sanki sen çok mu farklısın

3.6K 146 0
                                    

Nefes'ten 
Tamı tamına altı ay geçmişti ayrılığın üstesinden .
Ben iş yerinden süresiz izne ayrılıp İstanbul'a gittim. Hergün her saat  her saniye aklıma Tahir geliyordu ağlıyordum. Tam o gidiyor yangazlar geliyor. Murat'ın Nazar'dan kaçıp bana doğru koşup yenge yardım demesi geliyordu. Fatih'in Berrak'a futbolu öğretip beraber top oynamaları ve Berrak'ın da Fatih'e (Fatih'in hiç sevmediği) aşk filmlerini sevdirmesi gelince oturup daha da ağlıyordum.
Hafta da bir Ece'ye mesaj atıyordum sadece iyiyim demek için. Ama bu mesajın anlamı yok daha intihar etmedim demek olduğunu çok iyi biliyordum.Nefes alışverişlerim bile acı veriyordu bana.
Bir yıl sonra burada bir hastanede işe başladım. Gidip geliyordum ruh gibiydim artık.
Sabah kalk, rutin işleri yap, bayılmamak için kahvaltı yap(bunu ilk günlerde tecrübe etmiştim), üstüne birşeyler geçir.
Trabzon'dan hiçbir kıyafetimi getirmedim. Çünkü hepsi Tahir kokuyordu.ondan sonra arabama atlayıp işe gidiyordum.
Hastalarla detaylı şekilde ilgileniyordum.Çünkü hem nolursa olsun ne yaşarsam yaşayayım bunları onlara yansıtmam gerekiyordu hemde sadece ozaman biraz kafam dağılıyordu.
Akşam işten çıkıp eve gelip bileyler atıştırıp ağlama seansları eşliğinde yatıyordun 2 yıl böyle geçti.
Tahir'den
Nefes'in bana ayrılalım demesiyle ben kontrolden çıkmıştım. Bana nasıl böyle birşey derdi ama bunu isteyerek söylemediğini anladım.anamla sevdiğim kadın arasında kalıp huzursuz olmamam için kendini feda etmişti.  Evine gittiğim zaman kızlar ağlıyordu. Kızlardan Nefes'in gittiğini öğrendiğimde hastaneye koştum. Oradanda süresiz izne ayrılmıştı. Artık ne yapacağımı bilmiyordum. Belki Havaalanında yakalarım diye oraya gittim. Tam bir hafta oradan bir yere ayrılmamıştım. Biliyordum Trabzon'u terk ederse ancak uçakla giderdi çünkü otobüsten çok korkardı. Ama gelmedi yada benden önce gitmişti. O günden sonra artık deli Tahir ruh gibi dolaşıyordu. Havaalanından eve gittiğimde herkes telaşlı bir şekilde evde oturuyordu. Kapıyı açmamla yengem paşam noldi buldun mu Nefes'i.
Nefes demesiyle içimde bişeyler olmaya başladı, kalbim sıkışmıştı. O an anamla göz göze geldik. O hiç pişman olmamış ama oğlu için endişelenmiş gibi bana bakıyordu. Bense ruhsuz bir bakış attım ona ve dönüp trabzanlara tutuna tutuna zorla çıkmaya başladım.
S:oğlum demesiyle sinirlerim tekrar tepeme çıkmıştı elimi sinirli şekilde kaldırıp ona bakınca geri adım attı. Bu bakışım onları korkutmuştu. Şimdi Nefes olsa yaa Tahir ailen onlar senin. Öyle bakmasana derdi. Ben onu hayal edince ağlamaya başladım.
M: Tahir, abim iyi misin?
T: Değilim abi değilim. Dedim ona dönüp bakınca . Anam hariç hepsi ağlamaya başlamıştı yangazlarda ağlıyordu.biliyorum buna hakkım yoktu ama elimden gelen bişey yoktu. Onlarda benim ağlamamı ilk defa görüyorlardı.hiç değilse onlarım şimdi sığınacak limanları vardı. Ve odama gittim.
