-Chapter 20-

238 30 35
                                    

"Beni yeniden bozdun!" İşaret parmağımı Baekhyun'a doğru uzattım. "Hepsi senin suçun!"

Kelimeler ağzımdan döküldükleri anda pişman olmuştum. Bu kadar fevri davranan biri değildim ben, olmamıştım da hiçbir zaman. Şimdi bu hareketlerimin hiçbir anlamı yoktu!

Anın verdiği yorgunlukla bir iki adım gerileyebildim. Baekhyun hala tanımlayamadığım bir ifadeyle bana bakıyor, elinde tuttuğu kremi biraz daha sıkıyordu zaman geçtikçe. Nihayet konuşmak için kelimelerini toparlayabildiğinde elindeki fırsatı alıp kaçan ben olmuştum bu sefer. 

Baekhyun'a ait olduğunu bildiğim odaya kendimi kilitlerken de çok mantıklı davranmıyordum. Hissettiğim suçluluk ona ait şeylerle daha çok üzerime geliyordu çünkü. Derin bir bıkkınlıkla yatağa çöktüm. Nefeslerimi derinleştirip titreyen ellerimi de görmezden geldim. 

Beynimde hala kahkaha atan kadından kurtulmak çektiğim vicdan azabını bastırmaktan daha önce geliyordu.

Sessizlik beynimin içindeki gürültüyü daha da can sıkıcı bir hale getirmeye başladı zamanla. Adımlarımı sürükleyerek dışarı çıktım. Sessiz olmaya özen göstererek salona yaklaştığımda Chanyeol ortalarda görünmüyordu. Baekhyun ise kanepeye çökmüş başını ellerinin arasına almıştı. Yorgun görünüyordu. 

Senin yüzünden.

Karşı bile çıkamadan iç çektim sadece. Bu bir kabulleniş olduğundan zihnimdeki kadının sırıtışı neredeyse gözümün önüne düşecekti. Başımı iki yana sallayarak henüz oluşmamış görüntüyü dağıttım. 

"Orada dikilip kafayı yemeyi mi planlıyorsun?"

"Ne?"

"Bana bakarak bir şeyler düşündüğün çok açık?" Soru işaretiyle dolu sesi kalkan kaşlarıyla birlerştiğinde yeniden kaçasım gelmişti ama içgüdülerimi bir kenara iteleyip çaprazındaki koltuğa çöktüm. Sehpanın üzerindeki kremi bana doğru itekledi. 

"İyi misin?"

"Evet." Kremi almak yerine gözlerimi üzerinde sabitledim. Baekhyun' un suratına bakmaktan iyiydi. 

"Tamam. Bir şeyler yiyemedin. Aç olmalısın. İstediğin bir şey var mı? Senin için hazırlayabilirim."

Şaşkınca ona baktım. Az önce saçmaladığım onca şey olmamış gibi mi davranacaktı. 

"Hadi mutfağa gel. Karnını doyuralım." Cevap vermek yerine gözlerimi ona diktiğim için rahatsız olduğundan olsa gerek sabırsızca konuşmuştu. Ayağa kalktı. Hareketsiz bedenim onun sabrını zorlamış olacak ki bileğimi tutmak için hamle yaptı. 

Uzun parmakların elime kapanması için milimler kala sanki ateşe dokunmuş gibi geri kaçtı. Parmaklarını arkasında kenetleyip mutfağa doğru yürüdü. "Hadi!"

Bana dokunmaktan kaçınması, her ne kadar nedeni ben olsam bile, biraz... Sinirlerimi bozmuştu. Suratımı asarak peşinden mutfağa gittim. Çoktan küçük bir kaseye birkaç yumurta kırmış onları çırpıyordu. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Darkness | Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin