🚘B.5.🚘

945 107 984
                                    

Selâm çıraklarım, nasılsınız?

Birlikte yol aldığımız sürece benden iyisi yok;,))

Keyifli okumalar!

Oy verip yorumlar bırakmayı unutmayın lütfen 🤗

Poyraz, benim aksime sessiz sakin kendi halinde bir insandı. Benden iki yaş büyük olmasına rağmen bana abilik değil arkadaş muamelesi yapardı.
Hatta çoğu zaman bana kan kardeşi anlamı taşıyan kanka diye hitap ederdi. Bende ona aynı şekilde karşılık verirdim. Poyraz'ı daldığı âlemden çıkarmak için usulca yanına sokuldum. Bir gözümle de ustamı kolluyorum.

Omzuna dokunarak, "Hey kanka, ne bu haller? Bir müşteriyi iş yerine bıraktın Poyraz, gitti yerine bir başkası geldi. Senin ikizin falan var da ben mi bilmiyorum? İnan bu işten hiçbir şey anlamadım? Bir saat içinde insan ancak bu kadar değişir yahu..." dedim.

Poyraz, yüzüme bakmadan karşılık vererek, "Tamam, kanka üstüme gelme. Ben sana detayları daha sonra anlatırım. Şimdi ustaya ayıp olmasın. Bugün yeterince işleri aksattık zaten," dedi.

Ben alınmış gibi yaparak, "Öyle diyorsan öyle olsun Poyraz Efendi." dedim.

"Hemen alınma kanka. Sonra dedim, anlatmam demedim."

"Şaka kanka şaka..."

"Ne bileyim alındın sandım dostum!"

"Ha, az kalsın unutuyordum ya, hani bu sabah dükkana gelirken sana bir sürprizim var demiştin. Sahi neydi o sürprizin? Sen unuttun ama benden kaçmaz."

"Evet ya, bak nasılda aklımdan çıkıp gitmiş tüh," dedi kendi kendine sitem eder gibi. "Hani internette ikinci el araba satan bir site var ya?"
"Ee..."dedim.
"İşte oğlum orada rastladım senin kıza."

"Kız mı, araba satılan sitede kız ne arasın kanka?" diye merakla sordum.

"Ya oğlum, kız dediysem hemen sinyaller karışmasın. Hani senin şu çok istediğin "Volkswagen" marka klasik araba vardı ya?"

Ben o kadar çok heyecanlandım ki, Poyraz "Wos Wos" deyince. Biz kendi aramızda o tosbağa görünümlü klasik arabaya "Wos Wos" diyorduk. Çünkü o araba benim hayallerimin arabasıydı. Poyraz kardeşim, bana dünyaları bağışlasa garip gönlümü bu kadar şenlendirmezdi.

Sabırsızca döküldü sözcüler dudaklarımın arasından. "Evet, vardı ne olmuş benim istediğim arabaya?"

"İşte o klasik arabadan bir tane satışa koymuşlar kanka, hem de ne renk biliyor musun?" Nefesim kesilmiş gibi soluksuz kaldım. Ağzımı şapırdatarak "Ne renk ne renk?" diye sordum.

Poyraz, beni kendime getirmek için omzumdan tutup hızlıca silkeledi. Gözlerini yüzümde gezdirerek anlamlı bir bakış attı.

"Biliyordum," dedi bilgece başını yukarı aşağı sallayarak "Biliyordum, bu haberin seni kalpten götüreceğini."
Omzumu kavrayan ellerini usulca kaldırdı ve yüzüme narin bir tokat attı.
"Kendine gel oğlum kendine, alt tarafı kırmızı bir "Wos Wos!"

"Kırmızı mı dedin sen, kırmızı mı dedin? Vay be kırmızı demek... Peki kaç para kanka, kaç para?"

Poyraz, sorularım karşısında alaycı bir tavır takınmış benimle dalga geçip duruyordu. "Ben kırmızı mı dedim? Yok, canım ben kırmızı demiş olamam, sana öyle gelmiştir herhalde..."

Poyraz'ın benimle dalga geçtiğini fark edememiş kendimden geçmiş bir halde, "Evet, kırmızı dedin kırmızı dedin! Seni çok iyi duydum kanka!" Kelimeleri ağız boşluğumdan pes peşe yuvarlarken Poyraz'ın benimle maytap geçtiğini 'Nihahaha' diye bir Erol Taş, kahkahası atana kadar anlayamamıştım.

"Leyin, sen benimle maytap mı geçiyorsun?" dedim ağzım kulaklarımda Poyraz'a bir el ense çekerek.
Poyraz, anında alaycı tavrından sıyrılıp abi moduna geçti. "Tamam, kardeşim kırmızı "Wos Wos" ama araba çok eski dokunsan dağılacak durumda. Kırmızı rengi iyice solmuş. Çokta para isteyeceklerini sanmıyorum."
Poyraz'dan duyduklarım bana biraz hayal kırıklığı yaşatmıştı. Omuzlarım çöktü boynum büküldü. "Ya, demek çok eski. Baya da yıpranmış diyorsun?"

Poyraz kardeşim, karşıma bir baba şefkatiyle dikilip iki dostane elini omuzlarıma koydu. "Oğuz'um ben sana güveniyorum, sen o arabayı toplar adam edersin."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sordum.

"Tabii gerçek kanka, ne sandın!"
İçimden yaşasın çığlığı attım. "Bunu yapacağıma gerçekten inanıyorsun demek, inan bana kendime olan güvenim yerine geldi."

"İnanıyorum kankam inanıyorum. Hem ben ne güne duruyorum? Evvel Allah, sonra her daim senin yanındayım." Biz düşler aleminde gezinirken ustam yanı başımızda bizim hararetli konuşmalarımıza tanıklık ediyormuş.

Ahmet baba, ikimizin arasına geçti başını olumlu anlamında aşağı yukarı salladı. İki dudağı tebessümle kıvrılırken, elinin birini benim omzuma diğer elini Poyraz'ın omzuna koydu. Bizi şöyle kendine doğru çekti.
"Evlatlarım! Ben ne güne duruyorum peki, beni hesaba katmıyor musunuz?" dedi içten, çıkarsız ve art niyetsiz olarak...

Buda arabamız;;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Buda arabamız;;)

ÇIRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin