Sebastian ile telefon konuşmamız yeni bitmişti. Bu yaz tekrar geliyordu. Hatta bugün yola çıkacaktı. Fakat az duracak olması beni biraz üzmüştü.
Arkamı döndüm ve dolu olan raflardan bir kitap alıp koltuklardan birine oturdum. Dışarıda yağmur çok şiddetli bir şekilde yağıyordu. Çocuklar gürültü yapmaya başlayana kadar kitabımı büyük bir zevkle okuyordum.
İki çocuk kavga ediyordu. Jason ve Maria. Jason onun saçını çekerken Maria onu cimciklemek için uğraşıyordu.
Yanlarına gidip onları ayırdım.
"Hey, hey, neler oluyor burada?"
Maria sinirle konuştu.
"O bana cadı dedi."
Jason karşılık verdi.
"Ama o ilk bana gıcık demişti."
"Maria ona neden gıcık dedin?"
"Oyuncak bebeğimi kendi dinazoruyla savaştırmak istiyordu. Bebeğimi istedim ama vermedi. Sonra da anne ve babamın olmadığını söyledi." Kollarını birbirine bağladı ve surat astı.
Küçük oğlana döndüm.
"Jason o Maria'nın oyuncağı ve almak için izin istemelisin. Eğer izin vermezse alamazsın. Hem hiçbirimizin anne ve babası yok. Onunla bu şekilde dalga geçmen çok yanlış." Ardından ikisine hitaben konuştum. "Ayrıca birbirinize kötü şeyler söylemek yok."
İkisi de suçlu bir ifadeyle başını salladı. Jason oyuncaklarıyla ilgilenmeye devam ederken küçük kız yanımda kaldı.
"Melanie. Telefonda o adamla mı konuşuyordun?"
"Sebastian'la mı?"
Mırıldandı.
"Evet, onunla konuşuyordum."
"Bazı çocuklar kötü bir adamın sana zarar verdiğini söyledi. Neden hala adamlarla konuşuyorsun ki?"
Başını okşadım.
"Çünkü bu adam kötü değil. Hatta çok iyi biri. Onu sevmedin mi yoksa?"
"Hayır aslında çok sevdim." Elindeki oyuncağı gösterdi. "Bu bebeği bana o almıştı."
Biraz daha yanımda oturduktan sonra diğer çocukların yanına gitti.
Birkaç sıkıcı saatin ardından telefon çalmaya başladı. Öğretmenim burada değildi. Ben de belki ben bakarsam sorun olmaz diye düşündüm.
Telefonu açıp kulağıma yerleştirdim.
"Alo?"
"Hey Melanie."
Bu oydu. Fakat sesi sıkıntılı gibiydi.
"Hey. Bir şey mi oldu? Konuşalı çok olmadı."
Bir iç çekti.
"Kötü hava yüzünden uçuşum iptal edilmiş. Üzgünüm küçüğüm. Bu sene meşgul olmadığım dönemler bu zamanlardı. Belki gelirim ama bilemiyorum. Gelemeyedebilirim. Bensiz idare edebilir misin?"
Göz yaşlarım kendilerini çoktan serbest bırakmışken yumruğumu sıktım ve sesimin çatlamamasına özen gösterdim.
"Sorun değil."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.