Nihan, gecelere meydan okuyor. O, gecelere meydan okurken sizler sakın onu yalnız bırakmayın. Biliyorsunuz geceler, dipsiz bir kuyu kadar karanlıktır!Oy verip yorumlar bırakmayı unutmayın lütfen
Sizlerin yorumları benim için çok önemli. Her birini büyük titizlikle okuyor hatta sayfasına girip tanımaya çalışıyorum.
Motive edici yorumlar benim esin kaynağım. Kendinizden bir iz bırakmadan geçmeyin aşklarım
Beni Yalnız Bırakmayın B.56.
Saniyelerle ölçülü zaman diliminde bilinci zayıflarken gözlerinin önü kararmış ve sendeleyip yere düşmek üzereyken kendine gelmişti. Sıklaşan solukları göğüs kahvesini yırtarcasına boğmaya başlamış, korkunun esareti damarlarına zehrini enjekte ediyordu. Kısacık zaman diliminde nasıl bir handikabın içine düştüğünü anlamak amacı ile bakışları bir radar gibi etrafını kolaçan etti. Korkusunun kaynağı hâlâ önünde baygın olarak yatıyordu.
Genç kız, geri geri adımlar atmaya başladı. Ne yapacağını nereye gideceğini bilmiyordu. Başını kaldırıp tekrar çevresini analiz etmek isterken ilerideki duvardan atlayıp giden bir gölge görür gibi oldu. Yalnız olduğunu sanırken iki kişiye mi yakalanmıştı?
Sen aptalın tekisin kızım, ne işin vardı el-âlemin evinde, diye içinden geçirirken bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordu.
Kurtarıcı rolü oynayan ve duvardan atlayıp gözden kaybolan gölgenin peşinden gitse belki çıkış yolunu bulabilirdi. İyi de kim olduğunu bilmediği birinin peşinden gitmek ne kadar doğruydu…
Kapana kısılmış gibi belirsizlik içinde bocalarken muhtemelen evin koruması olduğunu düşündüğü kişiden hafif bir inleme sesi gelince panikledi. Bu kez düşünmeye zamanının kalmadığını anlaması uzun sürmedi. Mecburiyet hâsıl olunca gölgenin peşinden gitme kararı aldı. Hem şansı varsa gölgenin kim olduğunu da öğrenmiş olurdu.
Hiç vakit kaybetmeden hızlı ve seri adımlarla duvara doğru yöneldi ama bir türlü yüksek duvara tırmanamıyordu. Tükenmişlik içinde duvara tırmanmak için uğraş verirken dış kapının kalabalıklaştığını gördü. Orada neler oluyordu acaba; yoksa peşine düştüğü gölge yakalanmış mıydı?
Bunu anlamanın yolu kalabalığın arasına karışmak ve ne olduğunu öğrenmekti. Karanlık bölgeleri seçerek kapı önüne kadar geldi. Gördükleri yüzünü ay ışığı gibi aydınlatırken bu, şansının döndüğü yönünde bir belirteçti. Hiçbir olumsuzluk yoktu sadece misafirler davetten ayrılıyordu.
Yüksek duvardan atlama olasılığı zaten yoktu mecbur kalabalığın arasına karışacak ve belalı evden kurtulacaktı. Başındaki kasketi iyice yüzüne doğru indirdi ve kıyıdan-kıyıdan yürüyerek kalabalığın arasına bir gölge gibi sızdı.
Sokağa çıkıp özgürlüğüne kavuştuğunda sessiz ve derinden bir nefes alırken göz-kapakları usulca kapandı. Merakı başına olmadık işler açmıştı fakat hiç pişman değildi bilakis yaşadığının farkına varmıştı.
Issızlığın koynuna sığınıp gecenin akıbetini umursamadan yürümeye başladı. Garip bir şekilde ilk defa deneyimlediği karanlık sokaklar ve ürpertici sessizlik korkutmuyordu. Onu korkutan şey birilerine yakalanmaktı bunu da ilk geceden tecrübe etmişti. Yaşadıkları hayal perdesine düşünce şekilli dudaklarına belli belirsiz bir tebessüm oturdu. Ne geceydi ama...
Belirlediği adrese gelirken zaten geçtiği sokakları kafasına yazmıştı. Şimdi tek yapması gereken annesi ve ablalarından önce eve varmaktı. Evecen adımlarını hızlandırdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müdürün Peçeli Kızı
Ficción GeneralEvrenin rüzgarına kapılmış dönüyordu Dünya. Ülkelerden bir ülkede, şehirlerden bir şehirde, bu döngüye kapılmış yaşayıp giden mutlu bir ailecik vardı. 20.1.2019