Ne kadar süredir burada olduğumu bilmiyordum. Karanlık yüzünden gün kavramımı yitireli çok uzun zaman olmuştu.
Kapının arkasından tıkırtılar geldiğinde yavaşça kapıya yanaştım. İçeri dolan ışık beni kör ederken biri bana doğru uzandı. Onu göremediğim için geri kaçmakla yetindim. "Amara..."
Jongin' in sesi garip bir şekilde bedenimi rahatlattı. Üstümdeki gerginliği bir kenara bırakmaya çalıştım. "Görüşmeyeli baya oldu değil mi Jonginie? Ben de seni özledim." Pürüzlü çıkan sesime aldırmadan kenara yaslanıp oturdum. Günlerdir açtım ve halsiz düşmüştüm.
"Espri anlayışından bir şey kaybetmemişsin."
"Sen de hala sinir bozucusun."
"Kalbimi kırıyorsun."
"Evet, kesinlikle duyguların incinmiş gibi duruyorsun." Kahkaha olması gereken garip sesler yükseldi boğazımdan. Yüzümü buruşturup yutkundum.
"Dalga geçmek yerine yemek için falan yalvarman gerekiyor Amara."
"Beni tanımıyormuş gibi konuşma. Burada çürümeyi yeğleyeceğimi biliyorsun. Şimdi bana ne yapacaksan yap ve siktir git Jongin!" Dişlerimin arasından ona tısladığımda yavaş adımlarla yanıma gelip eğildi. Bakışları yüzümde, daha sonra da vücudumda dolaştı. Kollarım bağlı olmasa yapabileceğim şeylerin hayalini kurdum.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Mükemmel." Benimle kesinlikle dalga geçiyordu...
"Dosyanın sende olduğunu biliyorum. Seni gördüm."
"Neden sesini çıkartmadın o zaman?"
"Çünkü her ne çeviriyorlarsa kurban olarak bizi seçtiler ve bunların ilki anladığım kadarıyla sensin."
"Bazen aklın çalışıyormuş Jonginie."
"Bunu bir iltifat olarak alacağım. Şimdi seni dışarı çıkarmamız gerek. Dosya onlardayken o çocuklar fazla uzun yaşamaz." Kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Peşine de rahatsız edici bir şey içimde dağıldı.
"Kimden bahsediyorsun?"
"Çatılan kaşlarınla kendini ele veriyorsun Amara." Eğlenen tavrı beni daha çok rahatsız etti. Çünkü ben hiç mi hiç eğlenmiyordum. Bacaklarımı altımda toplayıp yüzüne daha çok yaklaştım. Uzatmaya niyetim yoktu.
"Nereden biliyorsun?"
"Güzel. Bir yere gelmeye başlıyoruz. Dediğim gibi seni gördüm. Hayatını kurtardıklarını da biliyorum. Ölsen çok rahatsız olmazdım gerçi ama seni kurtararak güzel bir şey yaptılar. Lazımsın sonuçta."
"Ah! Çok teşekkür ederim!" Elini çeneme götürüp sıkıca tuttu ve yüzümü incelemek için beni yönlendirdi.
"Bana dokunmak hoşuna gidiyor galiba Jongin?"
"Rüyanda görürsün. Şimdi seni buradan nasıl çıkaracağız onu düşünelim."
"Beni onlara ispiklemediğini ve çocuklardan haberleri olmadığını düşünüyorum?"
"Bunu tabi ki yapmadım. Ama kan kaybından ölmek üzereyken iz bırakmadan kaçmakta başarılı olduğunu söyleyemem. Birileri seni görmüş olabilir ki bunlardan biri arkanda bıraktığın pisliği temizlemekte çok ısrarcı."
"Minseok' dan mı bahsediyorsun?"
"Aynen öyle. O seni kurtarmak için bir şeyleri mahvetmeden biz olaya el atsak güzel olur."
"Planın ne?"
"Onları dosyanın sende olmadığına ikna edebilirim."
"Alınma ama bana inanmamdı. Sana neden inansın? Malum favori elemanlarında başı çekiyorum. Çekiyordum yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanficGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...