Eighty Eight

498 49 51
                                    

"Hamilelik nasıl gidiyor?"

Ashley'nin evinde oturmuş sohbet ediyorduk.

"Hm, her zaman aç olmak eğlenceli. Çünkü yemek yemeyi seviyorum. Minik bebeğim kocaman oldu. Şu karna bakar mısın Mel?"

"Kaç aylık?"

"8."

"Doğuma pek de bir şey kalmamış."

Yüzünü ekşitti.

"Bu konuyu düşünmemeye çalışıyorum."

Şaşırdım.

"Ama neden?"

"Ben..biraz korkuyorum."

Elimi dizine koydum.

"Acıtacağı için mi?"

"Hem o hem de..yani vücudumda değişimler olacak. Bazı yerlerim daha çirkin gözükecek. Sonra..muhtemelen kilo alacağım."

Ashley görünüşünü hayat vazifesi haline getirmiş kadınlardan değildi. Böyle düşünmesini garipsemiştim.

"Bunlar atlatılabilir şeyler Ash. Ama senin endişelendiğin başka bir şey var gibi."

Kararsız bir nefes verdi.

"Ya Alan beni daha az severse? Hormonlar yüzünden mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ama içimde kötü bir his var."

Kapının önünde duran Alan'a bir bakış attım. Ashley açıkça onun burada olduğunu farketmemişti.

"Bence doğumdan sonra seni daha da çok sevecek. Ayrıca çoğu ilişkide bebek aileyi bir arada tutacak olan şeydir."

Ashley'nin yüzü düşünceli bir hal alırken Alan arkasından yaklaştı ve kollarını boynuna sardı.

"Melanie haklı. Seni her geçen gün daha da sevmeye devam edeceğim. Sakın aklına aksini getirme."

Ashley gülümsedi ve dudaklarını aşkının yanağına bastırdı.

"Şimdi bir görüşmeye gitmem gerek. Siz hanımlar keyfinize bakın."

"Ama daha işten yeni döndün."

"Uzun sürmeyecek bir tanem. Görüşürüz."

"Görüşürüz hayatım."

Alan gittikten sonra sohbetimize devam ettik.

"Yani Sebastian sonunda hayatında."

"Hm."

"Bana söylemen gereken bir şey yok mu Mel?"

"Ne gibi?"

"Duruma basitçe bakarsak barışmanız yolundaki ilk adımı ben attım. Yani..."

Sırıttım.

"Sana teşekkür etmemi mi istiyorsun?"

Başını yana eğip 'Zahmet olmazsa.' bakışını attı.

"Ash tek yaptığın onunla mesajlaşmaktı. Tüm başağrısını ben çektim."

"Arada gelip bana patlaman peki?"

Kahkaha attım.

"Hepsini haketmiştin. Ama evet haklısın yardımın oldu."

Bir şeyler geveledi.

"Hala bir şey duymayı bekliyorum."

Aynı şekilde "Teşekkür ederim Ashley." dediğimde gülüşümü bastırarak karnına eğildim.

"Senin annen deli."

"Hey!"

Onu umursamadan devam ettim.

"Merak etme alışırsın."

Sırıtarak karşılık verdi.

"Sen bu bebeğe dua et yoksa tepene çıkmıştım."

"Tahmin edebiliyorum."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Need You | sebastian stanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin