Yabancı adam kucağında ağlamama izin vermiş, beni rahatlatan sözler söylemişti. Ama birkaç hafta geçmesine rağmen gelmemişti ve ben kendimi hiç olmadığım kadar kötü hissediyordum.
Midemde hissettiğim kasılmayla hızlıca banyoya koştum. Zaten zar zor yemiş olduğum şeyleri titreyerek boşaltmaya başladım.
Bu sırada yatakhane kapısı açılıp kapandı.
"Mel, orada mısın?"
Bu onun sesiydi. Sonunda gelmişti. Ama uygunsuz bir zamanda gelmişti. Beni böyle görmesini istemiyordum.
Öğürme seslerini duyduğunda o da banyoya, yanıma geldi.
"Ah olamaz."
Yaklaştı ve saçlarımı nazikçe tutarak önüme gelmelerini engelledi.
İşimi bitirdiğimde yüzümü yıkadım ve hızlıca arkamı dönerek ona sarıldım. Ona o kadar sıkı sarıldım ki tırnaklarımla uyguladığım baskı yüzünden canı acımıştı belki de.
Başını geriye atarak gözlerimizin buluşmasını sağladı. Yeşil gözlerimin önüne gelmiş birkaç tutamı kenara çekerken bana cevap verdi.
"Gelmek istedim küçüğüm ama işlerim çok yoğundu."
Başımı tekrar omuzuna yerleştirip bu sefer yana yatırdım. Konuşurken sesim boğuk çıkıyordu.
"Eğer yanımda olmazsan canımın acımayacağından nasıl emin olabilirsin ki?"
Banyodan çıkmıştık. Kucağında benimle beraber yataklardan birine oturdu.
"Melanie ben..çok özür dilerim. Daha erken gelmem gerekirdi."
Pişman olduğu belliydi. O yüzden bu konu üzerinde daha fazla vakit harcamayacaktım.
Saçlarımı yumuşak elleriyle okşuyordu.
"Sadece benimle konuştuğun doğru mu? Öğretmenin arkadaşlarının hiçbiriyle konuşmadığını söyledi."
Boşta kalmış olan elini alıp onunla oynarken konuştum.
"Sen geldikten birkaç gün sonra konuştum. Fakat sen gelmemeye başladın ben ise bunun gereksiz olduğunu düşünmeye. Onlarla konuşmak beni iyi hissettirmiyor. Onlar senin gibi kokmuyor ki."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.