Bacaklarım titrediğinde vücudumun ağırlığını biraz daha arkamdaki kapıya verip elimdeki tişörte baktım. Şimdi o bunu giymemi mi istiyordu yani? Sonuçta kıyafet sorunumu hallettiğimi ona iki kere söylemiştim ve o yinede bunu istemişti. Doğru anladığıma emindim o yüzden.
İyi de neden?
Elimdeki kumaş parçasına bakarken kaşlarımın iyice çatıldığını hissettim. Olabilecek her ihtimali değerlendirdiğim bir anda kapım tıklatılınca olduğum yerde sıçradım. Hemen ardından Baekhyun'un sesi geldi: "Amara?"
"Ef-efendim?"
"Gelebilir miyim?"
"Neden?" Sorduğum şeyin saçmalığıyla yüzleşmem içindi sanki Baekhyun bir süre sessiz kaldı. "Ne yapıyorsun?" Kapı kulpu hareketlendiğinde dizimle kapıyı açamaması için baskı uyguladım. "GELME!"
"Tamam, sakin ol. Sadece kahvaltıdan kaytarmadığına emin olmak istedim."
"Geleceğim birazdan. Hem sen duş almayacak mıydın?"
"Evet de tişörtümü almam gerekiyor."
"Başka bir tanesini giysene."
"Hayır onu giymek istiyorum." İnatçı sesi yüzünden ofladım ve kapıyı hafifçe aralayıp elimdekini ona verdim. "Niye bana veriyorsun o zaman? Manyak mısın?" Bir süre yüzüme bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Elini kaldırıp üzerimdeki tişörtü gösterdiğinde kaşlarımı çattım. "Ben bunu istiyorum."
"Sorumu yeniliyorum. Manyak mısın Baekhyun? Git başka tişört giy ya da al bunu." Elimdekini biraz daha ona uzattığımda sırıttı. "Söylediğim şey bence gayet açıktı. Ben bekliyorum sen değiştir hadi üstünü."
Ona laf anlatamayacağımı anladığımda gözlerimi devirip kapıyı yeniden kapattım. Cidden ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Kumaşı üzerimden sıyırıp kendiminkilerden birini üzerime geçirdim. Altımdaki pijamayı da pantolonla değiştirdiğimde kapıyı yeniden açtım. Baştan aşağı beni süzüp gözlerini kıstı. Bir şey demek için dudaklarını aralasa bile vazgeçti ve tişörtü alıp banyoya gitti.
Onun hakkında daha fazla düşünmek istemediğimden mutfağa geçip yapabileceğim şeyleri düşündüm. Amerikan tarzı bir kahvaltı hazırlayabilecek alt yapıya sahip olduğuma karar verdiğimde ekmek kızartabilmek için tavalardan birini ocağa bıraktım.
***
Mutfakta bir süre acı çektikten sonra kafam karışmış bir şekilde kahve makinesinin önünde dikildim. Bunlardan birini daha önce hiç kullanmadığım için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bir şekilde çalıştırmak için sağını solunu kurcalarken başıma bir el kondu. Şaşkınca diğer tarafıma baktığımda Baekhyun omzumun üstünden başını eğip çok yakınıma girdi. Islak saçları yanağıma dokunuyor ve soğukluğu yüzümü geri çekmem için beni tetikliyordu.
"Nefes al Amara."
Söylediği şeyle bedenim beklediği komutu almış gibi kocaman bir soluğu ciğerlerime doldurdu. Geri kaçmaya çalıştığımdaysa başımdaki elini tezgaha yaslayıp beni köşeye sıkıştırdı. Hızlı nabzım kulaklarımı çınlatıyordu.
"Kahveyi buraya yerleştiriyorsun ve sonrasında buraya basıyorsun." Makine sesler çıkarıp çalışmaya başladığında kafasını eğip gülümseyerek bana baktı. "Kolay değil mi?" Başımı iki yana sallayıp onu kendimden uzaklaştırdım. Bana sırıtarak bakıp yeniden konuştu: "Kahve içmek istediğinde bana seslen o zaman. Senin için yapabilirim." Hemen sonra hazırlamaya çalıştığım kahvaltıya döndü. "İlk seferin olduğunu tahmin ediyorum O yüzden baya iyi bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanficGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...