Kalp Sektesi B.42.

3.4K 234 74
                                    

Bölüm. 42. Kalp Sektesi

Bölüme oy verip yorumlar bırakmayı unutmayın lütfen

Lale Hanım, sabah erkenden kalktı lavaboya geçip elini yüzünü yıkadı ve akabinde tekrar yatak odasına geçti. Üzerindeki mavi renk minik beyaz çiçekli pazen geceliği değiştirip günlük kıyafetlerini giydi. Kumrala çalan uzunca sarı saçlarını taraklı toka ile tepesinde topladı.

Müdür Bey ise hala uyuyordu. Hiçbir zaman bu saate kadar uyumazdı diye geçirdi içinden Lale Hanım. Gülümsedi eşinin mışıl mışıl uyuyan yüzüne bakınca. Boşvermişlik vurdu kalbinin kıyılarına; mevsim ilkbahar olmasına rağmen sabahları hava buz gibi soğuk oluyordu. Bu havada işe biraz geç gitse kıyamet kopmazdı her halde. Yatak odasının kapısını sessizce kapatıp odadan çıktı. Salona geldiğinde üşüdüğü fark etti. Hemen sönmüş odun sobasını yakmaya niyetlendi.

Lale Hanım, sobayı yakmadan evvel kızların oda kapılarını tıklattı. Eşi Müdür Bey, biraz daha uyusun istiyordu. Kızlara seslenirse uyanabilirdi. Kızlardan ses çıkmadığını gören Lale Hanım, akşamdan hazırladığı odunları sobaya bir güzel yerleştirdi ve kendi kendine söylenerek odun sobasını yaktı. Odun sobası yanarken çıtırtılı sesler çıkardıkça anne hanımın vücudu ısındı, vücudu ısınınca kızlara olan küçük öfkesi de söndü.

Birkaç dakika sonra Nihan, yarı uykulu bir vaziyette salaş kırmızı hırkasına bütün vücudu gömülmüş olarak solana geldi. Kendini sobanın yanı başındaki divana bir külçe gibi bıraktı. Sağ elini dudaklarına bastırarak esneme isteğine engel olmak istedi ama başarılı olamadı. Uzunca bir esnemenin ardından "Günaydın anne!" dedi.

"Günaydın kızım, anlaşılan soba geceden sönmüş baksana evin içi buz gibi olmuş. Ben sobayı yaktım fakat baban hala uyuyor. Sende mutfağa geç baban kalkmadan kahvaltıyı hazırla. Bari bu soğuk havada aç gitmesin işine!"

Nihan, mutfağın soğuk olduğunu düşündükçe canı salondan başka yere gitmek istemiyordu lakin söz konusu babası olunca hiçbir şey o buz damı gibi mutfağa gitmesine engel olmazdı. Oturduğu divandan kalktı ve ayaklarını yerde sürüyerek mutfağa yöneldi. Kadın kızından boşalan sedire kendisi yayılırken, "Nihan kızım, mutfağa gitmeden önce ablanlara da bir sesleniver. Baban kalkmadan uyansınlar artık." dedi.

Nihan, uyku mahmuru gevşek çıkan bir ses tonlamasıyla "Tamam anne!" dedi. Genç kız, önce Serap'ın odasına geçti. Büyük ablasını sıcacık yatağında mışıl mışıl uyurken görünce uyuma isteğine engel olmadı. Elini dudaklarına götürüp esnerken diğer eliyle umursamazca ablasını dürttü. "Git başımdan Nihan, her sabah aynı şeyi yapıyorsun. Benim sıcak yataktan çıkmaya hiç niyetim yok. Sen git Canan'ı kaldır." dedi.

"Serap abla annem kahvaltı hazırlayın babam kalkmadan kahvaltı hazır olsun, dedi."

"Nihan, sen laftan anlamıyor musun kızım? Git Canan'ı uyandır o yardım etsin sana."

"Serap abla bana yardım edin diye çağırmıyorum sizi. Kahvaltı dediğin kolay iş. Ben beş dakikada şipşak hazırlarım; annem öyle istedi. Biliyorsun babam hepimizi kahvaltıda görmek istiyor. Eğer kahvaltıya hep birlikte oturmazsak kızıyor, bunu sende biliyorsun."

Nihan, görevini yapmanın rahatlığı içinde odayı terk ederken, "Serap abla, ben seni güzelce uyandırdım bundan sonrası sana kalmış. İster kalk ister kalkma!" dedi.

Serap, sıcacık yatağı terk edecek olmanın verdiği haletiruhiye içinde "Öf ya!" deyip üzerindeki yorganı hışımla ileriye doğru fırlatıp attı.

Müdürün Peçeli Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin