One Hundred Thirty Six

484 44 159
                                    

Çırptığım yumurtayı tavaya dökerken arkadan bana dolanan güçlü kolları hissettim.

"Günaydın." dedim omzuma bir buse bıraktığında.

"Günaydın." Burnunu yavaşça boynuma sürdü. Boştaki elimle yanağını okşadım.

"Kahvaltıdan sonra fondü yapalım mı?" Canım tatlı bir şeyler çekmişti ve çikolataya batırılmış meyveler kulağa harika geliyordu.

"Yaparız tabi, çikolata sevdalısı seni."

Pişen omleti tabağa koydum ve o masaya geçerken Loki'nin mamasını doldurmak için mutfak girişinde duran mama kaplarına yöneldim. Elimdeki paketin sesini salondan duyan Loki hızla yanıma geldi ve bacaklarım arasında gezinmeye başladı. Kabı doldurduktan sonra sandalyeme doğru ilerlerken bana sarılan bir el beni kendine çekip dizindeki yerimi almamamı sağladı. Çok geçmeden dudaklarıma kapandı ve birkaç kez öptü. Bu hareketi kızarıp gülümsememe sebep olmuştu. Sanki bir şey fark etmiş gibi bana baktığında merakla söyleyeceği şeyi bekledim.

"Dudakların tatlı mı? Bana mı öyle geliyor?"

Kıkırdadım.

"Bal yiyordum."

Gülerek tekrar öptü ve kahvaltımıza başlamışken sordu.

"Ne zamandır Loki'ye bakıyorsun?"

"Üniversiteden mezun olup buraya taşındığım günlerde, yağmurda buldum onu. Küçücük bir şeydi. Evime aldım ve o zamandan beri benimle."

"Kediler çok tatlı ama bir o kadar da psikopat."

Güldüm.

"Onları bu yüzden seviyorum ya."

~~

Çikolataya batırdığım son muz dilimini da ağzıma atıp ağzımı temizledikten sonra sehpadaki şeyleri mutfak tezgahına bıraktım ve geri dönüp keyifli bir ruh haliyle koltukta arkama yaslandım. Fondüyü akşam vakti yapmıştık. Onun dışında bugün müzik dinlemiş, piyano çalmış ve sohbet etmiştik.

Peçeteyle ağzını sildi ve beni yavaşça kucağına çekti. Birbirimizin gözlerine derin derin bakarken kollarımı boynuna sardım ve dudaklarımızı birleştirirken başının arkasındaki saçlarla oynamaya başladım. Bugün birbirimizi epey sık öpmüştük. Genelde başlangıcı o yapıyordu ve bu tüm gün kalbimin deli gibi çarpmasına neden olmuştu.

Kalçamdan destek verip ayağa kalktı ve odama doğru ilerledi. Bu sırada dudaklarım köprücük kemiğini hafifçe öpüyordu. Beni yatağa yatırdığında dudakları boynuma elleri kazağımın içine yönelmişti. Dokunuşlarıyla birlikte vücudum alevler içinde yanıyordu sanki.

Birkaç dakika sonra yavaşladı ve durup alnını omzuma yasladı.

"Melanie.."

Başını kaldırdı ve kızarmış yüzüme ve gözlerime baktı.

"Sormaya çekindiğim bir şey var."

Elimle yavaşça elmacık kemiğinin çevresini okşadım.

"Nedir Sebastian?"

Yutkundu.

"Görüşmediğimiz yıllarda sen hiç.."

Devamını anlayıp tebessüm ettim ve başımı hafifçe iki yana salladım.

"Hayır yapmadım. Sanırım..kendimi hiç hazır hissedemedim."

Parmakları alt dudağımı okşadı.

"Şimdi nasıl hissediyorsun?"

Biraz bekleyip hızlanan kalbimi beceriksizce düzene sokmaya çalıştım.

"Bilmiyorum. Hiçbir zaman hazır hissetmeyeceğim belki ya da artık bir sorun kalmamıştır ama bilmiyorumdur. Her şey o kadar karışık ki."

Düşünceli yüzü yumuşadı ve birkaç kez dudaklarımı öptü. Biraz geri çekilip kazağımın eteklerinden tutarak izin ister gibi bana baktığında çıkartması için kollarımı kaldırdım. Benim ardımdan o da t-shirtünü çıkarıp dudaklarını karnımda gezdirmeye başladı. Sıcak nefesinin verdiği zevk hissinin tadını çıkarmaya çalışıyordum ama o kadar tedirgindim ki.

Dudakları boynuma doğru bir yol çizdiğinde karnımdaki eli kıyafetimin üzerinden karnımın aşağısına doğru ilerledi. Bunu hissetmemle birlikte gözlerimi sıkıca kapadım ve sanki bir şeyden Sebastian'a sığınır gibi sımsıkı kollarımı ona sardım. Nefes alışverişlerimi takip edemiyordum. Yüreğim göğsümü delip geçecek gibiydi. Bu ani tepkileri fark eder etmez elini çekti ve bedenini yükseltti. Kollarımı gevşettim ve ellerimle yüzümü kapadım. Hâlâ çok hızlı nefes alıyordum.

Bileklerimi tutup ellerimi yüzümden çekti. Sulanmış gözlerime rağmen yüzündeki hüzünlü ifadeyi görebilmiştim.

"Özür dilerim."

Bana sarılıp yanına yattı. Derin nefesler alıyor onları verirken duraksıyordu.

"Fazla ileri gittim."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Need You | sebastian stanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin