala utanay musun? Kaç yıllık evliyiz da. Alış artık.''Nefes: ''Tahir alışmam zor bu duruma. Bunu benden bekleme bence. Hem sen böyle bir anda söyleyince hazırlıksız yakalanıyorum.''
Tahir: ''Nefes sen böyle utanınca daha güzel oluyorsun zaten merak etme.Allah Allah bir insan utanınca ayrı güzel utanmadığı zaman da ayrı güzel olur mu ya? deyince güldüm. Hatun ne yapayım iltifat etmeden önce ıhı ıhı dikkat dikkat Tahir beyden eşi Nefes Kaleli'ye bir adet iltifat, alkış lütfen''deyince ben gülmeye başladım. O sırada kapı açıldı ve içeri Asiye abla, Karaca, Akif, Hüseyin ve Rüya girdi.
Tahir: ''Şşt siz ikiniz bu tarafa kızlar diğer tarafa'' dedi sinirle.
Nefes:''Hala mı ya? Tahir çocukları rahat bırak dedim.''
Tahir:''Ula bir hastaneye düştük diye kızları sahipsiz mi bırakacağız sandınız? ''
Karaca:''Eninde sonunda bırakacaksınız'' dedi gözünden yaş akarak.
Tahir:''Karaca kim bu dünyaya kazık çakmış ki? Hepimiz eninde sonunda terk edeceğiz. Benle Nefes'in tek farkı biz o zamanı biliyoruz.''
Hüseyin:''Tahir biz uğraşıyoruz'' dedi
Nefes:''Hüseyin biliyoruz uğraşıyorsunuz. Bizim zaten umudumuz her zaman vardı ama diğer sonuca da hazırlıklı olmak zorundayız.Karaca ağlama da. Sen de bir şey söylesene Tahir''dedim.
Karaca:
Ablam Sen de bir şey söylesene Tahir demesiyle Tahir abiye baktım. Tahir abi hiç iyi görünmüyordu. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Ve kapattığı göz kapaklarının altından gözyaşları akıyordu. Yüzünde oluşan gerilmeyle kıpkırmızı kesilmişti belli ki acısını belli etmemek için kendini sıkıyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmişti.
Nefes:''Tahir iyi misin?'' diye sordu endişeyleTahir:''Değilim ama birazdan geçer sen merak etme güzelim'' dedi zorlukla. Ben sıkıntıyla Rüya'nın elini sıkıyordum. O da benden farksız değildi. Ablam durmadan eniştemin gözlerini siliyordu eliyle. Ama o sildikçe daha da akıyordu. Aktıkça da ablam siliyordu. En sonunda biraz daha doğrulup eniştemin yanağından öpüp ''Tahir'im ben, karın, sabah güneşin yanındayım ''dedi gülümseyerek. Sabah güneşim mi dedim kendi kendime. Çok güzel bir iltifattı. Eniştemden beklenecek hareket dedim. Ablam öptükten sonra eniştem rahatladı ve birkaç dakika içinde gözlerini açtı. Ve gözyaşlarını silen ablama bakıp ''hatun sen ellerini yıkadın mı? Bak sonra kör falan kalırım.''
Nefes:''Doktorum ben doktor. Hijyeni iyi bilirim efendi'' dedi gülerek.
Bak ya enişteme, sırf biz üzülmeyelim diye hemen kendini bize iyiyim diye göstermeye çalışıyor.
————————-
Finale 1 bölüm