Merhaba kitap dostları!Nasılsınız? Sizler iyiyseniz bende iyiyim...
Keyifli okumalar.
Oy verip yorumlar yapmayı unutmayın lütfen
"Alo..."
Telefonun ahizesine düşen sese kendisini tanıtırken Sakine Hanım, üst perdeden bir giriş yapmıştı. "Ben İlköğretim Müdürünün eşiyim. Nadire Hanım ile görüşmem mümkün olur mu acaba?" Kulak tırmalayan birkaç tıkırtı sesinin ardından olabildiğince kibar bir ses tonlamasıyla konuşan kadın belli ki evin hizmetli tayfasındandı. "Nadire Hanım, efendim sizinle görüşmek isteyen biri var."
"Kimmiş benimle görüşmek isteyen?"
"İlköğretim Müdürünün eşiymiş, efendim."
Yardımcı kadından aldığı cevaplar Nadire Hanım'ı memnun ederken büyük bir iştiyakla telefonun ahizesini eline aldı. "Alo... Sakine Hanım’cığım benimle görüşmek istemişsiniz? Buyurun sizi dinliyorum!"
“Nadire Hanım’cığım nasılsınız?”
"Teşekkür ederim, iyiyim canım. Sizler nasılsınız, bir yaramazlık yoktur umarım?"
"Bende teşekkür ederim. Şükürler olsun iyiyim. Her hangi bir yaramazlık yok. Size vereceğim haberle daha iyi olacağınızı düşünüyorum. Lale Hanım'ın kızı görüşme teklifinizi kabul etmiş. Uygun bir zaman ayarlayıp onlara bildirirsiniz artık."
Nadire Hanım, aldığı daha doğrusu cevabını baştan bildiği haberi duyunca kendisine pay çıkararak fütursuzca kibirlendi. "Kabul etmeyip de ne yapacaklar, bizden iyisini mi bulacaklar kızlarına? Onlar bu işe dünden razı ayol..." diyerek gürültülü bir kahkaha atmıştı...
Sakine Hanım, ister istemez kadının üst perdeden konuşmasına üzülmüştü zira aleyhlerinde konuşulan insanlarla aralarında yılların eskitemediği arkadaşlık bağı vardı. Tamam, arkadaşı da biraz kibirliydi ama Nadire Hanım'a göre arkadaşının kibri solda sıfır kalırdı. 'Beterin bateri var' dedikleri bu olsa gerekti.
Telefonu kapatan Sakine Hanım, bir an kendisini arkadaşının yerine koydu. Bu kibirli kadınla arkadaşı Lale, nasıl baş edecekti? Serap ise nazlı yetiştirilmiş şimdiye kadar bir dediği iki edilmemişti. Pişmanlığın kıyısına vuran düşünceleri ikilem yaşarken ara-buluculuk yaparak doğru bir iş yapıp yapmadığını sorgulattı. Gerçi kendisi ara-buluculuk yapmasa da onlar iletişime geçmenin mutlaka bir yolunu bulurlardı. Ne de olsa varlıklı insanlardı. Böyle insanların elleri kolları uzun olurdu ve her yere kolayca uzanırdı.
Sakine Hanım'ın duygusal yanı bozuk düzene karşı durmak isterken benlik güden duyguları ağır basmış akabinde içli bir nefesi dudakları arasından usulca koyuvermişti. Allah yardımcın olsun arkadaşım. Kendi bencil ve çıkarcı duygularıyla baş edemeyeceğini anladığında olayı akışına bırakarak sadece dua etmeyi uygun görmüş; zoru görüp kaçmıştı yani, zira şu an arkadaşının yerinde olmayı hiç istemezdi.
Nadire Hanım, hiç vakit kaybetmeden doğruca konunun muhataplarını aradı. Eğer uygun görürseniz gençler bu akşam bizim lokantada buluşsunlar. Birbirlerini tanıma fırsatları olsun. Siz hiç merak etmeyin orası bizim olduğu için çok güvenli bir yerdir. Kızınıza kimseden bir zarar gelmez." dedi. Kadın ustaca manevralar yaparak güvenlik konusunu da araya sıkıştırıvermiş aralarındaki bağı kuvvetlendirmek istemişti.
Buluşmak, tanışmak ve akşam yemeği üçlüsüne çok büyük anlam yükleyen Serap, ortalığı vaveylaya vermişti. Ben ne giyeceğim, saçlarıma nasıl şekil vereceğim, dudaklarıma hangi renk ruju süreceğim, diyerek yok yere evin içinde kargaşa yaratıyor ve aile bireylerinin iki ayağını bir pabuca sokuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müdürün Peçeli Kızı
General FictionEvrenin rüzgarına kapılmış dönüyordu Dünya. Ülkelerden bir ülkede, şehirlerden bir şehirde, bu döngüye kapılmış yaşayıp giden mutlu bir ailecik vardı. 20.1.2019