Hoş geldiniz kitap dostları!
Bu kez Nihan'ın mantığı devreden çıkmış yerine kalbinin sesi devreye girmişti, çünkü karşısındaki adam aşk dolu gözlerle bakarak sıcacık gülümsüyordu. Bakışlarındaki güven içinde hissettiği derin duygular âşık olduğu adamdan çekinmemesi gerektiğini fısıldıyordu kulağına.
Kedisine uzanan ellerin isteğini geri çevirmeyerek serbest bıraktı ellerini. Şimdi Nihan'ın elleri Sinan'ın avuçları arasındaydı daha doğrusu kalbinin atışları desek daha doğru olur. Eller birleşti duygular kalpten kalbe sirayet etti.
"Şimdi doğruyu söyle bakalım küçük hanım, düne göre bugün nasılsın? Baban, dün çok kötü durumda olduğunu söylemişti de..."
"Sende görüyorsun hocam ben, iyiyim."
Elini Nihan'ın alnına koyup ateşinin olup olmadığını anlamak ister gibi yaptı Sinan. "Baban çok ateşinin olduğunu söylemişti."
Genç kız, hocasının yaptığı hareketten dolayı biraz utanmış vücudunu hafiften yorganın altına doğru ittirmişti.
Sinan, elini Nihan'ın alnında bir süre tuttu ve geri çekti. "Hâlâ ateşin var ama çok fazla değil. Neden kendine dikkat etmiyorsun?" Sesinin rengi korumacı bir tutum sergiliyordu.
Genç öğretmen, sözlerini yarıda kesip derin bir nefes aldı ve geri bıraktı. Sanki çok heyecanlıydı da heyecanını bastırmak istiyor gibiydi. Üstelik gözle görülür bir tedirginlik vardı üstünde ve söze nereden başlayacağını bilemez bir hal içindeydi. Sıkıntıdan terleyen alnını sağ elinin ayasıyla ovuşturup duruyordu.
Hocasının terleyip durmasını anlıyordu genç kız, çünkü elleri sevdiği adamın avuçları arasındayken kendisi de aynı durumdaydı. Komodinin üzerine uzandı kendisi için bırakılan beyaz mendili hocasına uzattı. "Buyur hocam!"
Sinan, uzatılan beyaz mendili aldı ve alnına bastırarak terini kuruladı. "Şey!" dedi ve biraz duraksadı. "B-benim size söyleyeceklerim var asılında!"
Nihan, sesi soluğu kesilmiş bir vaziyette sadece peçesinin altından hocasının sıkılarak ne söylemeye çalıştığını anlamaya çalışıyordu.
Sinan, bir süredir tuttuğu nefesini oflayarak dışarı bıraktığında ani bir kararla ayağa kalktı. Nihan'a arkasını döndü tekrar sağ elini terleyen alnına bastırdı ve kalktığı yere tekrar oturdu.
Nihan, şaşkınlık içerisinde hocasının neden bu kadar tedirgin olduğunu çözmeye çalışıyordu, vardı bir şeyler ama ne? Genç kız düşüne dururken hocasının ruhuna üflediği davudi ses rengi doldu kulaklarına; "Nihan, canım!"
İçini titreten ses kalbinden geçerek ruhunu ihya etmişti. "Buyur hocam!"
Genç öğretmenin sesindeki kararlılık ciddiyetinin bir göstergesiydi.
"Önce şu hocam kelimesini aradan kaldırsak, olmaz mı?"
Nihan'ın elleri zaten avuçları arasındaydı, sıkıca tuttuğu elleri usulca kalbinin üzerine koydu. Neye uğradığını anlayamayan Nihan, şaşkınlıkla elini çekmek istedi lakin Sinan, buna izin vermeyerek bırakmadı.
"Kalbimin atışını hissedebiliyor musun?" Nihan, sessizce başını aşağı yukarı salladı.
"Benim sana karşı adını koyamadığım hislerim hep vardı lakin bugün hasta olduğunu duyunca seni kaybetme korkusu düştü içime. İçimde duyduğum korku sana olan duygularımı netleştirip ortaya çıkardı. B-ben sana âşık oldum Nihan," dedi ve sustu. Kalbinden geçeni diline döken hoca görünüşe bakılacak olursa bir nebze rahatlamış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müdürün Peçeli Kızı
Ficção GeralEvrenin rüzgarına kapılmış dönüyordu Dünya. Ülkelerden bir ülkede, şehirlerden bir şehirde, bu döngüye kapılmış yaşayıp giden mutlu bir ailecik vardı. 20.1.2019