Merhabalarrr...
Nasılsınız çırak ailesi
Bakalım bu bölümde Oğuz bizlere neler anlatacak
Oy verip yorum bırakmayı unutmayın lütfen
Uyarı mesajımızı da verdiğimize göre bölüme geçebiliriz
Oğuz
Telli, beni aradıktan sonra umutlarım tekrar yeşermişti. Onun beni aramış olması birçok soruyu da beraberinde getirmişti. Beni aradığına göre mektubumu okumuş ve bana kızmamıştı. Acaba onun beni araması bir nezaket göstergesi miydi, yoksa o da benimle aynı duygular içinde miydi?
Onun bana âşık olma olasılığı gönlümü şenlendirirken yolların tozunu atıyordum.
Telli'nin benimle ne konuştuğu değil beni aramış olması önemliydi. Beni aramasının üzerinden belki dakikalar geçmişti ama o dakikalar bana yıl gibi gelmişti. Tekrar arar umuduyla telefonu en yakın yere gömleğimin göğüs cebine koymuştum. O kadar beklememe rağmen tekrar aramamıştı.
Madem Telli beni aramıyordu acaba onu ben mi arasaydım? Benim onu aramam uygun olur muydu? Sanırım uygun olmazdı. Oflayarak direksiyona bir şaplak attım çünkü kesinlik arz-eden bir fikir üretememek beni çılgına çeviriyordu.
Ne yapsam olmuyor duygularımı bir türlü dizginleyemiyorum.
Ben ne yapacaktım şimdi, arasam bir türlü aramasam başka türlü. İçim içimi yiyordu ama maalesef beklemek zorundaydım. Bu amansız bekleyişe dayanmak zorundaydım. Günler tükenmemişti ya, bir kere arayan bir daha arardı elbette.Bu bir başlangıçtı. Telli, bana bir şans vermişti. Bana verilen şansı aceleye getirip elimin tersiyle geri tepemezdim. Bu fikirden yola çıkarak duygularıma ket vurup sabırla beklemeye başladım.
&&&
Kilometreleri arkamda bırakarak nihayet kendi memleketimin sınırlarına giriş yapmıştım, ama hâlâ Telli, beni aramamıştı. Bense onu armaya cesaret edememiştim. Arabayı sağa çektim ve memleketimi uzaktan seyretmeye başladım. Buralardan gideli tamı tamına koca bir ay geçmişti. Geçen zaman zarfında memleketimin taşını toprağını bile özlemiştim.
Üstelik ailem ve dostlarımın kokusu burnumda tüter olmuştu. Peki, onları arkamda bırakarak çekip gidişim bana ne kazandırmıştı, bilmiyordum.
Yoksa ellerim bomboş olarak geri mi dönüyordum? Yer yurt gördüğüm yeni dostlar edindiğim doğruydu. Bütün bunlar benim için paha biçilmez güzellikteydi, ama dünyanın hiçbir nimetine değişmeyeceğim değerde bir değer daha vardı ki, ben rüya kızımı bulmuştum daha doğrusu Telli'nin rüya kızı olduğunu düşünüyordum, çünkü ben aşk duygusunu onunla tatmıştım. Bu benim için dünyanın bütün hazinelerinden daha kıymetliydi.
Yüz yüze olmasa da ona duygularımı açmıştım. Beni aramıştı ve dünyaları bana bağışlamıştı. Bir daha sesini duymak için neler feda etmezdim...
Ciğerlerime memleket havası teneffüs ettikten sonra bana günleridir yoldaşlık eden arabamın kapısını açtım. Tam sağ bacağımı arabamın içine atmıştım ki, gömleğimin göğüs cebindeki tuşlu telefon inceden bir melodi çalmaya başladı.
Sağ elimin iki parmağıyla telefonu cebimden çıkardım ve minik ekranına baktım. Telli, arıyordu.
İçimden nihayet be rüya kızı, günlerdir nerelerdeydin diye geçirdim.
Heyecandan elim ayağıma dolanırken açma tuşuna basıp titreyen sesimle, "Alo!" dedim.
"Merhaba Oğuz, nasılsın?" Nefes alış verişi sık kurduğu cümleler kısaydı.
"B-ben iyiyim ya sen?" Benim de onda farkım yoktu zira dilim boğazıma akmış adeta konuşmayı unutmuştum.
"Bende iyiyim, ne yaptın memleketine varabildin mi?"
Allah'ım kalbimin gümbürtüsü telefonun karşısından duyulabilecek kadar sesli atıyordu. Kalbim bu kadar hızlı çarptıkça kelimeler boğazıma diziliyordu. Öyle ki nefes almayı bile unutturuyordu bana. "Evet, vardım şimdi giriş yapmak üzereyim."
"Sağ salim memleketine vardığın için çok sevindim."
"T-teşekkür ederim. Görmeyeli Sami amca, nasıl?"
"O da iyi... Ben şimdi kapatıyorum daha sonra tekrar ararım!"
"Tamam, ararsan çok sevinirim. Şey... Telli, seni..."
Ses yoktu kapatmış olabilir miydi? "Alo Telli, orada mısın?"
"Evet, buradayım. Ne diyecektin?
"Hiiç... Hoşça kal diyecektim..."
"Hoşça kal..."
Allah'ım ben ne yaptım, ne demek istediğimi anlamış olabilir miydi acaba? Kesin anlamıştır çünkü sesinde bir hoşluk vardı. Gülümsemiş miydi? Bana öyle geldi sanki. Ah, kalbim neden susmazsın, neden olmadık yerde olmadık işler yaparsın. Ya bir daha beni aramazsa, ben o zaman ne yaparım?
Susmayan kalbime sitemler yağdırarak bindim arabaya. Bakmayın siz dilim sitemler yağdırsa da gönlüm şendi. Telli beni aramıştı ve tekrar arayacağını söylemişti.
Beklerken evecenlik etmişti aşkla dolu kalbim ama elden ne gelirdi ki. Ben buydum işte; toy ve tecrübesiz.
Tecrübesiz olduğum doğruydu ama hayatın her basamağını hatalar yaparak çıkacak ve hatalardan dersler alarak ilerleyecektim. Hiç kimse hop diye bir mucizeyle çıkmıyordu hayatın basamaklarını. Hayatın yükünü çeke çeke tırnağıyla kazıya kazıya bir üst basamağa ilerliyordu ve günbegün hayattan silleler yiyerek olgunlaşıyordu...
Gün gelecek bende öğrenecektim adabı-usulü ve hatalardan dersler çıkarmayı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIRAK
Novela JuvenilBelki bir rüyanın peşinden koşmak birçoğunuza saçma gelebilir ama insan sezgilerini görmezden gelemez✓ Eğer rüyalarınız sizi aşka çağırıyorsa mesafeler buna engel değildir✓ Aşk her zaman inanmaya ve yaşamaya değerdir✓ 15 Haziran 2019