One Hundred Fourty Six

424 43 69
                                    

"Cidden makyaj istemiyor musun?"

"Dördüncü söyleyişim, istemiyorum Ashley."

"Pekala, sen bilirsin gelin hanım."

Arkasını dönmüştü ki aniden geri atak yaptı ve yanaklarımı sıktı.

"Benim minik Melanie'm evleniyor."

Gülerek mırıldandım. Gelinliğimi giymiş, saçlarımı yaptırmış ortaya çıkacağım vakti bekliyordum. Bu sırada Ashley beni yalnız bırakmak istememişti.

"Mel."

"Hm?"

"Sormayı unutmuşum. Siz nerede yaşayacaksınız?"

"Sanırım Sebastian bir süreliğine burada olmayacak. Ama şu an Londra'da ev bakıyoruz. Yani uygun bir tane bulur bulmaz oraya taşınacağız."

Sebastian'ın benim için normal yaşam alanını terk etmesi bana tuhaf bir his vermişti. Doğduğu yer orası değildi, bunu biliyordum tabi ama hayatının çoğunu orada geçirmişti. Muhtemelen ben burada kalmak istemeseydim o da istemeyecekti. Burada kalmak istiyordum çünkü benim neredeyse her şeyim buradaydı. Dostlarım, işim, anılarım..Ayrılmak benim için epey zor olurdu. Sebastian'a bunlardan bahsettiğimde New York konusuna daha fazla devam etmemişti. Bazen sırf ben mutlu olayım diye kendini mutsuz ettiğini düşünüyordum ve bunu dile de getirmiştim. O ise yanımda mutlu olacağını söylemişti. Ben de başka bir şey diyememiştim tabi.

Londra'ya dönmeden önce bana basına bizi açıkladığını anlatmıştı. Bunun anlamı paparazi görürsem şaşırmamaktı. Sokakta sıradan bir şekilde yürürken çekilmiş birkaç fotoğrafım çoktan medyaya düşmüştü ve herkes beni eleştirme çabasındaydı. İnsanların sürekli olarak benden bahsetmeleri hoşuma gitmemişti. Tabi ben yazdıkları şeylere kendim bakamıyordum. Çünkü sosyal medya hesabım yoktu. İlginç bulduğu yazıları Ashley gösteriyordu bana. Bazı insanlar nedendir bilmem evleniyor olmamıza üzülmüştü. Garip bir durumdu bu. Kimileri Sebastian'a layık olmadığımı söylüyordu. Bu da oldukça garipti çünkü beni tanımıyorlardı. Önemli olan onların değil Sebastian'ın tanımasıydı zaten. Evet belki..belki ona layık değilimdir. Ama birbirimizi seçtik ve eminim hep birlikte olacağız o yüzden artık bunları düşünmemem gerek.

İlerleyen dakikalarda Benjamin koluma girmiş beni yüzündeki şirin sırıtışla bekleyen adama doğru götürüyordu. Yanına çıktığım sırada kolumdan ayrıldı ve gülümseyerek yerine geçti. Sebastian çok hoş görünüyordu ve yarattığım onca sıkıntıya rağmen gözleri pişmanlıktan yoksundu.

Çok geçmeden yeminler edildi, yüzükler takıldı ve büyük bir alkış koparken Sebastian yanaklarımı kavrayıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Ben gülerek geri çekildiğimde alınlarımızı birbirine yasladı ve o da güldü.

Birlikteydik.

Şimdi, yarın ve sonsuza dek.

Şimdi, yarın ve sonsuza dek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Need You | sebastian stanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin