Sinan Hoca B.48.

3.6K 229 38
                                    

Selam kitap dostları, hoş geldiniz.

Oy verip yorum bırakmayı unutmayın lütfen.

Evi her şeyiyle çok beğenmiş daha fazla oyalanmak istemedikleri için kapıyı kilitleyip dışarı çıkmışlardı. Merdivenden inerken anne hanım alt kata bir kez daha bakma ihtiyacı hissetmişti. "Kızlar, ev eşyalı zaten eğer alt kat kullanılacak gibiyse bizim eşyaların fazlasını oraya koyalım diyorum."

Hiç vakit kaybetmeden alt katı da açıp baktılar; alt kat küçük bir daire gibiydi. İki oda, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşuyordu. Besbelli burası çalışanlar için müştemilat olarak inşa edilmişti. Lale Hanım'ın içinden geçenler yüzüne aksedince ince yapılı dudaklarını narin bir gülücük oturdu.

Eğer aklından geçenleri hayata geçirebilseydi ne güzel olurdu. Hem yalnız kalmamış olurlardı hem de eskiden olduğu gibi ufak tefek ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı olurdu, zira burası çarşıya bir hayli uzaktı. Şimdi zihnine düşen damlaları birleştirip şansını deneyebilir hayata geçmesi için bir adım atabilirdi. "Memiş Efendi, sen nerede kalıyorsun?"

Memiş, yüzüne masum bir ifade takındı ve başını önüne eğerek bakışlarını yere çevirdi. "Benim kendi evim yok hanımım, müdüriyetin çatı katında küçük bir oda var orada kalıyorum. Sağ olsun müdürüm," dedi kelimeler boğazına dizilmiş gibi yutkundu "bana orayı müdürüm vermişti."

Cümle içinde eşinin adı geçince yine yüreğine hafif bir sızı girmiş burnunun direği sızlamıştı.

"Memiş Efendi, sende bizimle burada yaşamak ister misin? Bak bu daire tam senlik. Eğer bizimle burada yaşamaya karar verirsen hem hafta sonları bahçeyle de ilgilenir bakımını yaparsın. Madem bir ailen yok, bizler senin ailen olur hep beraber yaşayıp gideriz."

Memiş'e yapılan teklif özüne çöreklenen hissiyatı körüklemiş pörsük dudaklarına buruk bir tebessüm oturmuştu; çok isterdi bu ailenin bir parçası olmayı, onları kendince koruyup kollamayı lakin onu engelleyen kekre bir tat vardı dimağında. "Hanımım, sizlerle birlikte yaşamayı çok isterim istemesine ama böyle bir şey yakışıkalır mı bilemedim?"

Lale Hanım, yüzüne ciddi bir tavır takındı, yüzünün ciddiyeti kaşlarının çatılmasına neden oldu, "Memiş Efendi, bizimle yaşamayı istiyorsan teklifimi kabul et ve gerisini hiç düşünme. Bırak el alem ne derse desin bizim niyetimiz halis olduktan sonra. Hem söyle bakalım, biz dört kadını yalnız bırakmak içine sinecek mi?"

Memiş, bu samimi ve içten sözler karşısında pek sevindi. Besim Müdür'den sonra ilk defa birileri kendisini insan yerine koyuyor; gel bizimle yaşa bizim bir parçamız ol diyordu. Şimdi ne dese bilmiyordu zira içinde bir tedirginlik vardı. "Hanımım, ben yine gelir sizin çarşı pazar işlerinizi görürüm ama birlikte yaşama fikri biraz ters geliyor bana.

"Bizim sana ihtiyacımızın olduğunu düşün. Kimsesiz olduğumuzu ve bize yardımcı olacağını düşün."

Lale Hanım'ın taltifleri sonucunda Memiş kendini iyiden iyiye güçlü hissetmeye başlamıştı. "Bana ihtiyacınız var öyle mi?"

"Evet, ihtiyacımız var. Hem sen bizimle birlikte yaşarsan kendimizi güvende hissederiz."

Kendisine güveniyor olmaları Memiş'i çok sevindirmişti, ayrıca teklifi kabul ederse müdürüne duyduğu minnet borcunu da bir nebze ödemiş olacaktı. Üstelik hayatta ne kaybedecek bir şeyi vardı ne de kimi kimsesi. İş güç derken evlenmeye de fırsat bulamamıştı. Hoş evlenmek istese bile kim kız verirdi ki, kimsesiz hizmetli Memiş'e. Şimdiyse evlenme yaşını çoktan geçmişti zira ellisine merdiven dayamıştı.

Müdürün Peçeli Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin