Merhaba, kitap dostları.
Nasılsınız bakalım?
Herkes iyiyse hemen satırları okumaya ve yorumlar bırakmaya başlayalım.
Yıldızı ⭐ sönük bırakmayalım.
Sizleri kocaman seviyorum>3
Günler ardına bile bakmadan hızla geçip giderken Canan, bu hengame içinde kendisini Özgür'le evlenmiş olarak buldu. Nasıl da baş döndürücü bir hızla gelip geçmişti günler. Hızla gelip geçen günlerin arkasından yetişmek için günlerin yaya senin atlı olman gerekirdi.
Canan'da evlenince iki kadın baş başa kalmış anne kız kendi kaderlerini yaşayıp gidiyorlardı.
Serap'ın ikinci çocuğu doğduğu için Lale Hanım, birkaç günlüğüne dünürlerinin evinde kalmaya gitmişti. Nihan, evde tek başına kalmıştı lakin korkacak bir durum yoktu. Nasıl olsa alt katta Memiş amcası vardı.
Gündüzleri bir şekilde geçip gidiyordu da geceleri pek sıkılıyordu. Bazen radyoyu açıp arkası yarın kuşağını dinleyerek vakit öldürüyordu fakat geriye kalan zamanda yine sıkılıyordu; akşamları yapacak bir şey bulamayan Nihan, babasının henüz açılmamış kitap kolilerini açıp kendi kitaplığına yerleştirmeye karar vermişti.
Babasının kitaplarını karton koliden çıkarıyor, silip temizliyor, sonra da itinayla kendi kitaplığına yerleştiriyordu. Bu meşguliyet onun için göz kamaştırıcı bir hazine gibiydi. Koliden çıkardığı her kitapta babasının parmak izleri vardı. Kitapların tozunu almaya bile kıyamıyordu parmak izleri silinir endişesiyle.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Nihan, kolilerden birini daha açmaya başlamıştı. Gözlerine uyku vurmuştu ama o buna aldırmıyordu. Koliyi yarılmıştı fakat bir dosya ilişti gözüne. Biraz diplerde kalmıştı. İlgisini çeken dosyayı aldı ve incelemeye başladı. Elindeki dosyaya dokundukça babasını yanı başında gibi hissediyordu. Zaten hiçbir zaman gitmemişti ki, her saniye onunla birlikteydi.
Biraz yorulmuştu ama babasının kendi elleriyle yazdığı dosyanın tamamını da okumak istiyordu. Yatağının üzerine oturdu ve sırtını yatağın başlığına dayadı. Peltesi çıkmış vücudu rahatlayınca bu kez de uykunun tatlı uyuşukluğu bütün duyularını ele geçirmişti. Burnundan nefes alırken derin bir esneme isteği geldiğinde eliyle ağzına kapatıp esneme isteğini bastırmak istemişti.
Uykudan mahmurlaşmış gözlerini kısarak dosyanın sayfalarını birbiri ardına çevirirken babasının müdüriyetteki işleriyle ilgili notlarını tuttuğu bir dosya olduğunu anladı.
Yarın Memiş amcama vereyim de müdüriyete ait bu dosyayı geri götürsün, diye geçirdi içinden.
Bir dakika o da neydi? Babası dosyanın sonuna uzun bir not düşmüştü. Hem de Eşref Tütüncü hakkında. Genç kızın göz bebekleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açılırken okumaya başladı.
Eşref Tütüncü bu aralar benim fazla üzerime geliyor, maksadı devletin hazine arazilerini kendi mülküne katmak. Bunun için benden sürekli yardım istiyor. Kendisini bu konuda defaatle uyarıp reddetmeme rağmen hâlâ ısrarcı davranıyor. Ben bunu yapamam, devletin malını birilerine peşkeş çekemem. Bütün bunları düşündükçe kalbim sıkışıyor, nefesim kesiliyor. Korkarım bunlar benim sonum olacak...
Notta yazanlar tamı tamına bunlardı...
Nihan, babasının kendi el yazısıyla yazdığı notu defalarca okudu ve okudukça kalbinin duvarlarında derin çatlaklar oluştu. Bu nasıl olabilirdi, şimdi akrabaları olan şahsiyetler babasının sonunu hazırlamış olabilirler miydi? Hiç durmadan düşünüyor düşündükçe geriliyor gerildikçe kısır bir döngü içerisine giriyordu. Kendi odasında ileri geri yürümekten yorgun düşmüştü ama hâlâ ayakta duruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müdürün Peçeli Kızı
Ficción GeneralEvrenin rüzgarına kapılmış dönüyordu Dünya. Ülkelerden bir ülkede, şehirlerden bir şehirde, bu döngüye kapılmış yaşayıp giden mutlu bir ailecik vardı. 20.1.2019