Hastaneden dönmüş, rahat kıyafetlerimi giymiş, akşam yemeğimi yiyordum. Yemeğin içindeki tavuktan bir parça alıp Loki'yi çağırdım. Geldi ve kucağıma zıpladı. Onu ilk evime aldığımdan bu yana ne kadar da büyümüştü.
Tavukları yedi, ağzını birkaç kez yaladı ve içeriye geri döndü. Şu sıralar günler oldukça monoton geçiyordu. Arada bir hastanedeki zor vakalar heyecanlandırıyordu beni, o kadar.
Sebastian gönderdiğim mesajı görmüş ama yanıt vermemişti.
Yemeğimi bitirdim ve bulaşıkları yıkamaya koyuldum. Loki pencerenin mermerine oturmuş dışarıyı gözlüyordu. Birkaç dakika sonra yanıma geldi ve bacaklarım arasında dolaşıp sürtünmeye başladı.
Ellerimi duruladım ve onu kucağıma aldım. Ama bana izin vermeyip yere geri atladı.
Bu sırada kapı tıklatıldı. Muhtemelen bina içinden biriydi, yoksa dış kapı açık mı kalmıştı?
Kapıyı açmamla dudaklarımın dudaklarıyla buluşması bir oldu. Bir süre sadece bastırdı sonra öptü ve ayırdı. Bu süre yüzümün yaşlar içinde kalmasına yetmişti.