🚘B.9.🚘

518 72 622
                                    

Selâm çıraklarım, nasılsınız?

Kurgu yavaştan rayına oturmaya başladı.

Bölümler kısa olduğundan konuyu toparlamak uzuyor ama kabul edin kısa bölümlü kitapları okumak daha keyifli:D

Bu bölüm esas kızımız yani rüya kızıyla tanışacağız.

Hadi bakalım yorumlar bırakıp oy vermeyi unutmuyoruz;')

Telli'nin Anlatımıyla

Yatağımın üzerine yüzükoyun uzanmış, iki elimi yumruk yaparak çenemin altına yerleştirmiştim. Kendi kısıtlı yaşamımı sorgulayıp dururken art arda mesaj bildirimi gelmeye başladı. Umursamaz bir tavırla komodinin üzerindeki telefonuma uzandım.
Mesaj kutusuna tek tıkla girdim ve yine aynı esprili mesajla karşılaştım.

"Telli pabucu yarım!"

Bu şakalı mesaj arkadaşım Şule'den geliyordu. Ben ise bu kafiyeli cümleyi oldum olası hiç sevmezdim.
İlkokulda akranlarım benimle dalga geçmek için adımla ilgili şakayı çokça yapardı çünkü.

"Telli pabucu yarım çık dışarıya oynayalım!"
Hep annem yüzünden ne vardı sanki adımı Telli, koyacak.

Babam annemi kaçırarak evlenmiş. Annem önce babamla kaçmak istememiş. Babama, "Ben gelinlik giyip telli duvaklı gelin olmak istiyorum. Eğer seninle kaçarsam bu şansımı kaybederim," demiş.

Babam da anneme, "Sana söz, benimle gelirsen sana telli duvaklı gelinlik giydirip bir güzel de düğün yaparım," demiş.

Babam anneme söz verdiği gibi telli duvaklı gelinlik giydirip düğün yapmış. Annem o kadar çok sevmiş ki, duvağına takılı bir tutam saçlarına sarılarak yüzünün her iki yanlarından gerdanına doğru salık bırakılan ve ışıl ışıl parlayan simli teli.
İlk doğan çocuk ben olunca adımı direkt Telli, koymuş.
İşte o gün bugündür ben de adımın "Telli" oluşundan çekiyorum.

İlk başlarda mahalledeki çocuklar olsun okuldaki akranlarım olsun benimle dalga geçtikçe adımdan nefret ediyordum ama ne yalan söyleyeyim şimdilerde adımı sevmeye başladım. Ne bileyim Telli, deyince bana ve kısıtlı yaşamıma ışıltı katıyor sanki.

Tamam, adımı sevmeye başlamıştım o ayrı ama yine de adımla dalga geçilmesi beni sinir ediyordu.

Hiç vakit kaybetmeden mesaja karşılık olarak cevabı yapıştırdım. "Kızım kaç kere söyleyeceğim sana, bu şakayı yapma diye. İlkokuldaki kötü anılarım geliyor aklıma, sonra üzülüyorum."

Şule yazıyor...

"Napayım kızım ya sana şaka yapmak hoşuma gidiyor."

"Senin hoşuna gidiyor da bana kâbus dolu ilkokul yıllarımı hatırlatıyor!"

Şule yazıyor...

"Tamam, bir daha yazmam;)

Şule yazıyor...

"Telli canım, aslında sana söyleyeceklerim vardı."

Şule yazıyor...

"Beni lafa tuttun seni niye aradığımı unuttum."

"Ne için aramıştın?"

Şule yazıyor...

"Sinemaya çok güzel komedi türü bir film gelmiş. Birlikte gidelim mi?"

"Sinema ve ben? Güldürme beni Allah aşkına, bizimkiler gönderir mi hiç?"

Şule, yazıyor...

"Öf ya, ben size gelsem anneni ikna edemez miyim?"

"Babam evde dünyada izin vermez, boşuna çaba!"

Şule yazıyor...

"Ay, kızım nasıl katlanıyorsun bunca baskıya?"

"Beni sevdiklerini bilmesem katlanamam ama çok iyi biliyorum onlar beni bir şeylerden korumak için yapıyorlar. Nedenini anlatmak istemeseler de ben öyle olduğunu düşünüyorum."

Şule yazıyor...

"Sami amcayı bana mı anlatıyorsun, lise bitene kadar her Allah'ın günü kendisi götürüp getirmişti okula."

"Aynen canım, onlar beni bu kadar koruyup kollamak isterken ben onlara isyankâr olamam. Her ne kadar bu baskı isyan boyutuna gelmiş olsa da hiç adil olmaz..."

Şule yazıyor...

"Hiç umut yok yani? Sürekli evde oturmaktan sıkıldım kızım ya; ne yapsak acaba?"

"Seninki geçici bir durum, yaz tatili bitince okulun başlar senin de sıkıntın sona erer."

" Ya, ben ne yapayım?"

"Babam sırf bu korumacı tutumu yüzünden üniversiteye de göndermedi."

Şule yazıyor...

"Benim canım arkadaşım sen az bekle ben senin yalnızlığını paylaşmaya geliyorum. Sen çay suyunu koymayı unutma yeter."

"Tamam," deyip telefonun geri tuşuna bastım. Şule'nin geliyorum demesiyle içime mutluluk rüzgarı dolmuştu. Gerçekten bende sıkılıyordum. Her ne kadar bana belli etmek istemeseler de sıkıldığımı annem babam da biliyordu.

Şule, benim çocukluk arkadaşımdı. Aynı mahallede aynı sokakta yaşıyorduk. O, eğitim hayatına liseden sonra devam etti ama ben liseden sonra okuyamadım.

Nedeni tabii ki babam...

Babam, senin okul hayatın buraya kadar kızım. Ben seni gözümden uzağa gönderemem. Şimdiye kadar hep gözümün önünde büyüdün bundan sonra da evde gözümün önünde olmanı istiyorum. Bu konuyu ve nedenlerini sakın sorgulama sadece bu kararın seni korumak için olduğunu bil yeter, demişti.

Babamın üstü kapalı olarak anlattıkları benim elimi kolumu bağlamış ve ben evde bir tür hapis hayatı yaşıyordum. Hiçbir şekilde çalışmama da izin vermiyordu. "Çalışmanı isteseydim üniversiteye gönderirdim," deyip işin içinden çıkıyordu.

Biraz düşününce tek çare evlenip özgür olmakmış gibi geliyor ama evlilik özgürlük mü orası da tartışılır...

Kuş ötüşünü andıran dış kapının zili ciyaklayarak çalmaya başladı.

ÇIRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin