Baekhyun'un üzerinde olan tüm dikkatim kafeden içeri büyük bir gürültüyle giren gurupla o tarafa kaydı. Chanyeol yanımdan gülümseyerek geçip giderken ben olduğum yerde durmakta kararlıydım. Sarılıp selamlaştıktan sonra kısa bir sürede şakalaşmaya başladılar. Hemen arkamdaki masaya yaslanıp onları izlemeye devam ettim. Çok eğleniyor gibi görünüyorlardı.
Yüzümün hemen önünde sallanan el ile başımı iki yana salladım. "Sana sesleniyorum. Duymuyor musun?"
"Dalmışım sadece. Ne oldu?"
Soruma aldırmadan Chanyeol koluma girip az önce içeri dalan kalabalığın içine çekti beni. Kendimi geri çekmeye çalışsam bile buna izin vermedi. "İşte beyler bu yeni kiracımız! Tanışın."
Bir şey demeden hepsinin suratını inceledim. Bazıları el sallıyor bazıları ise bir şeyler söylüyordu. Tam olarak ne yapacağımı bilmediğim için gerilmeye başladım. "Gençler bir sakin olun! Onu korkutuyorsunuz!" Baekhyun' un ağzından çıkanlarla kaşlarım çatıldı. Korkmuyordum bir kere!
Ona olan bakışlarımı önemsemeden arkamdan yaklaşıp ellerini omuzlarıma koydu. Sırayla hepsinin adını söyledikten sonra konuşmam için beni bekledi. "Memnun oldum. Ben de Amara." Yeni bir gürültü bulunduğumuz yerde yükseldiğinde kulaklarımı kapatmamak için zor tuttum kendimi. Zorlukla yüzüme bir gülümseme yerleştirip kenarda bir yere kaçtım.
Zaman geçtikçe etraf daha da kalabalıklaşmış sonradan açılan müzik insan seslerini bastırmıştı. Basit bir kaç sohbetin ardından sinebileceğim bir köşe buldum kendime. Herkesi tekrar tekrar süzdüğüm bir ara Baekhyun' u benim gibi bir köşede yalnız gördüm. Kaşlarım hayretle havalanırken bedenim onun yanına gitmek için hareketlenmişti ki telefonunu kulağına götürdü. Eski yerime geri dönüp onu izlemeye devam ettim. Telefonla konuşması bittikten sonra girişe doğru ilerledi ve birini karşıladı. Kim olduğunu görebilmek için hamle yapacaktım ki önüme başka biri geçti. "Merhaba."
"Merhaba?"
"Jongdae ben." Gülümseyerek adını hatırlattığında ben de gülümsemeye çalıştım ama aklımda hala Baekhyun' un kime o kadar güzel baktığı vardı.
"Ah evet! Üzgünüm. Nasılsın?"
"Ben iyiyim de sen sıkılmış görünüyorsun?" İlgiyle kalkan kaşlarını taklit ettim.
"Kalabalıktan çok hoşlanmıyorum. Yoksa eğlenceli bir parti." Vurguladığım kelimeye kahkaha attı.
"En azından pastanın tadı güzel." Bu sefer ben kahkaha attım. "Evet, bu konuda haklısın!"
Chanyeol arkadan yaklaşıp Jongdae'nin omzuna elini attığında yerinde sıçradı. "Vay! Benden sonra Amara'yı güldüren ilk kişisin galiba."
"Sana gülüyormuş gibi yapıyorum Chanyeol." Jongdae'ye göz kırpıp gülümsedim. "Kalbimden yükselen sesi duydun mu Amara?" Dramatik bir şekilde elini göğsüne götürdüğünde gülmemi tutamadım.
Bizim sohbetimiz henüz başlamışken Jongdae'ye arkadan biri seslendi. Bunun üzerine kısa bir vedanın ardından neredeyse koşarak o tarafa doğru gitti. Durumu garip karşıladığımı çok belli etmiş olmalıyım ki hemen peşinden Chanyeol açıklama gereği duydu: "Kız arkadaşı."
"Aah! Bu koşmasını açıklar."
"Seni eve bırakmamı ister misin? Sıkıldığını biliyorum." Gülümsemeye çalışarak pastayı işaret ettim.
"Yok, sorun değil. Pasta güzel."
"Haklısın." Elime aldığım çatalı kapıp kenara bırkatığım pastadan kocaman bir parça aldı. Omzuna vurmakla yetindim. Hemen sonra görüş alanıma yeniden Baekhyun girdiğinde yerine gelen keyfim kaçtı. "Bu kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanfictionGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...