Birkaç hafta odamdan çıkmadım sadece ufak bir kahvaltı yengem veriyordu. Oda kapıya bırakıyordu ben istediğim zaman gidip alıyordum. Tam 1 ay sonra odamdan çıktım. Sadece Çivra'ya gitmek istiyordum. Aşağı inince annem, abim ve yengem mutsuz şekilde oturuyordular. Beni görünce yengem elini ağzına götürüp abime sarıldılar ve ağlamaya başladılar. İkisi de bana bakamıyordular. Aynaya bakınca neden olduğunu anladım. Yaklaşık 90 kg ve Fit bi vücut şu anda 70 kg ancak vardı. Sakallar uzamış saçlar karışmıştı. Tanımıyordum bu adamı sonra dönüp çıktım. Nefes'in evine bakınca kalbim tekrar sıkışmaya başlamıştı ama onun iyi olup olmadığımı öğrenmem gerekiyordu. Ve kapıyı çaldım. Kapıyı Nazar açtı. O sert kadın bile beni görünce gözünden yaşlar düşmeye başlamıştı. İçeriye geçince Fatih üzüntülü şekilde başını Berrak'ın dizine koymuştu. Murat'ta yandaki kanepede oturuyordu. Beni görünce Murat'ın elindeki bardak düştü. Fatih ise bana bakmamak için Berrak'ın eliyle yüzünü kapattı.
E: Tahir abi
T: Ece haber var mı
E: abi mesaj atıyor her hafta iyiyim diye.
Dönüp çıktım ve odama gittim. Ama dayanamıyordum. Diğer gün sabah erken uyandım aşağı indim
T: abi ben gemiye gelecem
M: oğlum iyi değilsen gelma
T: değilim ama gelecem Kaleli-3'ü ben alıyorum dememla
M: oğlum etma
A: kaleli 3 ne dedi Fatih e dönüp
F: yenge o bizim en büyük gemi denize açılınca 6 aydan önce dönmez. Dedi
T: abi bak burda daha fazla dayanamıyorum dedi ve anasına bakarak
T: ya gemiye çıkarım yada bu evi terk ederim.bunu söylerken içim acımıştı. Doğup büyüdüğüm evden babamın emaneti evden ayrılma fikri canımı yakmıştı.
A: saniye hanım gördün mi oğluna ne ettun. Evi terk edecek hale geturdun. Mutlu musun? Mutluysan gelunın Mercan'ın yanına gidip onunla paylaş mutluluğunu.
Normalde olsa Mustafa eşini durdururdu ama bu sefer durdurmak için hiçbişey yapmadı. Tahir'in ciddi olduğunu görünce mecburi kabul etti.
......
Tamı tamına 2 yıl geçmişti. Tahir bu zamanda 3 defa gelmişti. Asiye Ece'den Nefes'in numarasını alıp onu aradı. Başka bir numaradan aramıştı.
N: alo
Asiye duyduğu sesle daha Nefes'in de Tahir'den farklı olmadığını anladı.
A: ablam nasılsın demesiyle Nefes bu sesin sahibini çok iyi tanıyordu. Ve ağlamaya başladı.
N; ablam sizi çok özledim
A: bizde sizi çok özledik ablam
N: sizi derken. Ta-Tahir orada değil mi ki?
A: kuzum yok burda. 2 yılda sadece 3 defa gördük paşamı.Gemiye çıktı
N: o iyi mi?
A: değil kuzum hiç iyi değil. Hiçbişey yemiyor çok zayıfladı. Artık kimse onu tanıyamıyor.
N: ben çok özür diliyorum bem böyle olsun istemiyordum. Deyip ağlamaya başladı
A: kuzum ağlama sanki sen çok mu farklısın ki?
N: abla benim kapatmam lazım . Telefon kapanırken arkadan ağlama sesi geliyordu.

Sen Dinle Karadeniz- [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin