-Chapter 30-

210 27 61
                                    

"Sence... Sence geri dönmezsem... Bana ne yaparlar?" Sesimdeki kararlılık onun gözlerinde endişe olarak şekillendi.

"Bana öyle bir düşüncenin olmadığını söyle lütfen."

"Sadece merak ediyorum. En kötü ne olabileceğini..." Ciddi olup olmadığımı anlamak için suratımı inceledi. Ona izin vermeden başımı yukarı kaldırdım. 

Bu gece şanslı olmalıydım. Yıldızlar olabilecek en parlak hallerinde gibi görünüyorlardı. Gökyüzü berraktı.  

"Bunu merak dahi etme Amara!" Sert çıkan sesine sadece iç çekebildim. Ona karşı çıksam bile ne diyebilirdim ki zaten. İkimizde böyle bir ihtimalin olmadığını biliyorduk.

"Tamam, etmem."

Cevabımdan tatmin olmasa bile susmayı tercih etti. Beyninin içinde neler döndüğünü merak etsem bile ben de konuşmadım. Hava aydınlanıncaya kadar öylece oturduk. 

"Jongin."

"Efendim?"

"Dans edebildiğini bilmiyordum." Uzun sessizlikten sonra kurduğum alakasız cümle onu şaşırttı ama çabucak toparlayıp sinsi sinsi sırıttı. "Benim hakkımda bilmediğin daha çok şey var güzelim."

"Ne var mesela?" Cevap veremeden dümdüz suratıma bakınca kahkaha attım. 

Uzun süre hareketsiz kalan bedenimi açmak adına ayaklandım. O da benimle birlikte ayağa kalktı. "Cidden baya donanımlısın Jonginie. Bunları kimseye anlatma düşerler sana falan başına iş alırsın." Sesime hakim olan alay onu kızdırınca daha da keyiflendim. Adımlarımı merdivenlere yöneltip hızlandım. Oda peşime takıldı. 

"Ya! Bir an aklıma bir şey gelmedi sadece!"

"Evet, tabi! Bilmez olur muyum." 

"Dalga geçme! Aniden sorunca aklıma bir şey gelmedi işte."

"Bir şey demedim." Kendini savunmak için yeniden konuşmaya başlayacağı sırada gözlerimi devirip kapıyı açmak için anahtarı yerine yerleştirdim. Ben daha kilidi çeviremeden arka taraftan biri kapıyı benim yerime açtı. 

Baekhyun'un uykulu yüzü bir anda karşımızda belirince istemsizce gülümsedim. "Günaydın!" Neşeli çıkan sesim onda bir tepkiye neden olmadı. Bakışları benim değil Jongin'in üzerindeydi daha çok. Biraz daha orada dikilmek istemediğim için içeri doğru yürüdüm. Diğer ikisi de peşime takıldı. 

"Biraz fazla erkenci değil misiniz?" 

Yeni uyandığı için derin çıkan sesi dikkatimi dağıttı. Sorusunu benim yerime Jongin yanıtladı o yüzden: "Sohbete dalmışız. Nasıl sabah oldu anlamadık bile. Değil mi Amara?" 

İçimden 'Biraz daha abart Jongin!' diye ona kızmak gelse de yapmacık bir gülüş sunmakla yetinmiştim. Jongin'in verdiği cevaba Baekhyun sebepsiz yere şaşırdı. Onun bu komik yüz ifadesiyle biraz daha eğlenmek istediğim için yüzümü onunkine biraz daha yaklaştırıp işaret parmağımla gözlerini işaret ettim. "Yalnız yüzünü yıkamadın sanırım Byunie." 

Aramızdaki mesafeyi aniden kapattığım için biraz geri kaçtı daha sonrada eliyle yüzünü kapattı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp mutfağa doğru adım attım. Jongin'de bana eşlik ederken tahminimce Baekhyun banyoya gitmişti. 

Kendi içimde az önce alanları düşünüp eğlenirken bu mutluluğuma Jongin gölge düşürdü. "Bana yemek yapmaya da başladığını söylemeyeceksin değil mi? Gözlerim dolmaya başlıyor bir saniye!" 

"Uçmaya da başladım biliyor musun? Sihirli bir değnek dokundu sanki bana!" 

Ellerimle havada değişik şekiller çizip söylediği şeyin saçmalığını anlamasını bekledim. Kazandığım yanıtsa abartılı bir surat asmaydı. 

Darkness | Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin