Amara derin soluklarla dışarı çıktığında kalp atışlarındaki hızlanmaya anlam veremiyordu. Kendini ikna etmeye çalıştı. "İlk defa biriyle yiyişmiş olduğun için hepsi." Hemen ardından ekledi: "Ya da herkesin ortasında yere serildiğindendir."
Yanaklarındaki kırmızılık yavaşça silinmeye yüz tuttuğunda yürümekten vazgeçip kaldırımın kenarına çöktü. Elini kalbinin üzerinde konumlandırdı. Vücuduna dokunan kendi elleri olsa bile nasıl yabancı hissettirdiğini düşündü. Bu yabancılık hissi onu çok yoruyordu.
Sonra Baekhyun' un dokunuşları düştü aklına. İçinde oluşturduğu tüm o hislere bir anlam vermeye çalıştı. Basit birkaç kelimeyle geçiştirecekti ama düşündüğü her ismin altında yeniden yeşeren sıcaklık daha fazlası için yalvarıyordu. Daha fazla anlam istiyordu kızın hayatında.
Tüm bu anlamın ve iyiliğin içine bir gölge düştü bir anda. Tiksinerek bakan bir çift göz güzel olan her şeyi kararttı. Titreyen bedenini kollarıyla sardı Amara. Bütün bu baskıdan kaçabileceği bir yol düşündü. Hepsi çıkmaza çıkıyordu sanki. Jongin' e mesaj atmakta karar kıldı.
Hey Nini!
Kim Jongin: Bana öyle seslenme demiştim! Ayrıca sen neredesin? Endişelenmeye başlayacaktım!
Beni orada savunmasız bırakmadan önce düşünseydin. Her neyse sana bir şey sormak istiyordum.
Kim Jongin: Dinliyorum?
Kafanı dağıtmak için ne yaparsın?
Kim Jongin: Ne için kafa dağıtacağıma gör değişir.
Yorgun hissediyorsan? Bıkmış...
Kim Jongin: Genelde kafa çekerim. Oyun oynarım ya da bir şeyleri yumruklamak da iyi geliyor.
Kim Jongin: Bilmiyorum. Sana ne lazım?
Tamam, ben aldım cevabımı. Sağ ol şekerim!
Elindeki telefon son kez titrediğinde umursamadan cebine attı. Ayaklarını sürüyerek köşedeki markete gidip işini görecek bir şeyler aldı. Marketteki işi bittiğinde aynı yavaşlıkla eski yerine oturup ayaklarını boş caddeye doğru uzattı. Sessizlik hoşuna gitmişti.
Uzun bir süre elindeki şişeyi inceledikten sonra daha fazla ertelemeye gerek duymayıp kocaman bir yudum aldı. Boğazında yükselen yakıcı his diğer yangını söndürdüğünde gülümsedi. İşe yarıyordu sanırım...
Baekhyun'dan
Bardan ayrıldıklarından beri beyninin içinde bir sis bulutunun dolaştığını hissediyordu Baekhyun. Tam olarak bir şeyleri kavrama yeteneğini saatler önce kenara bırakmış tamamen içgüdüsel davranıyordu sanki.
Kendini arabanın yan koltuğuna attığında gözlerini kapatmak için davranmıştı ki Chanyeol konuşmaya başladı ve bu yol boyunca devam etti. Bu durum zaten olanlar yüzünden beyninde filler tepişen Baekhyun' un baş ağrısını birkaç kat katlamış ve çekilmez bir hal almasına neden olmuştu.
Evin önünde durduklarında derin bir nefes alıp aşağı indi. "Chanyeol yeter artık!"
"Kızdan özür dile!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanfictionGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...