Fourty One

596 53 83
                                    

"Kararlısın yani, sınavların var ve film izleyeceksin?"

"Sen böyle diyince kulağa daha bir hoş geliyor. Sınavlardan, derslerden çok sıkıldım. Sadece bir günümü vereceğim."

"Bunun senin yararına olacağını sanmıyorum Melanie. Yine de sen bilirsin tabi."

Pekala Erik haklıydı. Ama canım gerçekten bir şeylerle uğraşmak istemiyordu artık. Rahatlamak istiyordum.

"Sadece iki film izleyeceğim."

"Tamam, o halde daha sonra yakınma bana dersler konusunda."

"Ne zaman yakındım?"

'Ciddi misin?' bakışı attı.

"Her zaman filan?"

"Haklısın. Söz bundan sonra şikayet etmeyeceğim..Filmleri birlikte izleyelim mi?"

"Yoğun dönemlerimdeyim Melanie. Tablomu hala bitiremedim ve sergi çok yakın."

"Tablonu çok merak ediyorum. Bakabilir miyim?"

"Ancak bitince."

Dudak büktüm. "Peki."

~~

Serçemin tüylerini yavaş yavaş okşarken Thor filmi bitmek üzereydi.

"Filmi beğendin mi miniğim?"

Avucumdaki yemleri yerken beni pek taktığı söylenemezdi. "Şişko." dedim karnını okşayıp.

Film bitti. Saate baktığımda miniğimin ilaç saati geldiğini farkettim. Onu masanın üzerine bırakıp ilaçları aldım.

Damlalar halinde ilacı ağzına bırakmam gerekiyordu ama bir türlü ağzını açtıramıyordum. İlaçları cidden hiç sevmiyordu, benim gibi.

"Hadi ama, iyileşmen için bunları içirmeliyim."

Gagasını zorlanarak açtırdım ve ilacı bıraktım. "Sonunda."

Şimdi sıra First Avenger filmindeydi. Marvel'ı bu kadar fazla severken filmlerine vermediğim önem sinirimi bozmuştu.

Serçemin gözleri kapanıyordu. Onu, onun için yaptığım küçük yastığın üzerine bıraktım ve filmi açtım.

Bu mükemmel Marvel logosunu görmeye alışabilirdim.

Filmin ilerleyen kısımlarında sokak arasında dövülen bir çocuk vardı. Ah hayır bu normal bir çocuk değildi. Bu Steve Rogers'tı.

Dayak yemeye devam ederken 'Bunu bütün gün yapabilirim.' demişti. Hiç sanmıyorum diye geçirdim içimden.

Çok geçmeden onu döven adamı başkası dövmeye başladı. Kıyafetine bakılırsa bekçi ya da çavuş gibi bir şeydi. Sesi kulağıma biraz tanıdıktı sanki.

Karanlıkta yüzünü seçmek biraz zordu ama o da yakın geliyordu bana. Saniyeler içinde onu dikkatle incelerken buldum kendimi.

O...

"S-Sebastian?"

Gözüm hızla dolarken filmi bir hışımla kapattım.

Dirseklerimi masaya ellerimi de şakaklarıma yasladım.

"Neden beni rahat bırakmıyorsun? Seni görmek istemiyorum! Yeter.."

Sandalyemden kalkıp başımı yatağa yaslayacak şekilde yere oturdum. Göz yaşlarım kenarlardan akarak saçlarıma karışıyordu.

Neden bir insan başka bir insanı hiç görmek istemediği takdirde sürekli onunla karşılaşırdı?

Neden bir insan başka bir insanı hiç görmek istemediği takdirde sürekli onunla karşılaşırdı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Need You | sebastian stanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin